Tarih:
17.10.2012
En büyük doğal afet sizsiniz beyler!
Mustafa Mutlu yazdı, ''İstanbul Üniversitesi'nde garip şeyler oluyor...''
Afyonkarahisar’da mühimmat deposundaki patlamada şehit düşen 25 askerimizi hatırlıyorsunuz... Kara Kuvvetleri Komutanlığı, işte o askerlerin yakınlarına birer yazı göndermiş ve evlatlarının “Görev esnasında doğal afet nedeniyle şehit düştüklerini” bildirmiş...Daha da vahimi... O askerlerin ailelerine sadece üçer bin lira tazminat ödenmiş!
Allah’tan Mehmetçik Vakfı, 30’ar bin lira daha verecekmiş...
Yakınlarının, tüm şehitlik haklarından faydalanabilmesi için bir erin, ille de “terörle mücadele” sırasında yaşamını yitirmesi gerekiyormuş...
***
İyi de Afyonkarahisar’daki olay, bir “ihmal terörü” değil mi?
Yirmişer günlük askerleri hiçbir önlem almadan o depolara sokanların ve bomba sayımı yaptıranların hiç mi suçu yok?
Acılı ailelere üç beş kuruş daha az tazminat vermek için; böyle bir olaya, “doğal afet” damgası vurmak hangi hukuka, hangi vicdana, hangi insanlığa sığar?
Asıl “doğal felaket” bu saçma mektubu yazanların, bu ülkede “yönetici” kadrolarını dolduruyor olmaları değil mi?
***
Doğal afet; seldir, depremdir, heyelandır, yanardağ patlamasıdır...
Yani “insan hatasından kaynaklanmayan” felakettir!
Kabak gibi ortada:
Afyon’daki patlama, insan hatasından ya da ihmalinden kaynaklandı.
Bunun için de o deponun komutanları tutuklandı.
Böylesine vahim bir olayda şehit düşen her asker bedeni için “3 bin lira tazminat” ödeyip kurtulmayı düşünmek, sadece o Mehmetçiklere ve ailelerine saygısızlık anlamını taşımaz... Aynı zamanda bu komik teklifi yapanların, insanlıktan uzaklaştıklarını da gösterir!
***
Sayın Genelkurmay Başkanı...
O kazada ölen Mehmetçikler, sizin çocuklarınızdı!
Çünkü asker ocağına teslim oldukları günden itibaren, sizin evladınız olmuşlardı!
Kara Kuvvetleri Komutanlığı, doğrudan sorumlusu olduğu bu feci kazayı bugün “doğal afet” kılıfına sokarak, çocuklarınızın yakınlarının hakkını yemeye kalkışıyor!
Lütfen babalığınızı gösterin ve yumruğunuzu masaya vurun...
O mektubu yazanlardan hesap sorun!
Ve lütfen Başbakan’ın, ‘Biz trafik kazasında ölen askerlerimizin bile şehit sayılması için kanun çıkardık. Burada bir yanlış anlaşılma söz konusu olabilir‘ dediği bir dönemde bu hatanın nasıl yapıldığını açıklayın.
*****
Günün sorusu
Suriye’den kaçıp Türkiye’ye sığınanların sayısı 103 bin kişiyi bulmuş... Sorum, daha fazla mülteciyi bile barındırabileceklerini açıklayan bizim yöneticilerimize:
Suriyeli kardeşlerimizi barındırmak için benim sıradan bir Türk vatandaşı olarak bir yılda devlete ödeyeceğim “ekstra para” ne kadar?
*****
İstanbul Üniversitesi’nde garip şeyler oluyor...
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi karıştı... Fakülte, akademik uygulamaların dışına çıkılarak yazılan bir kitabın satılması ve üniversitede çalışan öğrencilerin maaşlarında yolsuzluk yapıldığı iddiasıyla çalkalanıyor.
Önce kitap olayını anlatayım:
Fakültede öğretim görevlisi olan Doç. Dr. Şebnem Çağlar, daha önce örneği görülmemiş bir biçimde İran asıllı ikinci sınıf öğrencisi Savash Porgham Rezaeieh ile ‘Şovalyelik Mesleği Gazeteciliğin Keskin Kılıcı: Haber’ adlı bir kitap yazdı. Bu kitabı bütün öğrencilerin almasını isteyen Çağlar, final sınavında kitaptan sorular soracağını söyledi. Hatta bu yüzden sınav tarihini kitabın basım tarihine ertelediği iddia edildi.
Akademik kariyeri olmayan bir öğrencinin kitabının üst sınıflarda okutulmasının uygun olmadığını düşünen İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencilerinden bir grup, 15 TL karşılığında satılan kitabı almayı reddederek durumu yazdıkları dilekçelerle rektörlük, fakülte dekanlığı ve bölüm başkanlığına bildirdi.
Dilekçeler üzerine öğretim görevlisi ve öğrenci hakkında idari soruşturma başlatılırken, şikâyetçi öğrenciler sosyal medya üzerinden Savash Porgham Rezaeieh tarafından tehdit edildiklerini gösteren delillerle yeniden dilekçe verdiler.
Maaşlara ne oldu?
Ayrıca fakültenin haber ajansı olan İÜHA’da kadrolu olarak çalışan altı öğrenci ajanstaki işlerine son verildikten sonra maaşlarının ajans sorumlusu Doç. Dr. Şebnem Çağlar tarafından çekilmeye devam edildiği iddiasıyla cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulundu. İddiaya göre şikâyetçi olan öğrenciler işten ayrılmak istediklerini haber ajansı sorumlusu Doç. Dr. Çağlar’a bildirdiklerinde, Çağlar kendilerine ödenen 200 liralık maaşı çekebilmeleri için aldıkları banka kartını şifresiyle birlikte istedi. Bunun sıradan bir uygulama olduğunu düşünen öğrenciler banka kartlarını ve şifrelerini hocalarına teslim ettiler.
Ancak aylar sonra bankaya başvurarak hesap hareket cetvellerini kontrol ettiklerinde neye uğradıklarını şaşırdılar. Çünkü banka kayıtları, öğrencilerin çalışmadıkları süre boyunca çalışıyor gibi gösterilerek hesaplarına maaş yatırılmaya devam edildiğini ve paranın çekilmekte olduğunu gösteriyordu.
Hesap dökümlerinden paranın Doç. Dr. Şebnem Çağlar, ajans sorumlusu Savash Porgham Rezaeieh ve bir başka editör öğrencinin ikamet ettikleri Üsküdar, Bakırköy ve Avcılar yerleşkesindeki banka ATM’lerinden çekildiği ortaya çıktı.
Öğrencilerin savcılığa ve okul yetkililerine şikâyette bulunması üzerine idari soruşturma başlatılırken savcılık konuyu görevsizlik kararıyla Yükseköğretim Kurumu’na sevk etti.
***
Bu iddiaların nasıl sonuçlanacağını gerçekten merak ediyorum!
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları