loading
close
SON DAKİKALAR

Mattia!

Bekir Coşkun
Tarih: 21.07.2013

Mustafa Mutlu, 'Gaz yemiş, tazyikli ve kimyasallı suyla sırılsıklam ıslanmış, itilmiş, kakılmış'...

MutluMattia Cacciatori, İtalya vatandaşı, 24 yaşında bir foto muhabiri... Gezi Direnişi’nin tüm dünya medyasında ilk haber olduğu günlerde İstanbul’a gelmiş... Günlerce protesto gösterilerini takip etmiş...

Gaz yemiş, tazyikli ve kimyasallı suyla sırılsıklam ıslanmış, itilmiş, kakılmış...

İstanbul’da bulunduğu 22 Haziran-7 Temmuz tarihleri arasında binlerce fotoğraf çekmiş...

6 Temmuz akşamı Gezi Parkı’na girmek isteyen gruplara polisin müdahale ettiği sırada 59 kişiyle birlikte gözaltına alınmış...

Daha sonra savcılığa çıkartılmış ve tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmış... O da uçağa atlayıp ülkesine dönmüş!

Yedi yıl hapis!

Şimdi... İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nın dava açmaya hazırlandığı 20 şüpheli arasında ismi geçiyormuş...

İddianame kabul edilirse “Toplantı ve Gösteri Kanunu’na muhalefet” ve “Görev yaptırmamak için polise direnme” suçlarından 7 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacakmış!

Mattia, hakkında istenen cezayı duyunca kulaklarına inanamamış, “Şaka mı yapıyorsunuz? Akıl dışı iddialar bunlar” demiş...

İşte, ‘dış güç...’

Ah be Mattia kardeşim...

İki hafta boyunca ekmeğimizi yiyip, suyumuzu içmişsin ama... Yine de büyük bir belanın içine düştüğünü fark edecek kadar bu ülkeyi tanıyamamışsın...

Buradayken hiç duymadın mı Mattia, bizim Başbakan, Gezi Direnişi için, “Bütün bunlar dış güçlerin oyunları” demişti.

Hah; işte o “dış güç” sen oluyorsun!

Kahraman polisimizin, Başbakan’ı yalancı çıkarmamak için yabancı bir pasaporta ihtiyacı vardı, piyango sana vurdu!

Asıl şenlik mahkemede yaşanacak...

Hakkında öyle CD’ler, belgeler çıkacak ki; göreceklerine, duyacaklarına asıl o zaman inanamayacaksın...

Burası Türkiye kardeşim...

Burada kişiye özel “çakma CD ve sahte delil” üretilir!

Bizim Aylin gibi masum gazeteciler, “eli kanlı terörist” diye 10 ay kodese tıkılır; bunu da bütün yandaş medya manşetten verir de...

Beraat ettiğin zaman bir Allah’ın kulu tek sütuna koymaz!

Hakkında tek ciddi delil olmayan Mustafa Balbay, Tuncay Özkan gibi gazeteciler, beş yıldır tutuklu bu ülkede...

Gazetecinin iyisine...

Sana abi tavsiyesi:

“İlle de gazetecilik yapacağım” diye tutturuyorsan, sıcak savaş olan yerlere git...

Emin ol, başını daha az derde sokarsın!

Bizim gibi “ileri demokrasi”lerde gazetecilik yapmak her babayiğidin harcı değildir Mattia kardeş...

“En az on fırın ekmek yemen gerekir” diyeceğim ama şimdi sen bunu da anlamazsın!

Kısacası sen, sen ol; bir daha da boyundan büyük işlere heves etme...

Gazetecinin sıradanına basın kartı, iyisine sabıka kaydı verilir bu ülkede!

İçeri düşmemiş gazeteciye de “çaylak” muamelesi çekilir...

Neyse... Yine de ucuz yırtmışsın:

Şimdi git, annene babana sarıl, kokularını içine çek...

Geçmiş olsun kardeşim, gözlerinden öperim.

Baba-oğul!

MHP’li Lütfü Türkkan, Maliye Bakanı’nın yanıtlaması istemiyle soru önergesi vermiş:

“Yazar kasaların, POS özellikli olması zorunlu hale getirildi. Bu işi de hükümete yakınlığıyla bilinen Ethem Sancak’a ait Vera-Delta isimli firma aldı. Bülent Arınç’ın oğlunun da bu firmanın ortakları arasında olduğu iddiası doğru mu?”

Bülent Arınç da bu iddiayı “Külliyen yalan” diyerek Twitter hesabından yalanlamış...

İyi ki yalanladı...

Çünkü bu millet, Maliye eski Bakanı Kemal Unakıtan’ı ve oğlunu hâlâ unutmadı...

Hatırlarsınız; Bakanlık’tan çıkan bütün kararlar Kemal Bey’in oğlunun firmasına yarıyordu.

Bülent Bey umarım bu hassasiyetini hep korur!


GÜNÜN SORUSU

Meclis’te kabul edilen Torba Kanun’da yer alan bir madde, skandallara imza atan ÖSYM’yi rahatlatmış... Çünkü kurumun düzenlediği sınavlarda sorulan sorular artık yayımlanmayacakmış... Yani... Soruların kontrol edilmesi olanaksız hale getirilmiş... Sorum tüm hukukçulara: Bunun adı, “delil karartmak” değil midir?


Kitaba iki buçuk yıl!

Eskişehir eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, Devrimci Karargah davasında 15 yıl 4 ay 5 gün hapis cezasına çarptırıldı.

Suçlarından biri de kitap yazarak yargı görevi yapanları etkilemek... Avcı’nın bu suç için yatacağı süre, iki buçuk yıl...

Biliyorsunuz Avcı, “Haliç’te Yaşayan Simonlar” isimli kitabında, devletteki cemaat örgütlenmesini anlatmış ve çok sayıda emniyet ve yargı mensubu hakkında önemli iddialarda bulunmuştu.

Yani yargıyı etkilemek bir yana, bu kitapla yargı görevi yapanlara, hem de “içeriden biri” olarak, yasadışı örgütlenmeler hakkında önemli ipuçları vermişti. Gelin görün ki mahkeme; o kitaptaki iddiaları görmezden geldi; Avcı’yı ise tüm bunları yazdığı için cezalandırdı...

Sözüm sık sık mektup göndererek, “iyi bir yazar” olmanın formüllerini soran yazı sevdalısı gençlere: Bu ülkede “pala” değil “kalem” tutanların başı belaya giriyor çocuklar...

Seçiminizi ona göre yapın!

Mustafa Mutlu - Vatan

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları