Hava kuvvetlerindeki turbun büyüğü
Barış Terkoğlu; İhalenin, satışların, operasyonların konuşulduğu İstanbul’da; söz konusu havacıların kıymetli arazileri olunca, mücahitler ile müteahhitler yine yanyana geliyordu.
Parmaklarıyla sana göğü gösterirler. Sen yıldızlara bakarken onlar düzenlerini yeryüzünde betonla kurarlar.
Aslında ben onu bambaşka bir konu için aramıştım. Konya’daki askeri üste, Atatürklü peç takan askerlere yapılan uyarıyı soracaktım. Ahmet Zeki Üçok, hem havacı hem de eski askeri hâkimdi. Yönergeleri de havacılık geleneklerini de iyi biliyordu. Ancak onun bana başka anlatacakları vardı.
Askeri lojmanlara Kuran kursu açılması girişimiyle başladı:
“Diyanet İşleri Başkanlığı’mız, TSK personelinin, ailelerinin ve de özellikle 4-6 yaş arası çocuklarının Kuran okumayı öğrenmeleri için kuruma bir yazı göndermiş. Personel için müftülüklerde, çocuklar için ise askeri lojmanlardaki kreşlerde Kuran kursları açmaya hazır oldukları içerikli yazı yazmış. Cevap bekliyor.”
Söylediğine göre Diyanet’in Milli Savunma Bakanlığı’na yolladığı yazıyı; bakanlık, kuvvet komutanlıklarına iletmişti. Diyanet’in bütün kamu kurumları için çalışma yaptığını öğrendim. Kamu personeli için 17-22 saatleri arasında, çocukları için ise kamu kreşlerinde haftada 5 saat kurs çalışması vardı. Askeri personel ve çocukları da bu kapsama girmişti.
Üçok, ilginç bir şey daha söyledi. Askeri lojmanlarda personelin ihtiyaçlarının eskiden kantinlerden karşılandığını, şimdi onların yerini marketlerin aldığını anlattı: “Hava Harp Okulu lojmanlarında ise Carrefour, birebir kendi mağazasının benzerini açarak hizmet veriyor. Hatta geçtiğimiz aylarda, eskiden Hulusi Akar’ın özel kalem müdür yardımcısı olan şu andaki Hava Harp Okul Komutanı, askeri lojmanlardaki Carrefour’un içki reyonunu ‘çocuklara kötü örnek oluyor’ diye siyah bir perde çektirerek kapattırmış. Yeni ihaleyi de içki satışı yapmayan başka bir market (ŞOK’u kastediyor) almış galiba.
HAVA HARP OKULU TAŞINIYOR MU?
Anlattıklarını TSK’nin dönüşümüne bağladıktan sonra, “turbun büyüğü” dediği detaya geldi: “17 Aralık 2024 tarihinde, Hava Kuvvetleri Komutanlığı kurmay başkan vekili imzasıyla, İstanbul Yeşilyurt’ta kurulu bulunan Hava Harp Okulu’nun, İzmir’in Çiğli ilçesine bağlı Kaklıç köyüne taşınması için; Milli Savunma Bakanlığı’na, bilgi için Milli Savunma Üniversitesi Rektörlüğü’ne ve Eskişehir’deki Uçucu Sağlığı Araştırma Eğitim Merkez Başkanlığı’na resmi yazı yazılmış.”
Söylediğine göre bu konuda herkes hemfikir değildi: “Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Erhan Afyoncu, bu duruma çok sinirlenmiş. 26 Aralık 2024 tarihinde Milli Savunma Bakanlığı’na ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na, ‘Benimle koordine edilmeden bana bağlı bir yer ile ilgili nasıl karar alırsınız, buraya halen yeni bina ve tesisler yapılırken nereden çıktı bu taşınma işleri’ minvalinde bir yazı yazmış.”
Peki “yeni tesisler” denilen neydi? Üçok anlattı:
“Hava Harp Okulu için son üç-dört yılda yapılan ve halen devam eden tesisler şunlar: Destek karargâh binası, dört yatakhane, bir sosyal tesis, bir spor salonu, er ve öğrenci yemekhanesi, hazırlık sınıfı binası (subay yetiştirmeye dönüştürüldü), dev bir uçak bakım hangarı, 10 adetlik uçak sığınağı, 20 bin metrekare apron, 16 blok lojman... Bir yüzme havuzu ve bir spor salonunun yapımı da halen devam ediyor.”
ARAZİYİ VER F-16’YI AL
Hava Harp Okulu, 1 Ekim 1951’de Eskişehir’de eğitime başladı. 31 Ağustos 1967’de İstanbul’a geldi. Şehrin en kıymetli semtlerinden Yeşilyurt’ta, deniz kenarında dev bir arazi düşünün... Milyarlarca lira harcanmış binalarını bırakıp neden taşınıyordu ki? Üçok cevap verdi: “Hava Harp Okulu, Yeşilyurt’ta, yaklaşık olarak bir milyon iki yüz bin metrekareyi aşan alanda, bir kilometreden uzun sahil şeridi olan, denize sıfır şahane bir arazinin üzerine kurulu. Bütün müteahhitlerin iştahını kabartan, İstanbul’un en gözde, en değerli yerlerinden birinde bu arazi. Milyarlarca dolarlık rant sağlayabilecek durumu var. Harp okulunun İzmir Kaklıç köyüne taşınması oldukça ciddi bir şekilde yürüyor. Hatta 8 Ocak 2025 tarihinde Hava Kuvvetleri Komutanı Hava Harp Okulu’na geliyor. Brifing alıyor. Rektör Erhan Afyoncu da kendisine eşlik ediyor. Öğleden sonra da İstanbul Alemdağ’da bulunan 15. Hava Füze Üs Komutanlığı’na gidiyor.”
Bu arada...
1960’lı yıllarda kurulan, son yıllarda faaliyetleri azalan 15. Hava Füze Üs Komutanlığı’nın da Kayışdağı, Zekeriyaköy, Alemdağ, Fenertepe gibi İstanbul’un en güzel yerlerinde, binlerce dönüm orman içerisinde, çok değerli arazileri vardı. Üçok’a göre, Yeşilyurt gibi o araziler de inşaat rantının hedefindeydi: “2010 yılında Sarıyer Zekeriyaköy’de 15. Hava Füze Üs Komutanlığı’na ait 500 dönümlük orman içerisindeki arazisi TOKİ’ye devredilmişti. Çok geniş alana sahip orman içerisindeki bu araziler bugün için de paha biçilmez değerdeler. Bakarsınız, belki heybeden yeni turplar da çıkar.”
Üçok’la konuştuktan sonra bir başka kaynağımı aradım. O da arazi satışı için yapılan çalışmayı teyit etti. Söylediğine göre de Erhan Afyoncu gibi bazı isimler bu satış ihtimaline itiraz etmişti. Gelgelelim, bu isimleri aşmak için bir gerekçe oluşturulmuştu. Şöyle deniyordu: Hava Harp Okulu arazisinden elde edilecek gelirin üçte ikisiyle yeni nesil F-16’lar sipariş edilir, üçte biriyle de İzmir’de yeni okul inşa edilir, böylece bütçeye yük olmadan uçak sorunu çözülür.
Bu gerekçeyi dönüp tekrar sorduğum Üçok, şöyle yanıt verdi: “F-16 almak için okul arazisi satmak zorunda kalıyorsak yazıklar olsun bize!”
İhalenin, satışların, operasyonların konuşulduğu İstanbul’da; söz konusu havacıların kıymetli arazileri olunca, mücahitler ile müteahhitler yine yanyana geliyordu.
Göğü gösteren parmağa değil, ayağın bastığı toprağa baktığımızda dünyanın kanunlarını daha iyi anlayacağız.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları