loading
close
SON DAKİKALAR

İsmail uyanmış!

Bekir Coşkun
Tarih: 07.04.2016

Mustafa Mutlu; Bence sen, patronunu memnun etmekten ve paraları cukkalamaktan başka hiçbir işine yaramayan başını yumrukla!

Bana “Dön Kardeşim” diyen, dönmediğim için de işten atan tüpçü medya patronunu biliyorsunuz: Erdoğan Demirören! Başta belirteyim; anamın ak sütü kadar helal olan 10 yıllık kıdem tazminatımı bile vermeyen bu adama açtığım davayı kazandım.
***
Anımsarsınız; 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu sonrasında internete bu adama ait bir ses kaydı sızdırılmıştı. Bu yaşlı başlı adam o kayıtta, dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’dan fırça yiyor; sonra da hüngür hüngür ağlıyordu. Gelelim yeni olayımıza:
***
Odatv’nin haberine göre şimdi de bu adamın Genel Yayın Müdürü
İsmail Yuvacan ağlamış...
Kim mi bu İsmail Yuvacan?
Beni ve o günlerde Vatan’da iktidarı eleştiren bütün yazarları
Erdoğan Demirören adına defalarca uyaran ve atılma talimatını
hayata geçiren Vatan Gazetesi Genel Yayın Müdürü...
Yıllardır “AKP iktidarına saygılı gazete çıkarma telaşı”ndaki sözde gazeteci...
***
Erdoğan Demirören’in kızı Meltem Demirören, Recep Tayyip
Erdoğan’ın Harp Akademileri’ne gittiği gün İsmail’i yanına
çağırmış...
Bu haberin iyi (!) verilmesi için defalarca uyarmış...
Ama İsmail bir türlü patronunu memnun edememiş...
İddiaya göre de Meltem Demirören, “Bu işi yapamıyorsan ceketini alıp çık” diye avaz avaz bağırmış...
***
Ceketi alıp çıkmak o kadar kolay mı?
Ne de olsa işin ucunda her ay hesaba yatan 30 bin lira var!
Eeee; İsmail’in de “okutmak zorunda olduğu” (‘Niçin kendini ezdiriyorsun? Sen de dik dursana’ dediğimde aynen bunları söylemişti) çocukları var...
Durum böyle olunca; yıllardır en büyük krizleri başarıyla yöneten ve koltuğunu korumayı başaran İsmail, patron katından Yazı İşleri’ne inip sandalyeleri tekmelemeye ve “Beni çocuk gibi azarlıyorlar. Oyuncakları oldum. ‘Buraya gel buraya git.’ Çocuk muyum ya ben? Bizim yaptığımız gazetecilik değil” diye ağlamaya başlamış!
***
Dedim ya; ben Odatv’nin yalancısıyım! Haber aynen böyle...
Bu tatsız olayda beni mesleğim adına umutlandıran tek gelişme İsmail’in, “yaptıkları işin gazetecilik olmadığını” itiraf etmesi...
***
Aferin İsmail, doğru yoldasın...
Eminim çok değil elli yıla kadar patrona rest çekecek ve onurlu gazetecilik yapacak cesarete de kavuşursun...
Ne de olsa o zamana kadar çocukların okullarını bitirmiş olur!
Bu arada...
Tekmelediğin sandalyelerin hiçbir suçu yok...
Bence sen, patronunu memnun etmekten ve paraları cukkalamaktan başka hiçbir işine yaramayan başını yumrukla!

PANAMA!
Dün ABD’de ilk duruşması görülen Reza Zarrab davasından gelecek haberlere kilitlenmiştik ki; sürpriz haber Panama’dan geldi!
Dünya bilgi çağının en büyük sızıntısı önceki gece yaşandı.
Kara para ağının Panama’da kayıtlı offshore hesaplarına ilişkin 11.5 milyon belge yayınlandı.
Alman “Süddeutsche Zeitung” gazetesi tarafından yayınlanan belgelerde kara para aklayan 214 bin şirketten, 128 politikacıdan ve en az 12 dünya liderinden söz ediliyor!
Kırk yıllık bir arşivi kapsadığı belirtilen bu belgelerde Türkiye’den de onlarca şirketin ve kişinin adı geçtiği belirtiliyor.
***
Eminim şu anda birileri fena halde panikte ama hiç korkmasınlar...
Sonuçta it, iti ısırmıyor.
Kirli kapitalist sistem, ne yapıyor ediyor; bütün pis işleri bir şekilde aklıyor. Eğer böyle olmasaydı; Wikileaks belgelerinden sonra bu düzenin yıkılması gerekirdi!

GÜNÜN SORUSU
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Türkiye’yi de kapsayan Doğu Akdeniz’de son dokuz yüzyılın en kurak dönemine girileceği uyarısında bulunan Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi NASA’yı yalanlamış ve “Bizim teknolojimiz onlardan iyi... NASA da kim oluyor?” demiş... Sorum size:
Bu adam sizce kimin dibine düşmüş?

Kadın düşmanı adam!
Trabzon İl Müftülüğü, Of’ta bir toplantı düzenlemiş... Tam müftülük görevlisi Ayşe Yılmaz konuşmaya başlamış ki; salonda gür bir erkek sesi patlamış:
“Sen kimsin de bize vaaz veriyorsun? Bu kadın nereden çıktı? Bu ne iş? Erkekler kadınlardan vaiz mi alırmış? Bizim kadınlardan alacağımız eğitime ihtiyacımız yok!”
Bu ses, en ön sırada oturan Of’un AKP’li Belediye Başkan Vekili Halil Alireisoğlu’na aitmiş!
Alireisoğlu önce mikrofonu kapatıp salonu terk etmiş; sonra da görevlilere talimat vererek ışıkları kapattırmış...
Kendisini şöyle savunmuş:
“Temelde bayan olduğu için tepki gösterdim. Bayanların konuşacağı yer vardır, erkeklerin konuşacağı yer vardır!”
***
Bu sözleri; seçim dönemlerinde 18 saat ev ev dolaşıp bu “adam”lar için oy isteyen AKP’li kadınların dikkatine sunuyorum!
Söyleyeceğim tek şey şu:
Belli ki seni baban eğitmiş, Halil Bey... Keşke seni de bizim annelerimiz gibi annen eğitseydi!
Belki “insan” olurdun...

SÖZ SİZDE (156+278)
Abdullah Gül’e sormaya devam ediyoruz. Sıra Yalman Kaya’da:
“Abdullah Bey...
Aylardır bu köşeden size sorduğumuz soruları yakın çevrenizden bir Allah’ın kulu olsun yüzünüze karşı soramadı mı? Eğer sormadıysa; siz o çevreyi değiştirin... Çünkü hiçbiri sizin gerçek dostunuz değil! Ben sizin oğlunuz, akrabanız, hısmınız, komşunuz olsaydım; sırf sizin iyiliğiniz için bu soruları yüzünüze sorar ve aldığım yanıtı da mutlaka kitlelere duyururdum.
Çünkü bugünkü suskunluğunuz, günün birinde başınıza ‘büyük dert’ açacak... Ben yakın çevrenizde olsaydım; bu küçük meselenin, büyük dertlere dönüşmesine izin vermezdim.”

GÜNÜN İSYANI
AKP iktidarının iki aylık çiçek gönderme, kokteyl düzenleme (ayranlı kokteyl) ve konuk ağırlama maliyeti 12 milyon lira olmuş. İsyanım bu parayı ıvır zıvıra harcayanlara:
Hepiniz çok dindarsınız ya; bilirsiniz... İslam’da israf, haramdı değil mi?

Mustafa Mutlu - Aydınlık

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları