Tarih:
21.09.2014
Bayrak yoksa direği ne yapalım?
Bekir Coşkun; Hidayet Bey iki yıl uğraştı, Türkiye Futbol Federasyonu’na bayrağı adam gibi astırmayı başaramadı...
Okurumun adı Hidayet…(İzin alamadığım için soyadını yazmıyorum…)
Hemen evlerinin yanında Türkiye Futbol Federasyonu’nun binası var, bayrağı bir türlü doğru dürüst asmıyorlar…
*
Hidayet bey kalkıp camdan görünce kızıyor…
Her seferinde telefona sarılıyor…
*
“Bayrağı niye asmadınız?..”
“Yırtıldı…”
“Yenisi yok mu?..”
“Var, o da yırtık…”
*
“Bak bugün de bayrak asmadınız…”
“Rengi soldu…”
“Solmamışı bulun…”
“Solmamışı işte o yırtık olan?..”
*
“Yine bayrak yok…”
“Rüzgar çok, yırtılmasın diye…”
“Rüzgar var diye bayrak asmamak nerede var?..”
“Rüzgar dursun…”
*
“Bak işte, bayrak yok yine?..”
“Asacak arkadaş gitmiş…”
“Sen as…”
“O kadrolu…”
*
“Niye çekmediniz bugün de bayrağı…”
“Ses yapıyor…”
“Ne sesi?..”
“Çok ses yapıyor, hani bayrağın sesi olmaz mı, komşular rahatsız olduklarını söylediler…”
“Küfür mü ediyormuş komşulara?..”
“…..?”
*
Hidayet Bey iki yıl uğraştı, Türkiye Futbol Federasyonu’na bayrağı adam gibi astırmayı başaramadı, 30 Ağustos günü bile bayrak yerinde değildi?..
O bir sevdadır…
Hidayet Bey aşıktı…
Camda görmediğin zaman sevgiliyi, için “cız” eder ya… Mutsuz olursun, hani sevgilinin saçları gibi omuzlarında dalgalanmıyorsa…
Uğruna yaşanır…
Hatta ölünür…
*
Sevdadır, tutkudur, heyecandır, şevktir bayrak…
Türkiye Futbol Federasyonu’nun yüreğinde o şevk dalgalanmıyorsa…
İşte…
75 milyonsun, Polatlı nüfusu kadar İzlanda’ya 3-0 ezilirsin kös kös…
Bir tek direği ile bu kadar…
Bekir Coşkun - Sözcü
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları