Bekir Coşkun: Koltuk, makam, mevki istemeyiz…
Hayallerimizde fonda demir kapılar vardır…
Rüyalarımızda gardiyanlar dolanır…
Bizim gecelerimiz sizin gecelerinize benzemez…
Masalarımızın üzerinde, çekmecelerimizde, cebimizde, piyango biletleri gibidir mahkemeye celp kağıtları…
En mutlu anımızda gülümsemeler bir anda donup kalır dudaklarımızda…
Ya piyango çıkarsa?..
*
Onurumuzla, namusumuzla yazı yazmak… Ya da külliyede verilen infaz kararları sonucu linç edilmek arasında gidip geliriz…
Korkmuyormuş gibi yaparız…
Ama korkarız…
Yakın basın tarihine bir bakın; kimimiz en güzel yıllarımızı hücrelerde geçirdik… Kimimiz kapı kapı sürüldük… Kimimiz onurlu inadımızı bombalarla-kurşunlarla ödedik… Çocuklarımız camda, sevgililerimiz sofrada çok beklediler bizi… Kimimiz sağlığımızı, kimimiz nefesimizi verdik…
Artık neyimiz varsa…
*
Şu elinizde tuttuğunuz SÖZCÜ Gazetesi'ne bir bakın…
150 televizyondan, 70 gazeteden kala kala, bu şerefli burca sığındık…
Kimi zaman dalıp giderim anılara; biz bu kadar değildik…
Ülkemize kurulan büyük tuzak, önce basını hedef seçti, öyle infazlar görüldü ki, bir gazeteci mezarlığıdır Türkiye…
Yine de ödün yok dedik…
Söz konusu vatansa…
*
Yarın seçim var…
Dilerim şu okuduğunuz yazı, bir zulüm döneminin son yazısıdır…
*
Yarın sandığa mutlaka gitmelisin ortak…
Bizler ömrümüz boyunca kendi dünyalarımızı unutup, senin dertlerini, acılarını yazıp çizdik… Her çağırdığında derdini dert edindik… Yurdun en uzak köşelerinde bile olsa yetiştik… Aç bak bu gazetenin sütunları senin adına çığlıklarla doludur, bedelini hep ödedik…
Şimdi yazma sırası sende…
Ülkemizin yazgısını bugün yeniden yazacaksın…
Bizi de yaz…
*
Koltuk, makam, mevki istemeyiz…
İstediğimiz sadece; bireyi hür, vicdanı hür, fikri hür, basını hür Türkiye…
Dilerim kabus döneminin son yazısıdır bu…
Az kaldı, az…