Köpeğin havlamasından rahatsız olan başkan
Barış Pehlivan; İddiaya göre; HSK Teftiş Kurulu Başkanı Yiğit komşusuna “terbiyesiz” dedi.
Arka Bahçe’nin takipçileri hatırlar; geçen hafta HSK Teftiş Kurulu Başkanı Osman Nuri Yiğit’e dair bazı sorular sordum. Onlardan biri de komşusuyla yaşadığı problemlere ilişkindi.
İşte şimdi o sorunun perde arkasındaki davanın detaylarına gireceğim.
Olay, HSK Teftiş Kurulu Başkanı Yiğit ile komşusu Aynur Merih Kongurtay arasında yaşanıyor.
Özetle...
Gerginliklerden biri, komşu Kongurtay’ın iki köpeğine dairdi. HSK Teftiş Kurulu Başkanı Yiğit, komşusunun köpeklerinin sürekli havlamasından şikâyetçiydi. “Bu köpekler tatil maksadıyla kafa dinlemek için gittiğimiz yerde sürekli havlayarak bizi rahatsız ediyor” diyordu. Komşusu ise kendisini şöyle savundu:
“Ben köpeğimin susmasını nasıl sağlayabilirim? Kesinlikle ben havlatmıyorum. Köpeklerimi seviyorum, can güvenliğimi sağlıyorlar.”
Olay karakolluk oldu, nihayetinde komşu “çevreyi rahatsız etme” suçundan para cezası ödedi.
Ancak asıl büyük kavga başkaydı.
Komşu Kongurtay, evindeki garajın çatısını yaptıracaktı. Bunun için gerekli yerlerden izin de aldı. Gelin görün ki... Bu çatının yapım aşamasındaki kalasları, yan komşusu Osman Nuri Yiğit’in evinin bahçesine taşıyordu. İşte o bölümlerin kaldırılması süreci tartışmayı alevlendirdi.
Olay öyle bir yere geldi ki...
İddiaya göre; HSK Teftiş Kurulu Başkanı Yiğit komşusuna “terbiyesiz” dedi.
Çatıyı tamir eden Özcan Bozankaya adlı işçi de “Ben 46’lığım, sizi öldürürüm, hiç de ceza almam” diyerek HSK Teftiş Kurulu başkanını tehdit etti.
Osman Nuri Yiğit’in bahçesindeki kamerasını garaj inşaatına doğru çevirmesi, aynı işçinin kamera önünde tehdit savurması gibi birçok olay yaşandı.
Nihayetinde...
Mahkeme komşu Aynur Merih Kongurtay hakkında beş ay hapis, işçi Bozankaya hakkında ise 1 yıl 8 ay hapis cezası verdi. İki isim hakkında da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildi.
Yargılama sürecinde komşu Kongurtay CİMER’e başvurarak şu iddialarda dahi bulundu:
“Bu kişinin her gün evime polis göndermesinden şikâyetçiyim. İlgili kişi iyi niyetli değil. Bana ‘İki kadın yalnız yaşıyorsunuz, bana ihtiyacın olabilir’ dedi. İntihar etmeyi bile düşünüyorum. Annemle yalnız yaşıyorum, zor durumdayım.”
Bakınız...
Tüm bunları şunun için anlattım:
Meselem, bu davada kimin haklı olduğunu ortaya çıkarmak değil. Beni asıl düşündüren şu: Acaba komşusundan rahatsızlığının mücadelesini veren HSK Teftiş Kurulu başkanı, aynı hassasiyeti oturduğu koltukta da gösteriyor mu?
Hâkimlerin ve savcıların yaptığı, artık belgeleriyle ifşa olan hukuksuzluklardan da rahatsız oluyor mu? Köpeğin havlamasını mesele yaparken; rüşvet alan, tarikatların emrine giren, bağımsızlığını yitiren yargı mensuplarına karşı da mücadele ediyor mu?
Benimki de soru işte.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları