Ben ceza aldım, peki çocuk istismarcıları ne oldu?
Barış Terkoğlu: Çocuğa karşı işlenen suçların iddianamesini yazıp mahkemeye gönderemeyen Türk yargısı, istismarı Türkiye’ye duyuran benden şikâyetçi oldu.
Adliyenin önündeki heykele dikkatle baktınız mı? Çoğumuz Uranüs ve Gaia’nın kızı, gözü bağlı bakire Themis’in elindeki teraziyi görüyoruz. “İşte adalet” diyoruz. Oysa diğer eldeki kılıcı fark etmiyoruz. Kılıcı tutan el, adaleti uygulayacak gücü temsil ediyor. Haliyle hukukun sahibini de gösteriyor.
Pazartesiden sonra ne çok kişi sordu: Sen istismarı yazdığın için ceza aldın da peki istismarcılara ne oldu?
Elazığ’da 17 yaşındaki bir çocuğun cinsel istismara uğramasının öyküsünü yazmıştım. 2018’in kasım ayında gündeme getirdiğim dosya nedeniyle, geçen günlerde “gizliliği ihlal” suçlamasıyla 6 bin 80 lira ceza almıştım.
Sahi ben ceza aldım da, olaya karışanlara ne oldu?
Yazıp bırakmıştım. İstismarı ifşa ettiğim için yargılanmasaydım ben bile hikâyeyi unutmuştum.
Pazartesiden sonra bu kez ben de herkesin merak ettiği sorunun peşine düştüm.
Aptesten sonra tecavüz girişimi
Hatırladınız mı? Alperen Ocakları’na giden 17 yaşındaki F.Y’nin cinsel yönelimi farklıydı. Aynı ocaktaki A.K. ile aralarında cinsel ilişki yaşanmıştı. Olayın duyulmasının ardından F.Y. ocağa çağrılmış, öldüresiye dövülmüştü. Dayağın ardından yaşadıklarını şöyle anlatıyordu:
“Gökhan ve Ekrem bana aptes alıp tövbe namazı kılacaksın, dediler ve bana aptes aldırdılar. Beni namaz kıldırmak için tekrar odaya aldıklarında Gökhan üzerinde bulunan gömleği çıkardı ve bana ‘ya benimle ilişkiye girersin ya da seni bıçaklarım’ dedi.”
Tecavüze direnip hastanelik olana kadar dayak yiyen F.Y’nin başına gelenler bu kadar değildi. Aynı ekip tarafından şehrin zenginlerinden M.T. ile cinsel ilişkiye girmesi sağlanmış, tam bu sırada olay yeri basılarak M.T’ye şantaj için kullanılmıştı.
M.T., 3 Kasım 2018 günü Elazığ’da çocuk şube müdürlüğünde yaşadıklarını anlatmıştı.
Dedik ya: Peki, sonra ne oldu?
Hem Elazığ Adliyesi’ndeki kaynaklarla hem de F.Y’nin ailesine yakın isimlerle konuştum.
Neler olduğunu anlatayım.
F.Y’nin ifadesinin ardından Alperen Ocakları’na çöreklenmiş çetenin elemanları önce gözaltına alınıp serbest bırakıldı. Ardından savcılık şantaja uğrayan M.T. isimli zengine ulaştı. Çetenin M.T’den şantajla 5 bin lira aldığı, 400 bin lira daha istedikleri M.T’nin ifadesiyle doğrulandı. Bu süreçte F.Y. ile M.T’nin mahrem görüntülerinin de kameraya kaydedildiği ortaya çıktı. F.Y’yi yem olarak kullanan Alperen Ocakları’na çöreklenmiş çete, bir kez daha gözaltına alındı ve bu kez tutuklandı.
Ya F.Y.? Sürecin mağdurlarından biriydi. “Yeter” diyerek her şeyi o açığa çıkarmıştı. İşin tuhaf yanı o da M.T’ye yapılan şantajın parçası olduğu için hapsedildi.
Yağmadan yargılama var, istismara dava yok
Aslında ortada görülmesi gereken iki ayrı mesele vardı. Biri çocuk yaştaki M.T’ye atılan dayak, yapılan tehdit ve istismar eylemi. Öteki M.T’ye yapılan şantaj ve yağma.
Savcılığın M.T’ye yapılanları daha çok ciddiye aldığı belliydi. Hızla iddianamesi yazıldı. Sanıklar Elazığ 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde mahkeme önüne çıkarıldı. Ortalama 8 ay tutuklu kalan çete üyeleri tutuksuz yargılanmaya devam ediyor. Şantaja yem yapılan çocuk yaştaki F.Y. de Elazığ 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaya devam ediyor.
Ya F.Y’ye yapılanların hesabı?
F.Y’nin ailesi çocuklarını mağdur edenlerden şikâyetçi oldu. Her aile gibi yavrularına cehennemi yaşatanlardan intikam almak istiyorlardı. Hapisten çıkan çete üyeleri yolladıkları aracılarla aileyi o kadar baskı altına aldı ki... Şikâyetlerini geri çekmediler ancak olayı da büyütmemeye karar verdiler. Skandalın duyulmasının çocuklarının geleceğine de zarar vermesinden endişe ediyorlardı. Son öğrendiğime göre F.Y. liseyi bitirmek için çabalıyor, yaşadığı acıları unutmaya çalışıyordu.
F.Y. ve ailesinden sonra 4. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti de suç duyurusunda bulundu. Buna rağmen nedense F.Y’ye yapılan istismarın, dayağın, tehdidin, tecavüz girişiminin davası bir türlü açılamadı. Yargı elini ağırdan mı aldı, diyelim; F.Y’ye yapılanların hesabını sormakta isteksiz mi davrandı, diyelim; yoksa birileri “çok da üstelensin” istemedi mi, diyelim. Bir çocuğun ağzına çorap sokup kafasını duvarlara vuranlar, tecavüz etmeye çalışıp şantaj yemi yapanlar ceza almayı bırakın, halen yargı önüne çıkarılamadı. Çocuğa karşı işlenen suçlar, işadamına yapılan 5 bin liralık yağma kadar önemli bulunmuyordu.
Tek ceza alan ben oldum
Sonuçta...
Çocuğa karşı işlenen suçların iddianamesini yazıp mahkemeye gönderemeyen Türk yargısı, istismarı Türkiye’ye duyuran benden şikâyetçi oldu. Yazdıklarımı engelledi. İddianamemi yazdı. “Gizliliği ihlal ediyor” diye cezamı verdi. Üstelik kadın hâkimler eliyle...
Elazığ’da Alperen Ocakları’nda başlayan çocuk istismarı, dayak, tehdit, şantaj, yağma, tecavüz girişimi skandalından tek ceza alan kişi ben olmuş oldum. Bu rezaletin “gizli” kalıp sessizce kapatılmasına izin vermediğim için.
Ne diyelim...
Bakire Themis gözündeki bandı çıkardı. Teraziyi elinden bıraktı. Kadın olduğunu unuttu. Elindeki kılıcı ödünç verenler adına mazlumların kalbine sapladı.
İnanıyorum, çocuk tecavüzcülerini üzecek adalet bir gün kapıyı çalmadan bu topraklara gelecek.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları