Tarih:
25.12.2013
Davalar tekrar!
Melih Aşık; Başbakan Başdanışmanı böylece TSK ve MİT’e cemaatçilerce kumpas kurulduğunu itiraf ediyor.
Başbakan Başdanışmanı Yalçın Akdoğan Star’daki köşesinde dün diyor ki:“Başbakan... Kendi ülkesinin milli ordusuna, milli istihbaratına, milli bankasına, milletin gönlünde yer edinen sivil iktidarına kumpas kuranların bu ülkenin hayrına bir iş yapmış olmayacağını çok iyi bilir...”
Başbakan Başdanışmanı böylece TSK ve MİT’e cemaatçilerce kumpas kurulduğunu itiraf ediyor.
Başbakan da ne demişti geçen hafta sonu Ordu’da:
“Devlette paralel yapı kurmak isteyenler devletin kurumları içerisine sinenler şunu bilesiniz ki istediğiniz kadar oralara yerleşin. İninize gireceğiz ininize. Didik didik edeceğiz ve devletin içindeki bu örgütleri teşhir edeceğiz.”
Nerede kurulmuş bu paralel yapı? Emniyet ve yargıda..
Şimdi sormak gerekiyor:
- Şu anda tasfiye edilen polis şefleri ve bürokratları zamanında o görevlere atayanların sorumluluğu nedir?
- AKP, paralel devlet kuran, çeteleşen gruplara “ne istedilerse vermiş” ve onların kilit görevlere atamasına yapmışsa sorumluluk hükümetin midir, çetelerin mi?
Emniyet ve yargıda paralel yapı oluşturulmuş, TSK’ya kumpas kurulmuşsa... Ergenekon, Balyoz, Şike, Poyrazköy, Casusluk gibi davaların yenilenmesi gerekir... Nitekim Aziz Yıldırım’ın avukatları bu yönde talepte bulundular. Aynı talebi Balyoz, Ergenekon gibi davaların sanıkları da yapacaklardır. Suç ortağı iktidar bir kez olsun hukuk ve adaletten yana tavır koymayacak mıdır?
Vesayet değişimi!
Vesayet değişimi!
Emniyet teşkilatı hallaç pamuğu gibi atılıyor... Son bir hafta içinde Emniyet teşkilatında 7 emniyet müdürü, 13 emniyet müdür yardımcısı, 14 daire başkanı, 101 şube müdürü, 150 dolayında polis memurunun yeri değiştirilmiş...
Ne var ne oluyor?
Başbakan’ın demeçlerine bakılırsa “Emniyet teşkilatına sızmış çete” bir başka deyişle paralel yapı dağıtılıyor...
Yakında yargıda benzer bir operasyon yapılacaktır kuşkusuz... Şu sıralar onun kılıfı hazırlanıyor olmalı...
Peki paralel yapı tasfiye edilirken yerine ne konuluyor...
Gayet açık.. Yerine iktidar yanlısı kadrolar yerleştiriliyor...
Cemaat vesayetinin yerine AKP vesayeti konuluyor...
En ilginç konumda olan kişi İçişleri Bakanı Muammer Güler...
Tasfiyelerden sonra konuşmaya başlayan Güler, tapelerin tahrif edildiğini, oğluyla konuşmasına eklemeler yapıldığını söylüyor ve bunun incelenmesi için müfettişi kendisi görevlendiriyor.
Suçlamaların hedefi olan İçişleri Bakanı görevde kaldıkça iddialardan arınma olamayacağını düşünebilirsiniz. Onlar öyle düşünmüyor. İktidarımız soruşturmanın yasal şekilde selameti ulaşması yerine ortamın Başbakan’ın beyin yıkama nutuklarıyla temizlenmesi yolunu seçmiştir...
Olup bitenin özeti; devlet çöküyor... Devlet adabı, devlet adamı, devlet terbiyesi, devlet ciddiyeti gibi kavramlar bir bir yıkılıyor... Altında ülke ve halk kalacak...
AYGÜN
AYGÜN
Foto muhabiri arkadaşımız Bünyamin Aygün haftalardır kayıp...
Suriye’de El Kaide yanlısı grupların elinde olduğuna ilişkin haberler alıyoruz.
Bünyamin son derece aktif ve değerli bir arkadaşımızdır.
Tek işi gazeteciliktir.
Merak ediyoruz...
Dışişleri ve MİT, Bünyamin’in kurtulması için yeterli çabayı gösteriyor mu?
O yönde bir izlenim almıyoruz...
İlgi bekliyoruz.
250 milyar TL’lik yolsuzluk için AKP’liler
“Normal” diyor.
“Normalleşiyoruz” dedikleri buymuş demek!
250 milyar TL’lik yolsuzluk için AKP’liler
“Normal” diyor.
“Normalleşiyoruz” dedikleri buymuş demek!
* * *
Başbakan nutuklarında “Bir de Allah’ın tuzağı var” deyip duruyordu...
İçine düştükleri
son tuzak
o tuzak mı?
Akif Kökçe
CİHAZ
İçine düştükleri
son tuzak
o tuzak mı?
Akif Kökçe
CİHAZ
Emniyet Genel Müdürlüğü yasadışı dinlemede kullanıldığı iddia edilen 11 mobil kayıp dinleme cihazının bulunması için soruşturma başlatmış. Haberi Sabah gazetesinde okuyunca aklımıza geçen dönem bu konuyu ısrarla takip eden eski CHP milletvekili Ahmet Ersin geldi. Kendisini aradık, dedi ki:
- Gümrüklerden Sorumlu Bakan’a bu konuda soru önergesi vermiştim. Gelen yanıt, “gizlilik nedeniyle bu konuda bilgi veremeyiz”, oldu. O cihazların bir bölümü Cemaatçi polisteydi. Ancak bu polisler iktidarın da işine gelen gelen yasadışı dinlemeleri yaptığı için kendilerine dokunulmadı. Aynı iktidar bugün kendisinin de dinlendiğini anlayınca hem Cemaat’in hem de cihazların peşine düştü.”
PAŞA
PAŞA
İsmet İnönü’nün ölümünün 40. yılında... Torunu Gülsüm Bilgehan bir bildiri yayımladı... Bligehan, günümüzün pis kokuları arasında İnönü’nün bir fatura hikayesini de anımsatıyor...
Demokrat Partili bir milletvekili Meclis kürsüsünden, bir devlet kurumundan Mevhibe İnönü için alınan 3 metre kumaşın parasının ödenmediğini söyler.
Paşa ertesi gün Meclis’te kürsüye çıkar, kumaşın faturasını “müfteri”nin suratına çarpar...
Melih Aşık - Milliyet
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları