Birşah Süt’teki su sandığınız gibi değil!
Barış Terkoğlu; Gazze krizi başlayınca İslamcı camiada “boykot” çağrıları başladı. Hükümetin başta İsrail’e giden gemiler olmak üzere yaşadığı zikzakları biliyorsunuz.
Çocukluğumuzda, mahallenin gür bıyıklı Cumhuriyet okuru abileri vardı. Futbol ya da trafik kazaları... Konu ne olursa olsun, “mesele sınıfsal” diye başlarlardı. Haklı da çıkarlardı. Her işin özü ekonomik ilişkilere bağlanırdı. Sonra o abiler bıyığını kesti, Cumhuriyet okumayı bıraktı. Dönem, süreç, konjonktür gibi popüler kelimeler kullanmaya başladılar. Oysa yoksulluk, mahallemizde çocukluğumuz gibi büyümeye devam ediyordu.
Konuyu nereye getireceğimi anladınız. Okuduğunuz o haberden söz ediyorum: “Tarım Bakanlığı, Danone tarafından A101 için üretilen Birşah marka sütleri, içinden su çıktığı gerekçesiyle toplatma kararı aldı.”
Okuyunca arşivimdeki o rapor aklıma geldi. Asgari ücret ve emekli zammı geldi. Bizim İslamcılar ve Gazze geldi. FETÖ ve Nurcular geldi. Gözaltına alınan Sabri Uzun ve tutuklanan Filistin eylemcisi gençler geldi. Cebimden bıyığımı çıkarıp anlatayım.
‘MARKET MARKALARI’ DÜZENİ
Birşah Süt, Dost Süt, Mis Süt, Migros Süt, Carrefour Süt... Sadece süt için yazdım. Yumurtadan peynire, tuvalet kâğıdından ete kadar son dönemde sepetimize giren markalar çok değişti. Markete gidiyorum, elim hep onlara gidiyor. Nasıl gitmesin? Belirgin şekilde en ucuzu onlar. “Market markaları”, sadece o markete özel üretiliyor.
Kendileri üretiyor sanmayın. Sistemi gelişmiş kapitalist ülkelerden aldık. PL (Private label) sistemi, çoğunu bildiğiniz ünlü markaların, markete özel marka üretmesini anlatıyor. Birşah örneğindeki gibi. Danone, A101’e özel süt üretiyor. Dağıtım, market, raf avantajını kullanan A101; dükkân ordusuyla kâr marjını düşürerek kendi markasını en ucuza satıyor.
Kapitalizm yıllarca “ürün çeşitliliği” ile övüldü ya... Sosyal medyayı tarayın. Vatandaş eskiden tanıdığı markaların daha kaliteli olduğuna inanıyor. Ancak ekonomisi öyle kötüleşmiş ki... Seçimini “market markaları”ndan yana kullanıyor. Piyasadaki ünlü markaların firmaları da kâr için, market markalarının üreticisi olmayı seçiyor. Şikayetvar sitesine market markalarının adını yazın. “Elin markası”nı üretmenin sorumluluğu daha az. Tüketiciye göre süte su, ete yağ, kâğıda saman karışmış. Vatandaş, aynı fabrikada üretilse de kalitenin düştüğüne inanıyor. Çoğu, parası olsa 10 lira fazla verip öbür markayı alacağını söylüyor.
ÜCRETLERİ DÜŞÜRME BAHANESİ
Peki iktidar?
Çoğu zaman “TÜİK bu yumurtayı nereden alıyor”, “Bu balı nereden buluyor” diye soruyoruz ya! İktidar da enflasyon rakamlarını düşük göstermek için bu sistemi destekliyor. Kimi zaman kızdıkları zincir marketler, örnek gösterdikleri Tarım Kredi Kooperatifi’nden bile ucuza satarak, enflasyon rakamlarını düşük göstermeye yardımcı oluyor.
Sonunda...
Hayatın olağan akışına aykırı enflasyon açıklanıyor. Asgari ücrete, emekli maaşına, memur maaşına “zam oranı”na dönüşüyor. Market markaları, enflasyon, ücret zammı döngüsü; yoksulluğun derinleşmesiyle “daha çok kişiye market markası” diye kendini tekrarlıyor.
PATLAMA YAPTILAR
İşte önümdeki araştırma bununla ilgili. Pazar araştırması yapan Nielsen, market markaları üreticilerinin oluşturduğu PLAT Derneği’nin 2024 toplantısı için yapmış. Tüketicilerin yüzde 71’i “Daha uygun fiyatlı bir market markasına geçtim” demiş. “Bilinen markalar kadar kaliteli” diyen ise sadece yüzde 22. Market markaları ciro payı 2016’da yüzde 15 ile dünya ortalamasının altındaymış. 7 yılda ciro payı yüzde 26’ya çıkarak dünya ortalamasını geçmiş. Dünyada “market markaları”nın büyüme hızına bakıyorum. Bir Lübnan, iki Arjantin, üç Türkiye! Enflasyonun ve yoksulluğun patladığı ülkeler. En büyük büyüme: Bir süt ürünleri, iki yağlar, üç bakkaliye. Anlattıklarımı doğruluyor.
DANONE-NURCU ORTAKLIĞI
Gelelim İslamcılara...
Malum, A101’in sahibi 15 Temmuz’dan sonra gözaltına alındı. Üç gün sonra serbest kaldı. Nurcuların “abileri”nden Hüsnü Bayramoğlu, devreye girip Tayyip Erdoğan’a onun için mektup yazdı. “Turgut Aydın FETÖ’cü değil ‘bizim Nurcular’dan” dedi. Böylece A101’in Nurcu olduğunu öğrendik. Sadece A101 değil, birçok zincir markette farklı cemaatlerin sahipliği var. Bu marketler herkese ürün satıyor. Ama muhafazakâr yurttaşlara ideoloji poşetine koyarak satıyor!
Gazze krizi başlayınca İslamcı camiada “boykot” çağrıları başladı. Hükümetin başta İsrail’e giden gemiler olmak üzere yaşadığı zikzakları biliyorsunuz. İç pazarda ise “Sadece Starbucks-Burger King yetmez” diyerek boykot kampanyası başladı. Çeşitli boykot listeleri, kılavuzları hazırlandı. Hangi firmaların İsrail’i desteklediği ve ürünlerinin tüketilmemesi gerektiği anlatıldı. Yeni Şafak Grubu’nun yazdıklarından aktarayım: “Danone İsrail’deki ikinci büyük gıda şirketi, Siyonist ekonomiye kaynak oluşturuyor, İsrail ordusunu destekliyor.” Danone ürünleri “Gazze kardeşliği” için raflardan indirildi. Kimi yerlerde en dibe kondu. Vatandaş, Filistin’e destek için, Danone yerine Birşah yudumladı. Ancak Birşah’ı üreten de Danone’ydi! Sütün kârını Danone ile Nurcular paylaşıyordu. İşte Filistin sömürüsünü ranta çeviren bu samimiyetsizliği sorgulayan eylemci gençler ya da Sabri Uzun gibi isimler aylardır gözaltına alınıp tutuklanıyor. Birşah içip oturmayana kelepçe var!
Nereden başladık nereye geldik...
Mahallede “somut durumun somut tahlili” yapan bıyıklı abiler elbette haklı. Sermayenin dini, paranın ideolojisi, rantın partisi bütün nehirleri kendi denizine akıtıyor. Yoksullar süt içerken bile kandırılıyor, kendi zincirine halka biriktiriyor. Servet transferinin gölgesi olan enflasyonla birlikte; yoksulluk, hile, kalitesizlik, suç, ahlaksızlık, hukuksuzluk, güvensizlik... Hepsi ama hepsi artıyor.
Sütü kirleten içine karışan su değil, insanın kaybolan vicdanıdır...
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları