loading
close
SON DAKİKALAR

Bayrama kalmış seyran notları

Barış Terkoğlu
Tarih: 17.06.2024
Kaynak: Barış Terkoğlu - Cumhuriyet

Barış Terkoğlu; İmamoğlu bunu kabul eder mi? Kılıçdaroğlu bu projeye onay verir mi? Bilmiyorum. Tek bildiğim CHP’de her şey biter, kurultay tartışması bitmez.

Bayram hayatın akışına verilmiş bir ara gibi. Kimi tatili fırsat biliyor kimi de ailesine, iç dünyasına dönüyor.

Ben de fırsat bu fırsat deyip not defterimi açtım. Yazılmadık, konuşulmadık neler kalmış diye gezintiye çıktım.

SBK’DEN POLİSE TELEFON

Karaparadan yargılanan Sezgin Baran Korkmaz (SBK), eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile bakanlıkta görüşmesinin hemen ardından yurtdışına çıktı. ABD, çekişmenin ardından Korkmaz’ı Avusturya’dan aldı. Geçenlerde de CNN Türk ekranlarından “iyiyim” mesajı verdi, kendini hatırlattı.

Gelelim notuma...

Bundan 5-6 ay önce, İstanbul Emniyeti Mali Şube Müdürlüğü’nün telefonu çaldı. Açan polis küçük dilini yutacaktı. Zira telefonun ucundaki isim, “Merhaba ben Sezgin Baran Korkmaz” diye söze başladı. Telefondaki Korkmaz, hararetli bir şekilde konuşmaya devam etti. Sebebi ise halen Türkiye’de faaliyette olan ama kendisinin başında olamadığı şirketleriydi. “Şirketlerimi yönetenler mallarımı yağmalıyorlar, çalıyorlar” diye polise telefonla ihbarda bulundu. Suçladığı isim ise para ilişkisi olduğu iddia edilen ve daha önce suç örgütü kurduğu iddiasıyla tutuklanan Yakup Süt ve ona yakın isimlerdi. SBK polisten yardım istiyordu.

Polis, telefonu tutanağa dönüştürdü ama kafalar karışıktı. SBK gerçekten zor durumda mıydı? Mallarına gerçekten çökülüyor muydu? Yoksa ABD’li savcılarla anlaşan ve para bulmaya çalışan SBK yeni bir oyun mu kuruyordu? Dosyalar açılınca yanıtı bulabileceğiz.

KILIÇDAROĞLU’NUN KRİTİK ZİYARETÇİSİ

Kemal Kılıçdaroğlu genel başkanlığı bıraktı ama siyasetten kopmadı. Kamuoyuna kritik mesajlar vermeye devam ediyor. Zaman zaman da CHP’liler başta olmak üzere siyasetin önemli isimleriyle görüşüyor.

Geçenlerde CHP’de halen önemli bir görevde olan bir isimle fotoğrafını gördüm. Görüşmede neler konuşulduğunu duyunca çok şaşırdım. Sosyal medyadan zaman zaman normalleşme-yumuşama sürecine karşı olduğunu gösteren mesajlar paylaşan sözünü ettiğim CHP’li yönetici, Kılıçdaroğlu’na ilginç bir öneride bulunmuştu. CHP’nin muhalefet olmaktan çıkacağını, Erdoğan’ın rotasına gireceğini savunan CHP yöneticisi, kasım ayındaki tüzük kurultayının seçimli hale gelmesini, Ekrem İmamoğlu’nun CHP genel başkan adayı olarak Özgür Özel’in karşısına çıkmasını, Kılıçdaroğlu’nun da anlaşarak İmamoğlu’na destek vermesini istemişti.

Teyit etmek için Kılıçdaroğlu’nu ziyaret eden o ismi aradım. Bahsettiğim sözleri doğruladı. “Peki Kılıçdaroğlu önerinize ne dedi” soruma “Sadece dinledi” yanıtını verdi.

Kılıçdaroğlu’nun İmamoğlu’na, Özgür Özel’den daha mesafeli olduğunu bildiğim için “Bu önerinizi mümkün görüyor musunuz” diye sordum. CHP yöneticisi, Erdoğan’ın arife günü yaptığı “Kibarlıktan anlamayanlar İstanbul’da basın toplantısı yaptılar ve orada belli ki birilerinin etkisi altında kaldılar” açıklamasıyla İmamoğlu’nu hedef almasını hatırlattı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun olası adaylığının tepki çekeceğini ama CHP’yi yeniden Erdoğan karşıtı rotaya sokmak için İmamoğlu ile anlaşması gerektiğini söyledi. Bunun için önümüzdeki günlerde İmamoğlu ile de görüşeceğini, önerisini ona da anlatacağını aktardı. “Ekrem Bey, bu kez cumhurbaşkanının parti üyeleri tarafından belirlenmesi ihtimaline güveniyor ama Erdoğan ona siyasi yasak getirirse üç gün konuşulur, CHP’nin başına geçerse bu tehlike ortadan kalkar” diyerek devam etti. Batı başkentlerinde Özel’in değil İmamoğlu’nun karşılığı olduğunu, dikkate alındığını da ekledi. CHP’li yöneticinin, önümüzdeki günlerde İmamoğlu ile fotoğrafını görürsem ne konuştuğunu anlamış olacağım. 

İmamoğlu bunu kabul eder mi? Kılıçdaroğlu bu projeye onay verir mi? Bilmiyorum. Tek bildiğim CHP’de her şey biter, kurultay tartışması bitmez.

ERDOĞAN’A KOBANİ YANITI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta Madrid’de kendisine Demirtaş’ı soran gazeteciye, “Bir basın mensubunun kalkıp da bu teröristleri böyle savunmuş olması bizi ciddi manada üzmektedir” dedi. Aynı günlerde Sincan 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nden “görüldü” damgalı bir kart aldım. Altında HDP eski MYK üyesi Alp Altınörs’ün imzası vardı. HDP’nin sosyalist kökenli politikacılarından olan Altınörs, Kobani davasında 22.5 yıl hapis cezası almıştı. Altınörs’ün bayram arifesinde elime ulaşan notu Erdoğan’ın “terörist” sözlerine yanıt gibiydi:

“Kobani kumpas davasında sosyalist ve Kürt siyasetçilere, dönemin HDP MYK üyeleri olarak IŞİD’e karşı çağrı yapmaktan verildi bu cezalar. Şengal’de Ezidilere, Telafer’de Türkmenlere soykırım yapan IŞİD’in aynı soykırımı Kobani’de de yapmasını engellemeye çalışmaktan verildi. Bir çağrı tivitine verildi bu cezalar. Üstelik AİHM’nin inceleyip, hiçbir suç unsuru bulmadığı bir tivite. ‘Kobani Tivit Davası’ da diyebiliriz adına!

Bir tivite 22.5 yıl hapis cezası verildi. İfade özgürlüğü çiğnendi. Siyaset yapma hakkı çiğnendi. Demokratik protesto hakkı çiğnendi. AİHM kararları çiğnendi. Kısacası mevcut anayasanın en az dört maddesi bu siyasi kararla çiğnendi.”

Altınörs’ün dediği gibi yargılayan mahkeme de sanıklara Kobani olaylarındaki ölümlerden değil; tivitten, konuşmadan, açıklamadan ceza vermişti. Belli ki ya Cumhurbaşkanı davayı bilmiyordu ya da dünyaya böyle anlatmak istiyordu.

Defterimde daha çok not var. Ama yerimiz kalmadı.

Mutlu olmak için bayramı beklemediğimiz, birimizin sevincinin ötekinin çilesiyle sınanmadığı bayram gibi günlere...

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları