Duruyoruz çünkü

Mustafa Mutlu, ''Yıllarca koştuk, yürüdük, zıpladık, oturduk, yattık olmadı''...

Yıllarca koştuk, yürüdük, zıpladık, oturduk, yattık olmadı...

Artık duruyoruz!

Yıllarca bağırdık olmadı...

Artık susuyoruz!

Yıllarca anlattık olmadı...

Artık konuşmuyoruz!

Durup sadece önümüze bakıyoruz...

“Geriye” doğru koşulan bu aptal yarışta, durmanın bizi şampiyon yapacağını gördük nihayet, onun için duruyoruz!

“Biz yüzde 50’yiz. İstediğimizi yaparız” diyenlerin ülkeyi sürüklediği felakete ortak olmamak için duruyoruz!

Yediğimize, içtiğimize karışanların artık bize dokunamamaları için duruyoruz!

“Özgürlüğün” dövme, sövme, aşağılama, hakaret etme özgürlüğü anlamına gelmediğini bizi yönetenlere anlatmak için duruyoruz!

Toplumu yüzlerce parçaya bölmeye çalışanlara inat duruyoruz!

Biber gazlarından ve kimyasal katkılı basınçlı sularından korkmadığımızı göstermek için duruyoruz!

Gözaltına alınmaktan tırsmadığımız için duruyoruz!

TOMA’larından, coplarından, ‘akrep’lerinden, kalkanlarından çekinmediğimiz için duruyoruz! Yalanları ortaya çıksın diye duruyoruz!

Kibirleri deşifre olsun diye duruyoruz!

Kinleri görülsün diye duruyoruz!

İnsanlık onuru için duruyoruz!

Belki de ilk kez kendimize saygı duyacağımız bir şey yapmış olmak için duruyoruz!

Bir yerlere koşanların, koştukları “o yer” belli olsun diye duruyoruz!

Yangına körükle gitmemek için duruyoruz!

Halkın, o yangını, ‘itfaiyeci’nin çıkardığını görmesi için duruyoruz!

Kaçan kovalanırmış; kovalamasınlar diye duruyoruz!

“Dindar ve kindar bir nesil” yaratmak için ellerinden geleni arkalarına bırakmayanlar “dursun” diye duruyoruz!

Atatürk milliyetçiliği ayaklar altına alınmasın diye duruyoruz!

Kimse bu ülkenin kurucularına ve kahramanlarına “ayyaş” diyemesin diye duruyoruz!

TC, tabelalardan indirilmesin diye duruyoruz!

Biz ölümüne koşarken ve mücadele ederken, aynı saatlerde Meclis çatısı altında bu ülkenin yer altı zenginliklerini yabancılara peşkeş çekenler açığa çıksın diye duruyoruz!

Sapla-saman ayrışsın, akla-kara görülsün, haklıyla-haksız anlaşılsın diye duruyoruz!

Dedim ya, yıllarca koştuk olmadı. Artık durup sadece önümüze bakıyoruz...

“Geriye” doğru koşulan bu aptal yarışta, durmanın bizi şampiyon yapacağını gördük nihayet; onun için duruyoruz!

Teröristler!
CHP milletvekilleri, Gezi Direnişi nedeniyle Ankara’da gözaltına alınan çok sayıda vatandaşın 276’sıyla yüz yüze görüşmüş...

Bunlardan 274’ünün hayatları boyunca ilk kez gözaltına alındıkları anlaşılmış!

Hepsinin dövülerek, hırpalanarak gözaltına alınma nedeni ise aynıymış: “Her yer Taksim, her yer direniş” diye slogan atmak ya da polisten kaçmak!

İyi de hani bu eylemleri yapanlar “marjinal gruplar”dı?

Tamamı serbest bırakılan bu kişiler şimdi ne yapıyorlar biliyor musunuz?

Kendilerini haksız yere gözaltına alan polisler hakkında dava açıyor!

Artık söz yüce mahkemenin! Bakalım hesap sorulabilecek mi?


GÜNÜN SORUSU

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç “Duran Adam” eylemleri hakkında yaptığı açıklamada, “Bazıları sekiz saat duruyormuş... Bu kadar durmak olmaz. Bu çok uzun bir süre. Bunların işi gücü yok mu? Sekiz dakika dursunlar!” demiş... Sorum kendisine: Size ne?


Birilerinin kılı olmak!

Midem bulandığı için günlerdir yazamıyorum ama benzerine daha önce hiç tanık olmadığımız böylesine bir zavallılığın sorgulanmaması da kaleme ihanet olur. Olayı biliyorsunuz; Melih Gökçek’in oğlunun yönettiği Beyaz TV AKP’nin Kazlıçeşme’deki mitinginden canlı yayın yapıyordu. Kadın muhabir; mitingde yaşanan coşkuyu (!) övgü dolu sözlerle anlattıktan sonra başı örtülü bir kadına yanaştı ve “neler hissettiğini” sordu. Kadın bozuk bir Türkçeyle bir sürü şeyler anlattı. O sözcük demetinden anlaşılan tek şey “Kılıçdaroğlu”nu şiddetle eleştirdiğiydi. Sonra durdu, derin bir nefes aldı ve “Ben Tayyip’in g......n kılıyım” dedi. Ardından çekip gitti!

Herkesin tercihi kendisini bağlar. Bu nedenle o kadını eleştirecek falan değilim. Sadece yanıtını merak ettiğim soruları sormak istiyorum:

Bir: Bazı yazarlar Başbakan’dan “Tayyip” diye söz ettikleri için yıllardır cezalandırılıyor. Ceza almadan “Tayyip” demek için ille de onun bir yerlerinin kılı mı olmak gerekiyor?

İki: Araştırma şirketleri acaba, AKP’liler içinde o kadın gibi düşünenlerin oranını belirlemek amacıyla bir araştırma yapacak mı?

Üç: AKP muhalifleri içinde “kıl olmayı” kendisine yedirebilecek bir kişi bile bulunabilir mi?

Dört: Muhalif kanallara eften püften nedenlerle ceza kesen RTÜK, bu “müstehcen” yayın için Beyaz TV hakkında neden hiçbir işlem yapmıyor?

Beş: O kadın, parti tarafından ödüllendirilirse, örneğin bir yerden “aday” gösterilirse şaşırır mısınız?

Mustafa Mutlu - Vatan