Hocaefendi’ye…

Bekir Coşkun; Çok canımızı yaktınız, sizin yüzünüzden çok acı çekildi, çok ah, çok gözyaşı, çok sönen hayat, çok kan var… Bari bir iyilik yapın bize… Eski ortakları olarak çıkıp bu millete anlatın…

Eminiz her şeyi siz biliyorsunuz…
Tüm sırlar sizde…
Bu işler nasıl oldu?..

*

Size “paralel” diyorlar ama bildiğimiz “paralel” tek çizgiyle olmaz…
Her şeyi birlikte yaptınız…
İyi bir iş birliği, başarılı bir plan, dakik bir zamanlama, isabetli hedefler ve en önemlisi güçlü bir elbirliği olmadan tüm bunlar olmazdı…
Şimdi tüm suçu size yıkıyorlar ve sadece sizi “suçlu” ilan ettiler ya…
Çıkın anlatın…

*

Bir:
Türk ordusuna kurulan kumpastan Başbakan Tayyip Erdoğan’ın haberi yok muydu?..
İki:
Nasıl haberleşiyordunuz?..
Üç:
Deniz Baykal kasetinden, iktidardakilerin ve o zamanki başbakanın bilgisi var mıydı, yok muydu?..
Dört:
Size bağlılıklarını bildiren “emrinizi bekleyen” kimlerdi?..
Beş:
Medya, yargı, askerler ve cumhuriyetçi aydınlar üzerinde yapılan operasyonlara, şu anda iktidarda olanların iddia ettikleri gibi siz mi karar verdiniz?.. İktidarın haberi ve katkısı olmadan, böyle büyük operasyonları yapabilir miydiniz?..
Altı:
Askerler, aydınlar, cumhuriyetçiler üzerinde operasyonu yapan yargının oluşmasını nasıl uyumlu planladınız ki, istediğiniz atamaları Adalet Bakanlığı yaptı?..
Yedi:
17/25 büyük vurgun iddiaları iftira mıydı?..
Sekiz:
Sorun nerede çıktı, niçin bozuştunuz?..
Dokuz:
Şimdi siz “paralel terör örgütünün” bir numaralı sanığısınız… Tüm bu işleri birlikte yaptığınız kişiler ülkeyi yönetiyor… Sıra rejimi değiştirmeye geldi… Bu da planın bir parçası mıydı?..
On:
Şimdi anlatmıyorsanız, neyi bekliyorsunuz?..

*

Çok canımızı yaktınız, sizin yüzünüzden çok acı çekildi, çok ah, çok gözyaşı, çok sönen hayat, çok kan var…
Bari bir iyilik yapın bize…
Eski ortakları olarak çıkıp bu millete anlatın…
Anlasınlar…