Özdağ’ın beklediği senaryo

Barış Pehlivan; Geçmişin karabasanı üzerimizde. Sisten ve siyahtan her şeyi seçemiyoruz. Ama bir koku var. Tanıdık, travmatik ve gözümüzü yakan. Hiç mi duymadınız?

“Beni ya öldürecekler ya da hapse atacaklar.”

Haber için yaptığımız bir telefon görüşmesinde böyle demişti Ümit Özdağ. Kendisine karşı bir pusu hazırlığından bahsediyordu. Tanıyanlar bilir, istihbaratı da sezileri de kuvvetliydi.

Bundan yaklaşık iki ay önceydi. Halk TV’de İsmail Küçükkaya’nın programındaydım. Orada şöyle bir duyumumu paylaştım: “Ümit Özdağ’ın başına bir çorap örülmeye çalışıldığını hissediyorum. Evet, bu iddialı bir kulis. Bence, Ümit Özdağ’a ve Özdağ’ın temsil ettiği politikaya dair iktidarın bir planı var.”

Reklam arasında Ümit Özdağ aradı. Benzer iddiaları duymuştu. İleri sürülen senaryo özetle şuydu: “Ümit Özdağ’ı ve Zafer Partisi’ni neo Nazi gruplarla ilişkili gösterecekler. Bu yolla bir örgüt soruşturması başlatacaklar. Avrupa’nın da desteğini alacak bu operasyonlarla, sığınmacılara dair iktidar politikasını eleştirenler susturulacak.”

Hatta Özdağ, bu süreçle ilişkili olduğunu düşündüğü ırkçı gruplardan “Ataman Kardeşler” hakkında da suç duyurusunda bulunmuştu.

Şimdi...

Zafer Partisi Ümit Özdağ’a yapılan operasyona ilişkin yaptığı açıklamada, “Bu kararla ikinci bir Ergenekon sürecinin başlatıldığı çok açık ortaya çıkmıştır” dedi. Tesadüf mü: Ümit Özdağ bundan yıllar önce de Ergenekon kumpası şüphelisiydi.

Her zamanki gibiydi süreç. Fethullahçılar, kendileri aslında ne yapıyorsa o suçu karşısına yüklüyordu. Keza, “Ergenekon, Ümit Özdağ’ı MHP’ye başkan yapmak istiyor” yalanını, aslında kendileri MHP’yi ele geçirmek için 2. Ergenekon iddianamesine koymuşlardı. Özdağ’ın telefonları o süreçte dinlenmiş, polis tarafından da fiziki takip yapılmıştı. Ve ne garip, o zaman Fethullahçıların oyununa gelen MHP’liler şimdi yine Ümit Özdağ’a operasyonu alkışlıyordu.

Zafer Partililer ise operasyonu hızlandıranın, MHP’nin başlattığı yeni sürece karşı çıkan “Mehmetçik katillerine af yok” mitingleri olduğuna inanıyordu.

Geçmişin karabasanı üzerimizde. Sisten ve siyahtan her şeyi seçemiyoruz. Ama bir koku var. Tanıdık, travmatik ve gözümüzü yakan. Hiç mi duymadınız?