loading
close
SON DAKİKALAR

Soylu’nun istemesi gereken helallik

Barış Terkoğlu
Tarih: 19.12.2024
Kaynak: Barış Terkoğlu - Cumhuriyet

Barış Terkoğlu; Evet, doğru tahmin ettiniz. Sosyal medyada zaman zaman karşınıza çıkan “Polis Sendikası” hesabını o yönetiyordu. Polis kaynaklı, somut bilgilere dayanan, delilli, polislerin hakkını savunan paylaşımlar yapıyordu.

Haksızlığa uğramak haksızlık yapmaktan iyidir” diyor Cicero.

Ayhan Bora Kaplan’a dokunduktan sonra bir alınıp bir bırakılan polislerin trajedisi. Süleyman Soylu ile Sırrı Süreyya Önder arasındaki güldüren “Hakkını helal et” diyaloğu...

Haberler geçip giderken ben de içimden geçirdim: Acaba o polis de Soylu’ya hakkını helal eder mi?

Levent A’dan söz ediyorum. Sadece polis değil, aynı zamanda akademik çalışmaları olan bir düşünce insanıydı. Arama motoruna adını yazdığımda görüyorum. Özellikle 1918-1925 aralığında Kürt-İngiliz ilişkileri üzerine doktora tezi yazmış. Örneğin tütün ekonomisi üzerindeki emperyal politikalar üzerine makaleleri var. Doçent olmak için çalışan Levent A., Soylu ile yıldızı barışmayan Mustafa Çalışkan’ın İstanbul Emniyet Müdürlüğü döneminde özel kaleminde görev yapmıştı. Çalışkan’ın da doçent olması iki isim arasında fikri bir yakınlığa da neden olmuştu. Sonrasında Levent A., Antalya’ya tayin oldu.

Levent A’yı farklı kılan bir nokta daha vardı. Polislerin haklarını savunmak için örgütlenmesi gerektiğini anlatmaya çalışıyordu. Elbette Türkiye şartlarında sosyal medyada gizli saklı şekilde olabiliyordu. Yine de bu şartlarda Ankara’da 200 polis böyle bir meslek örgütlenmesi için toplantı bile yaptı. Birlik olup, insanlık dışı şartlarda çalışarak intihara sürüklenen arkadaşlarının haklarını savunacaklardı.

Evet, doğru tahmin ettiniz. Sosyal medyada zaman zaman karşınıza çıkan “Polis Sendikası” hesabını o yönetiyordu. Polis kaynaklı, somut bilgilere dayanan, delilli, polislerin hakkını savunan paylaşımlar yapıyordu. Sosyal medya hesabının ekranında Atatürk’ün “Polis kanun adamıdır” sözü vardı. Amaçları ise “Polisin sendikalı olmasının anayasal bir hak olduğunu savunuyoruz” ifadesiyle anlatılmıştı.

Soylu’ya polis evi sorusu

Hayatı, 22 Ekim 2022 tarihinde yaptığı o paylaşımla değişti:

Sayın Süleyman Soylu, kızınızın hangi sıfatla Baltalimanı Polis Evi’nde kaç gün kaldığını ve kaç polisin emrine görevlendirildiğini açıklayabilir misiniz? Yok hiç kalmadı diyorsanız görüntüleri yayımlayabiliriz! Baltalimanı Polis Evi içerisindeki villada kalabilen polis arkadaşımız var mı? İçişleri Bakanlığı’ndan cevap bekliyoruz. Baltalimanı Polis Evi bünyesindeki villada bakan kızı aylardır ve hatta belirli aralıklarla bir yılı aşkın süredir nasıl kalabiliyor? Masrafı nasıl karşılanıyor? Açıklayın! Buyurun bu habere de yalan deyin!”

Mesaj, Soylu’nun namaz kılarken verdiği bir poz ile paylaşılmıştı. Sonradan anlattığına göre bunu, “inanan bir insanın böyle bir hakka girmesini kabul edemediği için” yapmıştı. Öyle ya, polisler için boğaza nazır bir polis evi yapılmıştı ama polisler yerine başkaları kalıyordu!

Elbette cevap iki gün sonra başka şekilde geldi. Konu terörle ilgili olmadığı halde, Antalya’da terörle mücadele şubesinden 7 polis, Levent A’nın evini bastı. Baskın sırasında Levent A. ile evi basan polisler arasında bir tartışma da yaşandı. Zira Levent A. haklarını çok iyi biliyordu. Arama kararı, istihbarat raporu araştırma tutanağı haline getirilerek alınmıştı. Kanuna göre bu mümkün değildi. (Bu uygulama halen birçok vatandaşa karşı yapılıyor.) Elbette yaşanan tartışmada kaybeden Levent A. oldu. Polis arkadaşları, sendikayı savunan polisi, kendi hakları için İçişleri bakanına karşı çıktı diye kelepçeleyip götürdüler.

Dahası var.

“Pişman değilim” dedi

Levent A’nın Mustafa Çalışkan ile geçmişte bir buçuk yıl kadar çalışmış olması özel bir mesele haline geldi. Gözaltında, Çalışkan ile ilişkileri ısrarla soruldu. 15 Temmuz’da darbecilerle mücadelesi sayesinde tanınan ancak Soylu tarafından kızağa çekilen Çalışkan’ın bu işle bir bağlantısının olup olmadığı sorgulandı. Adı, polisin mülakat tutanağına girdi.

Levent A. 24 saat gözaltında kaldı. Bu süreçte yeme-içme izni bile verilmedi.

Poliste ifade vermeyen Levent A. ile görüşen polislerin tuttuğu “mülakat tutanağı” önümde duruyor. Levent A., amiyane tabirle “geri basmamış”:

“Pişman olmadığını, gelecek her türlü cezayı kabul edeceğini, sonraki zamanlarda bu ve buna benzer paylaşımlar yapmaya devam edeceğini, Avrupa’da hayvanlara verilen hakların Türkiye’de insanlara verilmediğini, polislere verilmesi gereken hakların başka insanlara verilmesinin zoruna gittiğini, personeli olduğu teşkilatın fonlarından yapılan Baltalimanı Polis Evi’nin amacına uygun kullanılmadığından rahatsız olduğunu, bu husus ile ilgili tutuklanması halinde içeride rahat bir şekilde ders çalışarak içeriden profesör olarak dışarı çıkacağını...”

Polislerin haklarını poliste polise karşı savunan polis!

Tutuklanan polise mafya tehdidi

15 dakika savcılık sorgusu, 4 dakikalık hâkim huzurunun ardından tutuklandı. Alanya Cezaevi’ne kondu. Girişte çıplak aramaya maruz kaldı. Toplam 40 saat aç bırakıldı. Bir Türkiye tuhaflığı, koğuş arkadaşları kısa süre önce yakaladığı kişilerdi.

Toplam 7 gün cezaevinde kaldı. İtirazla dışarı çıktı. Çıktıktan sonra Ayhan Bora Kaplan’ın Alanya’da yaşayan kardeşi Muhammet Kaplan’ın adamları tarafından tehdit edildi. Bakanın hesabını mafya soruyordu. Bir gün motosikletini farları kırılmış olarak buldu.

Soylu sonrası dönem kuşkusuz bazı şeyleri değiştirdi. Levent A. 14 ay açıkta kaldıktan sonra, Yozgat’a sürgün edilerek göreve başlatıldı. Yargılamalarda, kişisel verilerin ele geçirilmesi suçlamasından beraat ederken, Soylu’ya yönelik ifadeleri nedeniyle 14 ay hapis cezası aldı, hükmün açıklanması geriye bırakıldı. Levent A., Antalya’daki disiplin soruşturmasından ceza almadan kurtuldu. Son olarak Yüksek Disiplin Kurulu’na ihraç istemiyle sevk edilmişti. Emniyet’te konuşulanlara göre orada da 24 ay kıdem durdurma cezası ile ihraçtan döndü.

Levent A. yıpranmış, yorulmuş ama yıkılmamış. Yakınlarından duyduğuma göre “Adamları, koltukları değil mesleğimi ve onurumu savundum” diyormuş. Her şeye rağmen polisliğe devam ediyormuş. Bugün olmasa da yarın meslektaşları tarafından anlaşılacağına inanıyormuş. Bir başlasa eminim çok kişiden helallik istemesi gerekecek Soylu’nun. Levent A.’dan başlaması belki de en kolayı olur.

Haklı olanın çoğu zaman gücü yoktur. Yine de zaman, güçlü olandan haklı olana doğru akan bir kum saati gibidir.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları