loading
close
SON DAKİKALAR

Laikliğe 'El Fatiha'

Bekir Coşkun
Tarih: 29.09.2014

CHP bile konuyu laiklik ve evrensel demokrasi kuralları bağlamında değil, dini, siyasi ve kültürel boyutlarıyla eleştiriyor.

Öyle bir türbulansa girdik ki bugün konuşulan, ertesi gün geçerliliğini yitiriyor. Geçen çarşamba, lisede başörtüsü serbestisini hicveden bir yazı yazdım.

Ancak daha yayınlandığı gün, 9 yaşındaki kız çocuklarına da türban “özgürlüğü”nün tanındığı ortaya çıktı.
İşin tuhafı, her öğrenciyi ilgilendiren bu radikal değişikliğin laiklik ve çocuk hakları açısından değil, “ifade ve inanç özgürlüğü” çerçevesinde tartışılması.

CHP bile konuyu laiklik ve evrensel demokrasi kuralları bağlamında değil, dini, siyasi ve kültürel boyutlarıyla eleştiriyor.

Basın ve sosyal medyada da “dövme ve piercing”in yasaklanmasıyla türban serbestisini karşılaştırma eğilimi var. Oysa ikisini karşılaştırmak, meseleyi hem “kılık kıyafet özgürlüğü”ne indirgiyor hem de sulandırıyor.

9 yaşında bir çocuğa “başörtüsüyle okula gidebilirsin” demenin tek dinci, tektipci, antidemokratik ve dolayısıyla ayrımcı bir uygulama olduğunu kavrayan az...

Dindarlıktan dinciliğe

Hatırlayın, birkaç yıl öncesine kadar üniversitelerde genç kadınların türbanla eğitim görmesinin önündeki engel tartışılıyordu. Ben dahil pek çok yazar, sivil toplumcu, akademisyen, türbanın üniversitede serbest olmasını savunduk.

Çünkü 18 yaşına gelmiş bir insanın ne giyip ne giyemeyeceğini bir devlet dikte edemez, etmemeli... Bu konuda AİHM’nin, AYM’in verdiği örnek kararlar var. Kaldı ki üniversitedeki başörtüsü yasağı, sosyo-ekonomik ayrımcılığı da beraberinde getirdi:

Parası olanlar, o çok eleştirdikleri ABD ve Avrupa’ya kızlarını yollatıp okuttu.

Ancak bu imkana sahip olmayan pek çok genç kadın, eğitimini yarıda bırakmak zorunda kaldı.

Dindarlara yapılan bu ayrım-cılığın getirdiği öfke ve ezilmişliğin siyasal tezahür-lerini ise şimdi hep birlikte yaşıyoruz. Mesele artık dindarlıktan çıktı, dinciliğe evrildi.

Asıl konu din ve inanç özgürlüğü değil, devletin eğitimde tek bir inancı referans alarak laik devleti tamamen silmesi. Bunun adı Yeni Türkiye.

Hukuk ayaklar altında

Ortaöğretimde “başı açık” hükmünü kaldırmak, hukuka ve insan haklarına aykırı.

Barolar Birliği, kararın Anayasa’nın 2. maddesini, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 14. maddesini (çocuğun düşünce, vicdan, din özgürlükleri hakkı), AİHM kararlarını ve İstanbul’da imzalanan Kadın Haklarına Karşı Her Türlü Ayırımcılığın Kaldırılması Sözleşmesi’ni (CEDAW) ihlal ettiğini açıkladı.

Siyaset bilimcisi Murat Sevinç, meseleyi şöyle özetlemiş:
“Üniversitede dini/siyasi sembollerin kullanılabilmesi yargısına varmamamızı sağlayan ilkeler, ortaöğretimde dini/siyasi sembollerin kullanılamayacağı görüşüne varmamızın gerekçesidir.” (http://www.diken.com.tr/dinciye-dinci-demeyelim-de-ne-diyelim/)

Hoş, hukuk ilkeleri, insan hakları ve anayasanın mütemadiyen ayaklar altına alındığı bir ülkede bunları konuşmak, bugünlerde ancak gevrek gülümsemelerle karşılanıyor.

Laik ve demokratik bir devletin vatandaşları olsaydık, tartışacak bir zeminimiz olurdu. Kabul edelim ki artık değiliz. Laikliğe el fatiha çoktan okundu...

Mehveş Evin - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları