Söyleyin Feti Bey ben konuşmayayım da kim konuşsun!
Barış Terkoğlu; Muhalefetin 273 vekili var. Yasaya sadece 120 ret çıkmış. Muhalefetin büyük bölümü Meclis’teki oylamada alıştığımız gibi bulunmamış.
“Ne güzel” dedim. İstediğimiz buydu, konuşuyoruz. Öyle ya demokrasi konuşma rejimidir. Faşizan sistemler ise susmaya dayanır.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, dün son yazıma cevap verdi. Örtülü bir af olan son infaz düzenlemesindeki tuhaflıkları eleştirmiştim. Cinsel istismardan cinayete, hangi suçlunun ne kadar yatacağının hesabını yapmıştım. Örnek olsun, cinsel suç işleyen ve 10 yıl alan kişi, 1.5 yıl kapalı cezaevinde, iki yıl da açıkta kaldıktan sonra dışarı çıkıyordu. Buna karşın siyasi mahpuslardan çekini ödeyemeyenlere kadar birçok kişi düzenlemeden faydalanamıyordu. İşin ilginci, 3. sayfa haberlerine hep idam öneren Cumhur İttifakı politikacıları, son düzenlemede de 3. sayfa faillerine ceza indirimi sağlıyordu.
Düzenlemenin mimarı Feti Yıldız, işte bu yazdıklarımı eleştirdi. “Ceza hukukunun konusu suçtur, infaz hukukunun konusu suçludur” diye başlayarak aradaki ayrımları söyledi. İyi de ben İsveç ceza hukuku ile Türk infaz düzenini karşılaştırmıyorum ki. Eğer ceza mahkemeleri cinayete gereken cezayı veriyorsa siz de bu suçun infazında indirim yapıyorsanız fiilen ceza hukukunun sonuçlarına da müdahale etmiş oluyorsunuz. Hele “Bazı suçlar faydalanamaz” demişseniz doğrudan doğruya suçlar arasında seçim de yapmışsınız.
Gelelim asıl meseleye...
YASAYI KİMLER YAPTI?
Feti Yıldız, bana kinayeli bir gönderme yaptı: “Sayın Terkoğlu’nun dünkü yazısındaki infaz hesaplamalarını, açık ve kapalı cezaevinde kalma sürelerini görünce, yargı dünyamız böyle bir allameden böyle bir cevherden niçin yararlanmaz diye bayağı hayıflandım!”
Feti Yıldız’ın ne demek istediğini anlıyorum. Ben hukukçu değilim. Yine de yargı dünyası benden sıkça sanık yaparak faydalanıyor. Peki infaz düzenlemesi hakkında konuşmam için hukukçu olmam gerekir mi?
“Ne demek istiyorsun?” diyeceksiniz...
Son düzenlemenin varoluşunu anlamak için Meclis tutanaklarını açtım.
İnfaz düzenlemesi hangi komisyonda tartışılıp geçti? “Tabii ki ‘Adalet Komisyonu’” diyeceksiniz. Bilemediniz, “Plan ve Bütçe Komisyonu”nda!
Komisyon Başkanı Mehmet Muş ekonomist. Başkan vekili İsmail Faruk Aksu da...
Komisyonun birçok yasayı görüştüğü tutanak 7 Temmuz tarihli. Başladıktan 8.5 saat sonra kira artışı yasasının ardından saat 22.32’de infaz düzenlemesi teklifi görüşülüyor.
Teklifi verenler kim? Ankara milletvekili Orhan Yegin ve İzmir milletvekili Yaşar Kırkpınar. Orhan Yegin ekonomist. Yaşar Kırkpınar da.
Zaten komisyonun görevi nedeniyle üyelerin çoğu ekonomist.
HDP Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki kısa bir söz alarak düzenlemeye karşı olmadığını ancak siyasileri de kapsayacak şekilde genişletilmesi önerisinde bulunmuş.
Sonra Veli Ağbaba söz almış. Aklımdan geçeni söylemiş:
“Veli Ağbaba (CHP): Sayın başkan, hayırlara vesile olsun. Plan ve Bütçe Komisyonu’nun yeni bir yetkisi var: Af da getirebiliyor.
Nilgün Ök (AKP): Daha neler göreceğiz.
Veli Ağbaba: Daha neler göreceğiz valla bu ‘torba yasa’ denilen ucubeyle daha neler göreceğiz neler. (...) Keşke ilgili komisyonlarda görüşülseydi, Plan ve Bütçe Komisyonu’nun işi olduğunu düşünmüyorum ben.”
Bu kadar...
Kabul etmeyenler, edenler, kabul edilmiştir!
SADECE 5 DAKİKA
Genel kurul tutanağı ise 13 Temmuz tarihli. Yasaya karşı tek bir kişi, CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül beş dakika söz almış. Bülbül hukukçu. O da aynısını söylemiş:
“(…) Niye Plan ve Bütçe Komisyonu’na saat 22.32’de getiriyorsunuz? Nereden, ne kaçırıyorsunuz? Böyle şey olabilir mi? (…) Bunun yeri Plan ve Bütçe Komisyonu değil, Adalet Komisyonu. Niye getirmiyorsunuz? Getirilen maddelere, getirilen düzenlemelere bakıyoruz yani uyuşturucudan, cinsel saldırıyla ilgili suçlardan farklılık birçok madde var. Yani cezaevinde bulunan muhaliflere, cezaevinde bulunan ‘tweet’ atıp da ceza alan, cezaevinde bulunan, ifade özgürlüğünü kullanan muhaliflere uygulamayacaksınız ve diğerlerine uygulayacaksınız, burada bile eşitsizlik var.”
Konuşma bitince, aynı hikâye: Kabul edenler, etmeyenler, edilmiştir.
Muhalefetin 273 vekili var. Yasaya sadece 120 ret çıkmış. Muhalefetin büyük bölümü Meclis’teki oylamada alıştığımız gibi bulunmamış.
Gaspçı, tecavüzcü, uyuşturucu taciri, katil... 100 bin kişiye örtülü af getiren yasanın tartışması bu kadar. Ekonomist teklif ediyor. Plan ve Bütçe Komisyonu’ndan ne alakaysa geçiyor. Meclis’te sadece beş dakika konuşuluyor. Sonuçta herkesin gördüğü adaletsiz tablo ortaya çıkıyor.
Muhalefet yetersiz, barolar kafasını kuma gömmüş... Söyleyin Feti Bey, belki gazeteciyim ama yasanın doğrudan muhatabı olan ve yasanın mağdurlarına dokunan ben; konuşmayayım, anlatmayayım, yazmayayım, itiraz etmeyeyim de kim yapsın? Söylediğiniz gibi “allame” değilim. Aksine, bir yazı yazarken çokça hukukçuya soruyorum, danışıyorum. Koca Meclis, milyonlara yasa yaparken benim yaptığımı neden yapmıyor? Sizin kinayeli yanıtınız bile beni sorguluyor ama eşitsizliği inkâr etmiyor.
Yazar Colton, “Bütün bilgimizi, kabul edenlere değil, karşı çıkanlara borçluyuz” diyor. Ben değil ama itirazım belki bir şey öğretir...
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları