Çete bahanesi

Bu suçlamalara dayanarak savcı ve polisleri hallaç pamuğu atar gibi atıyor...

Ne var ki “yargıda çete oluşturmak, hükümete darbe yapmak, orduya kumpas kurmak” gibi ağır suçları işlediğ iddia edilenlerden bir kişinin bile adı açıklanmış, bir kişi için bile suç duyurusu yapılmış değil... Adı verilmeden ağır şekilde Fethullah Gülen suçlanıyor... Erdoğan kendi iddiasına inanıyorsa dava açılır, Gülen’in ABD’den iadesi istenir... O da yapılmıyor. Ortada bir dava yok. Ancak bu suçlamalara dayanılarak yüzlerce polis, onlarca savcı ve yargıç görevden alınıp pasif görevlere sevk ediliyor. Yalnızca Ankara Emniyeti’nde oradan oraya sürülen polislerin sayısı 1000’i aştı. İstanbul’da yolsuzluk soruşturmasını yürüten savcılar görevden alındı. Dün de odalarına girilerek yolsuzluk dosyaları oradan alındı, bilinmeyen bir yere götürüldü. Herhalde paralel yapı polis ve savcıların yerleri değiştirilerek ortadan kaldırılamaz. Görülüyor ki... Paralel yapıyı ortadan kaldırıyoruz bahanesiyle AKP kendi yargısını inşa ediyor. Partiye bağlı bir polis ve adliye teşkilatı kuruyor. Böyle bir polis ve yargı yapısıyla demokrasi yürümez. Hukuk sağlanmaz. Böyle bir yargı ile adil seçimler de yapılamaz... AKP’yi kim durduracak...

Parti aranıyor...

MetroPoll Araştırmalar Merkezi’nin yaptığı “Ocak 2014/Türkiye’nin Nabzı Araştırması”nda halka soruluyor:

* 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarında bazı bakan ve yakınlarının yolsuzluğa karıştıkları iddialarının doğru olduğunu düşünüyor musunuz?

- Yüzde 70.1: Evet, düşünüyorum.

* Hükümetin yolsuzluk iddialarının üzerini kapatmaya çalıştığını düşünüyor musunuz?

- Yüzde 59.7: Evet, düşünüyorum.

* Devlet içinde Gülen Cemaati’nin paralel bir devlet yapılanması oluşturduğuna inanıyor musunuz?

- Yüzde 57.3: Evet, düşünüyorum.

* Türkiye’de yolsuzluk ve rüşvetin yaygın olduğunu düşünüyor musunuz?

- Yüzde 78.9: Evet, düşünüyorum.

* Yolsuzluk ve rüşvetin son bir yılda arttığını düşünüyor musunuz?

- Yüzde 63.9: Evet, düşünüyorum.

* Devletin ihalelerinin ve harcamalarının yeterince denetlendiği kanısında mısınız?

- Yüzde 65.4: Hayır.

* Hükümet yolsuzluğa göz yumarsa onu desteklemeye devam eder misiniz?

- Yüzde 90.9: Hayır, etmem.

Ahmet Hakan’ın haberine göre aynı şirket AKP’nin oyunu yüzde 42 olarak belirtiyor...

Demek ki vatandaş yolsuzluk ve rüşvetten rahatsız, AKP’nin yolsuzluk ve rüşveti önlemek yerine çoğalttığına inanıyor ama oyunu gene AKP’ye veriyor... Bunlar ne anlama geliyor?

İktidarı devralacak bir muhalefetin olmadığı anlamına geliyor diyeceğiz o zaman da CHP’liler ayağa kalkacak, yine CHP’yi eleştiriyorsun diyecekler... O zaman siz söyleyin ne anlama geliyor?

TUNCAY

Ergenekon davasında müebbet hapse çarptırılan yazar arkadaşımız Tuncay Özkan için Caddebostan Kültür Merkezi’nde yarın (1 Şubat Cumartesi saat 14.00’te) bir toplantı düzenleniyor. Özgürlükte Buluşalım adlı toplantının açış konuşmasını Mustafa Balbay yapacak; etkinliğe sanatçılar, gazeteciler, yazarlar katılacak, Tuncay Özkan’ın kitaplarını imzalayacaklar.


İnternete düşen rüşvet pazarlıklarını yapanların dilinden Allah’ın adı düşmüyor.
Allah’ın adının haramın parolası yapılmasına Diyanet itirazı yok mu? 

FATİH

Cumhurbaşkanı Gül, ağır hasta olan 5 yıldır Ergenekon tutuklusu Prof. Fatih Hilmioğlu’nun affı için yapılan çağrılara:

- Benim böyle bir yetkim yok, yanıtını veriyor. Sonra da ekliyor:

- Hapishanelerde hasta olanların Adli Tıp’a başvurması gerekiyor. Adli Tıp’ın vereceği raporlar Adalet Bakanlığı aracılığı ile önüme geliyor... Ben o zaman devreye girebilirim...

Gerçi yandaş medya önceki Cumhurbaşkanı Necdet Sezer’in önüne gelen af taleplerini imzalamasını “PKK’lileri affediyor” diye yaygaraya dönüştürmüştü ama... O doğru değildir. Prosedür böyledir.

İyi de Cumhurbaşkanı Adalet Bakanı ve Başbakan’a:

- Hapishanede bir rektör göz göre göre ölüyor, bir emir lütfedin de hayatını kurtaralım, diyemiyor mu?

Bu kadar da mı yetkisi yok? Erbakan’ın hapis yatmaması için pekâlâ hep birlikte seferber olmuşlardı...

HÜZÜN

Salı günkü grup toplantısında Başbakan:

- Geçenlerde İngiltere’de Başbakan Cameron hemen gazeteleri kapattı, deyiveriyor.

İngiliz Büyükelçiliği birkaç saat içinde açıklama yapıyor:

“İngiltere Başbakanı hiçbir gazeteyi kapatmadı”

Yabancı ülkelerin “Türkiye’nin lideri dünyadan habersiz.” demesi Başbakanı ilgilendirmiyor olabilir. Ama Türk halkı bu şekilde küçük düşmekten ve cahil yerine konmaktan rahatsız. Bunu bildirelim.

Melih Aşık - Milliyet