Tarih:
16.10.2012
Gözyaşı Borsa...
Bekir Coşkun yazdı, ''Gözyaşı borsası kurdunuz bir de; ağlanacaklar, ağlanmayacaklar...''
Baktın geliyor...Tabutta...
Soracaksın:
“Ağlanacak olandan mı, ağlanmayacak olandan mı?..”
*
Ona göre sipariş verirsin artık; göz değil market?..
Hani kimi ilkel kavimlerde zenginlerin cenaze törenlerinde para ile tutup ağlattıkları “ağlayıcılar” gibisin çünkü...
Sahte...
*
Soracaksın, siyasi rant varsa:
“Şu gelen tabuttaki, ağlanacaklardan mı, ağlanmayacaklardan mı?..”
“İkisinin ortası, ağlamaklılık...”
“Nassı yani?..”
“Balkondan düştü...”
*
Bir de ağlanacak yer hani...
Kameraman gitti, sen ağladın...
Ne fayda?..
*
Yüreği yufkadır bu memleketin aslında...
Ağlamayı sever...
Dizideki Hacer’e ağladı halam üç gün üç gece...
Müjde Ar’ın filmiydi, kız verem olup ölüyor, günlerce anlatıp ağladılar da ölü evine dönmüştü bizim Urfa...
*
Bu milletin yapabildiği en iyi şeydir; ağlamak...
Bin yıldır ağlar...
Git kahveye “Henüz fidan yaşında... Hayrettin Efe’yi vurdular çeşme başında...” diye bir türkü tuttur, gör bak bütün kahve ağlamazsa namerdim...
Sormaz bile:
“Hayrettin kim?..”
Fark etmez çünkü...
*
(Hayrettin; Cunda’da bizim mahallenin en vazgeçilmez bahçıvanıdır, Allah uzun ömür versin...)
*
Ben mesela...
Çok dayanamam, ağlarım...
İçime ateş düştüğünde...
Burnumun direği sızladığında...
Yüreğim çığlık attığında...
Kimse tutamaz...
*
Eğer sahte gözyaşları olmasaydı, bu güzel vatanın çocukları birbirlerini severek, barış içinde yaşayacaklardı elbet...
El ele...
Yan yana...
Torunlarını öpe öpe...
Ama gizli kapalı pazarlıklar, kirli oyunlar, bitmez tükenmez tuzaklar yüzünden çocuklar bir asırdır birbirlerini vurdular...
“Sağ, sol...”
“Alevi, Sünni...”
“Türk, Kürt...”
Şu anda hapishanelerdeki tabut gibi hücrelerde “yaşamama” cezası verilerek yok edilenlerle, yok edenler ne:
“Laik, dinci...”
*
Hepsi sahte gözyaşları döke döke...
Gözyaşı borsası kurdunuz bir de; ağlanacaklar, ağlanmayacaklar...
Utanmadan...
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları