Tarih:
24.11.2013
Öğretmenim hep ilham verdi
Yalçın Bayer; Yelekli takım elbisesi ve köstekli saati gözümün önündedir hâlâ. Hamza Bey’di ismi.
“CANDAN açtık cehle karşı bir savaş,/Ey bu yolda ant içen genç arkadaş!/Öğren, öğret hakkı halka,/gürle coş;/Durma durma koş./Şanlı yurdum, her bucağın şanla dolsun;/Yurdum seni yüceltmeye antlar olsun.” Okuduğunuz İsmail Hikmet Ertaylan’ın Öğretmen Marşı’ndan alınma dizelerdir.Her yıl Öğretmenler Günü’nde her şeyimizi borçlu olduğumuz öğretmenlerimiz için bir şeyler yazmaya çalışırım. Bunlar bazen birbirini andırır yazılardır, keşke onlar için çok daha fazla yazacak birikimim olsa diye hayıflanırım.
1950’li yılların başında ilköğrenim hayatıma başladım. İlk öğretmenimin beyaz saçlarını, küçük beyaz bıyığını, bize sevgi ve gülümseyen bakışlarıyla hatırlarım. Yelekli takım elbisesi ve köstekli saati gözümün önündedir hâlâ. Hamza Bey’di ismi.
O zamanlarda kalemtıraş olmadığı için kalemlerimizi sırayla bıkmadan usanmadan açtığını hatırlıyorum. Daha 1. sınıfta bize Türkçemizi öğretirken, fiil, zarf, isim tamlaması, zarf tamlamasını tarif ettiğini ve öğretmeye çalıştığını anımsıyorum. 2. sınıfta Kütahya’da gezerken bize tarih bilincini yerleştirmeye çalıştığını şimdi anlıyorum.
Bu surlar Romalılardan, şu kale Selçuklulardan, bu cami Osmanlılardan, şehrin dışındaki rastladığımız “Bu harabeler ise Frigyalılardan kalma” diye anlatırdı eserleri. Anlattıklarını şu anda çoğu kişi bilmez, bu bir kültür aşısıydı bizim için.
Daha sonra taşındığımız Buca’da eski bir köşkten restore ilkokulum ve Rumeli mübadili saygın, otoriter fakat sevecen
Mualla Öğretmenim hayatıma girdi. Okulun müzik odasında mandolinle o zamanın Milli Eğitim’inin desteklediği klasik Batı müziği ile temellendirilmiş çocuk şarkılarını dinletirdi.
Bu surlar Romalılardan, şu kale Selçuklulardan, bu cami Osmanlılardan, şehrin dışındaki rastladığımız “Bu harabeler ise Frigyalılardan kalma” diye anlatırdı eserleri. Anlattıklarını şu anda çoğu kişi bilmez, bu bir kültür aşısıydı bizim için.
Daha sonra taşındığımız Buca’da eski bir köşkten restore ilkokulum ve Rumeli mübadili saygın, otoriter fakat sevecen
Mualla Öğretmenim hayatıma girdi. Okulun müzik odasında mandolinle o zamanın Milli Eğitim’inin desteklediği klasik Batı müziği ile temellendirilmiş çocuk şarkılarını dinletirdi.
Ortaokulum, İzmir’de Gazi Mustafa Kemal’in İzmir’e geldiğinde kaldığı söylenen, girişinde Afrodit heykeli olan kocaman bir havuzun bulunduğu (şu anda o havuz toprak dolu ve heykelin aslı kaldırılmış), arka bahçesini tunçtan mitolojik heykellerin süslediği, her derslikte sedef oymalı şöminelerin bulunduğu (ne yazık ki onlarında şu anda nerde olduğu bilinmiyor) eski tarihi bir binaydı.
Deneyleri bize göstererek ve yaptırarak öğreten öğretmenlerimiz vardı.
Yıl boyunca birimizin sorumluluğuna verilen çiçek ve sebze tarlalarımız, buralara nasıl bakacağımızı bize anlatan ‘Zıpzıp’ lakaplı öğretmenimizi anımsıyorum. İlk cerrahi deneyimim bizlere bir kurbağanın iç organlarını göstermek için yapılan disseksiyondu... Müzik odamızda eski bir org, kuyruklu bir piyano, onlarca taş plak ve eski bir gramofon ve her birimizin notalarımızı koyabileceğimiz kapaklı masalarımız vardı.
Vasat öğretmen anlatır, iyi öğretmen açıklar, usta öğretmen gösterir, büyük öğretmen ilham verir. Şanslıyım ki benim öğretmenim hep ilham verdi. Onların şahsında bütün öğretmenleri selamlıyor ve önlerinde saygıyla eğiliyorum.
Prof. Dr. Cengiz KUDAY
Yıl boyunca birimizin sorumluluğuna verilen çiçek ve sebze tarlalarımız, buralara nasıl bakacağımızı bize anlatan ‘Zıpzıp’ lakaplı öğretmenimizi anımsıyorum. İlk cerrahi deneyimim bizlere bir kurbağanın iç organlarını göstermek için yapılan disseksiyondu... Müzik odamızda eski bir org, kuyruklu bir piyano, onlarca taş plak ve eski bir gramofon ve her birimizin notalarımızı koyabileceğimiz kapaklı masalarımız vardı.
Vasat öğretmen anlatır, iyi öğretmen açıklar, usta öğretmen gösterir, büyük öğretmen ilham verir. Şanslıyım ki benim öğretmenim hep ilham verdi. Onların şahsında bütün öğretmenleri selamlıyor ve önlerinde saygıyla eğiliyorum.
Prof. Dr. Cengiz KUDAY
Siyaset cambazına bak
BAYRAM Acar, Avcılar’da kısa dönem hariç 11 yıldır CHP İlçe Başkanlığı’nı sürdürüyor, rekor da nasıl bir rekor. Geçen yerel seçim öncesinde olduğu gibi ‘evrakta sahtecilik’ yaptığı medyada konu olmuş, bugün de benzer bir olayla yine gündeme geliyor. CHP’nin 22 Şubat 2012’de mahalle delege seçimleri yapılıyor. Ali Çelik, ilçe başkanının delege seçimlerine hile karıştırmak ve seçim sonuçlarını, karar defterinde tahrifat yapmak suretiyle değiştirerek delegeliğini silmek suretiyle parti suçu işlediğini il başkanlığına bildiriyor. İddiaya göre, 20. sıradaki Ali Çelik’in ismi silinerek yerine Gökay Katıkçı yazılıyor, yani delege seçilmiş oluyor. Aslında yönetim 21 delegenin ismini silerek yerlerine ‘sahte’ isimler yazdırıyor. Ne yazık ki, öbür delegeler ‘taşıma’ olduğundan onlar şikâyetçi olmuyor. Hakkını arayan Ali Çelik ise partiye şikâyetten başka Küçükçekmece Savcılığı’na da şikâyetçi oluyor il başkanı hakkında...
CHP Tüzüğü’nün 4. maddesinde “Siyasal görevler, özel çıkarlar için kullanılamaz”, “Siyasal yaşamda etkinlik kazanmak için kimseye kişisel yarar sağlanamaz” hükümlerine dikkat çekiliyor. Bu arada Firuzköy Mahallesi’ndeki delege seçiminde, 1. sıradaki Mustafa Değirmenci’nin adı silinip İbrahim Durak yazıldığı da ortaya çıkıyor. Bilirkişi tespitiyle belgelerde isim değişikliği yapıldığı ortaya çıkıyor. ‘Küçük oyunlar’ı çok gördüğümüzden ayrıntıya gerek yok. Böyle bir parti olamaz. Burada sevinilecek taraf savcının işin peşini bırakmaması... Bu dava halen sürüyor. Peki bu kişi neden korunmak isteniyor? İlden “Yerel seçimler nedeniyle bu olayın üzerine fazla gitme” diye uyarılan Ali Çelik’in ifadesi neden alınmıyor? Her seçim döneminde aynı oyunları yapan Bayram Acar’ı neden disiplin kuruluna sevk etmiyor?
CHP Tüzüğü’nün 4. maddesinde “Siyasal görevler, özel çıkarlar için kullanılamaz”, “Siyasal yaşamda etkinlik kazanmak için kimseye kişisel yarar sağlanamaz” hükümlerine dikkat çekiliyor. Bu arada Firuzköy Mahallesi’ndeki delege seçiminde, 1. sıradaki Mustafa Değirmenci’nin adı silinip İbrahim Durak yazıldığı da ortaya çıkıyor. Bilirkişi tespitiyle belgelerde isim değişikliği yapıldığı ortaya çıkıyor. ‘Küçük oyunlar’ı çok gördüğümüzden ayrıntıya gerek yok. Böyle bir parti olamaz. Burada sevinilecek taraf savcının işin peşini bırakmaması... Bu dava halen sürüyor. Peki bu kişi neden korunmak isteniyor? İlden “Yerel seçimler nedeniyle bu olayın üzerine fazla gitme” diye uyarılan Ali Çelik’in ifadesi neden alınmıyor? Her seçim döneminde aynı oyunları yapan Bayram Acar’ı neden disiplin kuruluna sevk etmiyor?
Unutmadan, ortaokul mezunu Bayram Acar’ın geçen dönem bir ‘vakası’ daha vardı: 2009 yerel seçimler öncesinde Genel Merkez’den Önder Sav’ın gönderdiği belediye meclis listesini değiştirerek 17.00’de Seçim Kurulu’na vermişti. (37 üyeli Avcılar meclisinde 23 CHP’liden 3’ü üniversite mezunu, 6-7’si lise, diğerleri de ilkokul mezunu! AKP’nin ise 14 üyesinden bireri ilköğretim ve lise, 12’si de üniversite mezunu.)
Tepkiler üzerine ‘cin partili’ istifa ediyor, ama 8 ay aradan sonra yapılan kongrede yeniden ilçe başkanı seçiliyor ve liste oyunlarında yine rol alıyor.
Tepkiler üzerine ‘cin partili’ istifa ediyor, ama 8 ay aradan sonra yapılan kongrede yeniden ilçe başkanı seçiliyor ve liste oyunlarında yine rol alıyor.
Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci bu adamı niye korur ve kollar. İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı’ya soru: Bayram Acar’ın partiye ne gibi artıları vardır?
Ataklı’dan ‘Temiz El’ eylemi
CHP İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı aday adaylarından Can Ataklı’nın ‘Oyunu Bozmak İçin Temiz Bir El Tut’ sloganı ile 30 Kasım Cumartesi günü 14.00’te Beşiktaş Barbaros Hayrettin Anıtı önünde halkla buluşacağını açıkladı. Yanında sadece TV’ci Seyran Ataklı ile saat 14.00’te meydanda olacağını bildiren Ataklı “Eşimin elini tutacağım, çünkü o temiz el... Siyaset de temiz olmalı... Siyasetin ancak dürüst insanlar tarafından yapılacağını göstermek istiyorum” dedi.
Biliyor musunuz
KIRKLARELİ’ne bağlı Babaeski’de (ve de Pehlivan-köy’de) CHP’nin bugünkü önseçiminde, Belediye Başkanı Hacı Abdullah’ın karşısına çıkan genç rakibi Ozan Yetkin Hazar’ı baskı altına alarak üyelerin kullandıkları oyun resmini çekip kendilerine getirmelerini istediğini, Kırklareli İl Başkanı Recep Zengin’in de “Sandık başında oy çekilebilir, bunda bir mahzur yok” dediğini...
OKUYUNUZ
TZO, Sarıyer Gümüşdere’yi kurtardı
SARIYER, Gümüşdere Köyü‘nde Maliye Hazinesi tasarrufundaki toplam yüzölçümü 590 dönüm olan 764 parsel numaralı arazinin 79 dönüm yüzölçümlü kısmında İSKİ tarafından ‘İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi’ yapılmak istenmesi üzerine konu İl Toprak Koruma Kurulu gündemine gelmiş ve İstanbul Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından düzenlenen Etüt Raporu‘nda yerin ‘Kuru Marjinal Tarım Arazisi’ olarak belirtilmesi üzerine Kurul oy birliği ile söz konusu arazinin tarım dışı amaçlı kullanımı yönünde karar vermiştir.
Bu kararın üzerine Gümüşdere köylüleri, Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şubemize ziyarette bulundu ve kararın yanlışlığını belirterek kendilerine yardımcı olunmasını talep ettiler. Bunun ardından Oda Yönetim Kurulu söz konusu arazide incelemede bulundu, örtü altı tarımı yapıldığını, yoğun bir şekilde seralar bulunduğunu, arazinin tamamında damla sulama ile sebze ve süs bitkileri yetiştiriciliğı.. Dolayısıyla arazinin sulu mutlak tarım arazisi olduğu ve bu nedenle tarım dışı amaçlı kullanım kararının son derece yanlış olduğu açıklanır. Oda buna İstanbul Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü‘nün Etüt Raporu‘na Bakanlık nezdinde itirazda bulunulmuştur.
İstanbul Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü 13.11.2013 tarihli yazısı ile Bakanlık teknik elemanlarınca arazinin yeniden incelendiği, Sulu Özel Ürün Arazisi olarak değerlendirildiği ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu`nun 13. maddesi kapsamında tarım dışı amaçla kullanılmasının uygun görülmediği ve bu çerçevede verilmiş olan tarım dışı amaçlı kullanım kararının iptal edildiği bildirmiştir.
Böylelikle Sarıyer, Gümüşdere köylüleri ile Ziraat Mühendisleri Odamızın işbirliği çerçevesinde kentimizin tarım arazilerini koruma mücadelesinde bir başarıya daha imza atılmıştır.
TMMOB İstanbul Ziraat Mühendisleri Odası Şubesi
Bağdat Caddesi’ne camekanlarına bir de bu gözlü bakalım
CAMEKANLARIN kaldırılmasına ‘baskı uygulaması’ denilmis. Uygulama yerindedir. Sadece bu bölgede değil İstanbul un her yerinde ve yerleşme alanlarında bina istikamet çizgisi dışında kalan tüm camekanları ve diğer açık ve kapalı alanlar kaldırılmalıdır. Bu yöntemle imar hukukunun sağladığı hakların dışında kazanç sağlanmaktadır, sigara kullanımı içerden dışarıya taşınmıştır, apartman girişleri kahvehane, lokanta olmuştur, tanzim tertip kalmamıştır, kent kültürü kalmamıştır. Diğer esnaf lehine haksızlık vardır. Her yer bermüş yatağı olmuştur. İstiklal’i de iyi tahlil edin. İşgalcilere sahip çıkmayın. İlericilik en önce kamuya ayrılmış alanlalanlara sahip çıkmaktadır. Sakın beni gericilikle suçlamayın. 68 kuşağındanım. CHP’ye kayıtlı ve aktif üyeyim. Her aksam rakı icerim. Türkü barlara giderim. Dilerim Bağdat Caddesi de temizlenir, eski ferahlığına kavuşur. Belediye Baskanı İlericilik adına her yeri kafe, restoran yaptı. Ne yoldan çekme mesafesi kaldı, ne komşudan çekme mesafesi kaldı. Bu saçma karşı çıkmalar herseyden önce sol görüşü yıpratıyor.
Haluk C.
Yalçın Bayer - Hürriyet
Haluk C.
Yalçın Bayer - Hürriyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları