Tarih:
07.02.2015
Bu ülkede onurlu insanlar da var!
Mustafa Mutlu; O da, 'Fazıl yoksa ben de yokum' diyerek bugün ve yarın verilecek konserlerden çekildi.
Adı, Muammer Sun... 1932’de Ankara’da doğdu.1947’de Askerî Muzıka Okulu’na, 1953’te Ankara Devlet Konservatuarı’na girdi.
Adını Türkiye’nin en saygın bestecilerinin arasına yazdırmayı başardı.
Tam 166 çocuk ve gençlik korosu kurdu.
Koro şeflerini bizzat eğitti.
Bugün 82 yaşında... Hepimizin kulağında olan çok sayıda bestesi ve ödülü var...
***
Adı, Rengim Gökmen...
1955 yılında doğdu. Müziğe küçük yaşlarda annesi opera sanatçısı Muazzez Gökmen’in denetiminde başladı. En değerli hocaların öğrencisi oldu. Üstün yeteneği sayesinde dönemin hükümeti tarafından, orkestra şefliği öğrenimi için İtalya’ya gönderildi. Birincilikle mezun oldu.
Dünyada ne kadar şehir varsa, hepsinde orkestra yönetti; ne kadar ödül varsa, hepsini topladı.
Ülkemizde de müzik alanında yönetmediği kurum, almadığı paye kalmadı.
2007’de getirildiği Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü görevinden bu yılın 24 Temmuz tarihinde alındı.
Çünkü sanatı ve sanat kurumlarını yok etmeyi amaçlayan TÜSAK yasa tasarısına her onurlu sanatçı gibi karşı çıkmıştı!
***
Olayı duymuşsunuzdur:
Kültür ve Turizm Bakanlığı, dünyaca ünlü piyanistimiz Fazıl Say’a ambargo uyguluyor.
Bu nedenle Say’ın üç eseri Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın repertuvarından çıkartıldı.
Yerine Muammer Sun’un eserlerinin seslendirilmesi kararlaştırıldı.
Ancak büyük usta, “Eserlerimin Fazıl Say’a karşı seslendirilmesini istemiyorum” diyerek bu girişime izin vermedi.
Say’ın eserlerinin repertuvardan çıkarılmasına bir tepki de halen bu orkestranın şefi olan Rengim Gökmen’den geldi.O da, “Fazıl yoksa ben de yokum” diyerek bugün ve yarın verilecek konserlerden çekildi.
***
Bu iki “gerçek” sanatçının onurlu duruşu, “Bunca baskı karşısında tek başıma ne yapabilirim ki?” diye sızlanan ve geçmişini yadsıyıp bir zamanlar “faşist” dediği siyasetçiyle utanmadan düet yapan, daha da önemlisi onun avukatlığına soyunan “sözde sanatçılara” kapak olsun!
***
Benzer bir tavrı, kendi işini kaybetmeyi göze alarak VATAN’dan atılmamı protesto eden Zülfü Livaneli’de görmüş ve müthiş onurlanmıştım.
Şimdi aynı duyguyu Muammer Sun ve Rengim Gökmen yaşattı.
Hep satılmışlardan, döneklerden, akillerden, sakillerden söz edecek değiliz ya...
Ne mutlu bize ki bu ülkede hâlâ onurlu insanlar var...
Hepsini ayakta alkışlıyorum!
HUBER! (45)
Sağır Sultan duydu; Abdullah Gül 45 gündür yazdıklarımı duymazdan geliyor!
Huber’i kullanıp kullanmadığını...
Kullanıyorsa kimden izin aldığını...
Masrafları ödeyip ödemediğini açıklamıyor!
Huber’den haber vermiyor...
Halka hesap vermeyi umursamıyor!
Duy halkım, gör halkım:
Seçim olmadığı zamanlarda hükmün, ancak bu sessizlik kadardır!
GÜNÜN SORUSU
Başbakan Davutoğlu , “Paralel Yapı” diye tanımladığı F Tipi Yapılanma ile PKK’nın ortak çalıştığını söylemiş... Sorum kendisine:
Bu suçsa; siz senelerdir ortak çalışıyorsunuz... Peki; biz sizi kime şikayet edeceğiz?
YENİ HEDEF TMMOB!
AKP iktidarı kendisine direnen her gücü yok etti. Söz geçiremediği üç yer kaldı:
Türkiye Barolar Birliği ve bağlı barolar...
Türk Tabipler Birliği ve tabip odaları...
Ve Türkiye Mimar Mühendis Odaları Birliği ile bağlı odalar...
Özellikle de üçüncüsü...
Başta Gezi Parkı ve KaçAk Saray olmak olmak üzere iktidarın tüm yağma faaliyetlerine karşı onurlu bir varlık gösterdiler.
Bunun için bedel de ödediler. Gelirleri kısıtlandı; yine de dik durdular.
Eğilmeyi, ödün vermeyi akıllarının ucuna bile getirmediler.
Ancak AKP iktidarı da en az onlar kadar kararlı:
Yeni bir “torba yasa” hazırlanmış... Amaç, TMMOB’yi ve odaları bölmek ve etkisizleştirmekmiş...
Belli ki ülkede kalan diğer “değerli arazileri” ağız tadıyla imara açmak için dikenleri temizliyorlar!
***
Bu yasa tasarısı Meclis’e geldiğinde TMMOB’nin yanında olmak boynumuzun borcu...
DAVA!
Birgün Gazetesi, Osmanlıca tartışmalarıyla ilgili olarak önceki gün Osmanlıca ‘Hırsız’ manşetiyle çıkmıştı...
Dün öğrendik ki, Cumhuriyet Başsavcılığı, Birgün’e “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten soruşturma başlatmış...
İyi de Başsavcılık bu sözü acaba hangi somut gerekçeyle, Cumhurbaşkanı’yla ilişkilendirdi?
GÜNÜN İSYANI
Bartın’daki Kozcağız Lisesi’nde görevli felsefe öğretmeni Bahtışen Çay hanımefendi, okulda sopayla nöbet tutan erkek meslektaşını uyarmış... Aldığı yanıt, “Bu değnek senin nerene değdi?” olmuş... İsyanım kendisini öğretmen sanan o terbiyesiz ve küstah adama:
Aklını başına al sersem... Sana eşkıyalık yapasın diye maaş vermiyoruz!
Mustafa Mutlu - Aydınlık
Bartın’daki Kozcağız Lisesi’nde görevli felsefe öğretmeni Bahtışen Çay hanımefendi, okulda sopayla nöbet tutan erkek meslektaşını uyarmış... Aldığı yanıt, “Bu değnek senin nerene değdi?” olmuş... İsyanım kendisini öğretmen sanan o terbiyesiz ve küstah adama:
Aklını başına al sersem... Sana eşkıyalık yapasın diye maaş vermiyoruz!
Mustafa Mutlu - Aydınlık
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları