loading
close
SON DAKİKALAR

Teğmenleri değil yargıçları konuşalım

Barış Terkoğlu
Tarih: 28.11.2024
Kaynak: Barış Terkoğlu - Cumhuriyet

Barış Terkoğlu; Önce hakkı teslim edeyim. Kenan Ülkü’nün öyküsünü size bu köşede anlatmıştım. Yeni Şafak gazetesi, 22 Temmuz 2017’de, onun yaşadıklarını “İhbar etti, ihraç edildi” başlığıyla haber yapmıştı.

Sabah yüzüne suyu çarpıp uyanıyorsun. Bir bakıyorsun, aynadaki yansıman çamur içinde. Su kirliyse nasıl yıkanacaksın?

Sosyal medyada teğmenlere ceza verilemeyeceğini söyleyen Antalya Cumhuriyet Savcısı açığa alındı. Gazeteci Alican Uludağ’ın duyurduğu o haberi okuyunca “İşte bu” dedim. Yandaşlar, Antalya’daki savcının bir anda geçmişteki paylaşımlarını ortaya dökmüş “İhraç edilsin” kampanyası başlatmıştı. Belli ki herkesin arşivinin yer aldığı dosya, istenilen zamanda açılıyordu. Önümdeki hikâye, bu konuda bambaşka bir fotoğraf sunuyor.

Önce hakkı teslim edeyim. Kenan Ülkü’nün öyküsünü size bu köşede anlatmıştım. Yeni Şafak gazetesi, 22 Temmuz 2017’de, onun yaşadıklarını “İhbar etti, ihraç edildi” başlığıyla haber yapmıştı. Erdoğan“Tanıdığınız FETÖ’cüleri ifşa edin, bu bir vatanseverlik borcudur” deyince, kurumundaki isimleri ifşa etmiş ancak kapının önüne konan kendisi olmuştu. Kenan Ülkü’nün “Yine birinin başını yiyorlar” diye yolladıkları, bu kez Aksaray’daki bir hâkimle ilgiliydi. Gelgelelim, Aksaray şehrinden bütün Türkiye’yi içine alan bir hadiseyi açığa çıkarıyordu.

HÂKİM SORUŞTURULDU LİSTE ÇIKTI

Şöyle anlatayım.

Sabah gazetesi ile eski Adalet Bakanı Abdülhamid Gül arasında meydanlara taşan polemiği hatırladınız mı? Sabah, FETÖ’ye yönelik yürütülen ankesör ağına yüzlerce hâkimin takıldığını, bu isimlerin kritik noktalara getirildiğini yazmıştı. Eski adalet bakanı ise “Düne kadar FETÖ’cülerle aynı maklubeye kaşık sallayanlar, çıkıp bize FETÖ ile mücadele dersi vermeye kalkışmasınlar” diyerek gazeteye sert yanıt vermişti. Günlerce konuştuk, sonra unuttuk.

Anlatacağım hikâye tam da bununla ilgili.

17-25 Aralık kavgasından da 15 Temmuz darbesinden de yıllar sonra... Aksaray’da 1. Ağır Ceza Mahkemesi başkanı olan Rukiye Özen Pirinççi hakkında, ankesörle aranma nedeniyle, FETÖ soruşturması başlatılmış. Hâkim Pirinççi, bu nedenle FETÖ iltisaklı olmakla suçlanmış. Hâkim ise buna karşılık kendisini savunmuş. Söylediğine göre kendisini arayan ankesörlerden biri şehirdeki AVM’nin müşteri hizmetleri numarasıymış. Askeri bir birlikteki ankesör hattından arandığı diğer numaranın ise eşinin askerlik yaptığı sırada görev yaptığı birlik olduğunu, cep telefonu yasak olduğu için eşinin ankesörlü telefondan aradığını göstermiş. Öyle konular gündeme gelmiş ki. Digitürk iptali de hâkime sorulmuş. O da Digitürk’ü iptal etmesinin FETÖ kavgasından 11 ay önce olduğunu, taşındığı lojmanda zaten Digitürk kanallarının bulunması nedeniyle iptal ettiğini belgelemiş. Öte yandan hâkim Pirinççi, 2011 yılı adli yargı sınavında ilk 500’e girmesine rağmen FETÖ’nün etkili olduğu komisyon tarafından elendiğini, ancak 17-25’ten sonra başlayan yargı düzeninde yükselebildiğini ifade etmiş. Sonuçta hâkim Pirinççi ihraç edilmemiş ama unvanı alınarak düz hâkim yapılmış. Başına gelenleri yeni yargı düzeninde kendisinden beklenen kararları vermemesine bağlıyormuş.

Hâkim Pirinççi’nin sonu ne olur bilmiyoruz. Ancak mesele tam da bu noktada başlıyor. Hâkim Pirinççi, “Bana kumpas kuruldu” diye mücadeleye başlayınca, çok sayıda hâkim ve savcı hakkında FETÖ soruşturmalarının arşivde beklediği ortaya çıkmış.

RAFTA BEKLEYEN YARGI ARŞİVİ

Listeye baktığımda ortaya garip bir tablo çıkıyor.

Adli yargı komisyon başkanı, terörle mücadelede kritik önemdeki bir şehrin başsavcısı, bazı ağır ceza mahkemesi başkanları, Adalet Bakanlığı müfettişi, HSK tetkik hâkimi, uyuşmazlık mahkemesi raportörü, daire başkanı, başsavcı vekili, HSK müfettişi… İstanbul’dan Şırnak’a yargının her kademesinde görev yapan bir dizi isim FETÖ incelemelerinin, soruşturmalarının ağına takılmış. Haklarında kimi ankesöre, kimi sınav algoritmasına, kimi FETÖ soruşturmalarındaki ifadelere, kimi FETÖ’nün okullarından mezuniyete dayanan deliller toplanmış.

Soruşturma ve incelemelerin tamamı gizli olduğu ve tabii lekelenmeme hakkı nedeniyle hâkim ve savcıların isimlerini yazmıyorum.

Ancak ortada tuhaf bir tablo var. Listedeki hâkim ve savcılar hakkında bir yandan “FETÖ iltisaklı” diye inceleme yapılıp deliller toplanırken, hatta kiminin eşinin bağlantıları bile not edilirken, aleyhlerindeki ifadeler bir dosya yapılıp bir araya getirilirken; aynı anda kritik görevlere atanmaya devam etmiş. Gezi davasında beraat kararı veren hâkimin karar sonrasında başına gelenleri hatırladınız mı? Adeta ne zaman istenmeyen bir karar verseler arşivleri açılabilecek, “Bakın FETÖ’cüymüş” denecek arşiv oluşturulmuş. Terör yargılaması yapan yargı mensupları her an terör sanığı olabilecek tehditle görev yapar hale gelmiş.

İşte yargının bir türlü dikiş tutmamasının nedeni belki de bu. Anketlerde ülkenin en güvenilmez kurumları arasında başı çeken yargı, tutanın elinde kalıyor. Bir zamanlar FETÖ’ye hizmet ederken FETÖ sonrasında kendisine yeni sahip bulmuş görünüyor. Kritik görevlere getirilen yüzlerce savcı ve hâkimin başının üstünde, gelecekteki FETÖ soruşturmaları sallanıyor. Eminim, onlar da karar verirken, “Ters düşersem yanarım” hissi yaşıyor. Sonunda olan biten adaleti artık adliyelerden aramayı bırakmış vatandaşa oluyor.

Şair Birhan Keskin“Dolanıp içinde kirinin, yine temiz geldim” diyor ya. İnsanın kiri olmasa su kendisini elbet temizleyecek!

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları