İnternet belası

Bekir Coşkun; İnternet’le birlikte yalan söylemek zorlaştı, daha söyler söylemez, dinleyenler açıp anında bakıyor…

Eskiden yalan söylemek daha kolaydı…
Söylüyorsun oluyor…
İnternet’le birlikte yalan söylemek zorlaştı, daha söyler söylemez, dinleyenler açıp anında bakıyor…
* * * * *
Masada at diyelim:
“Sultan Abdülhamid Bağdat seferine gittiğinde…”
Ufaklık masa örtüsünün altından internet’ten tıklayıp itiraz ediyor:
“Sultan Abdülhamid Bağdat’a gitmedi amca…”
istediğin kadar kız:
“Gitti ulan…”
* * * * *
Düşündükçe aslında internet’e kızarsın…
* * * * *
Savur mesela:
“Edison Amerika’yı keşfettiği zaman, dönüyor bu tarafa…”
Masanın altından iki tık tık:
“Edison Amerika’yı keşfetmedi…”
“Niyeymiş?..”
“Öyle diyor ama...”
* * * * *
Gaza gelip şiir okursan dikkat edeceksin:
“Çok güzel bir şiiri vardır rahmetlinin, nasıl severim… Der ki orada; mehtabın izini sürdüm dün gece……”
* * * * * *
“Kim?..”
“Fazıl Hüsnü Nafiz Çamlıbel...”
Tık tık:
“Öyle birisi yok dayı…”
“Var kendisi…”
“Ama bu dediğin iki kişi etti...”
* * * * * *
Kızarsın internet‘e…
Yalanını, palavranı yüzüne vurur da rezil olursun…
* * * * * *
Bütün gazeteleri ele geçirip, bütün televizyonları hizaya getirdiğin zaman, istemediğin hiçbir şeyi duyamazdı insanlar…
Ama şimdi internet haberciliği bildiğimiz medyanın otuz katı…
Aç…
Hırsızlıkları, yağmayı, talanı izle…
Ekonomi, geçim, maaşlar, özgürlükler, insan hakları, dış politika, dünyada neler oluyor, biz neredeyiz?..
Aç anında öğren…
* * * * *
“Dedem şehitti” diyorsun…
Bakıyorlar, öyle bir harp yok…
* * * * *
İnternet‘e kızıyorsun tabii ki…
Kapat…
Anca kurtulursun…

Bekir Coşkun - Sözcü