Parola…

Bekir Coşkun: Bataklığa döndü memleket…

“Parkta bir adam oynayan çocukları uzaktan uzun uzun izledi… Sonra küçük kızlardan birisinin yanına yaklaşıp adıyla hitap ederek dedi ki:
“Yeliz annen marketten bir şeyler almış, benden seni getirmemi istedi, hadi gidelim…”
Küçük kız adamı uzun uzun süzdü…
“Tamam gidelim” dedi…
“Tamam gidelim ama bana parolayı söyle…”
Adam şaşırdı, eveledi, geveledi, hızla oradan uzaklaştı…
Annesi küçük kıza bir parola öğretmiş “Parolayı bilmeyenin peşine takılma, o seni kaçırmak isteyen adamdır” demişti….”

*

Ebeveynler o kadar çaresiz ve korku içinde ki sosyal medyada bunun gibi bir çok öneri, çözüm, çare dolanıp duruyor…
“Adam kızın adını nasıl öğrenmiş” diyeceksiniz…
Kolay…
Bana altı kilo sahte bal satan adam bir anda “Bekir Bey” deyince güvenmiş, balı alıp cebimdeki parayı vermiştim…
Adımı biliyordu çünkü…
Oysa arabasını durdurup “Adaş merhaba” dediğinde, ben “Merhaba Bekir” diyerek adımı kendim söylemiştim…
Elimde poşetlerin içinde altı kilo sahte bal, giderken de arkasından seslenmedim değil:
“Arkadaşlara selam söyle…”

*

Prof. Dr. Canan Karatay'ı arayıp “Sizi tanık koruma programına aldık” dediler…
Teşekkür etti…
50 bin dolar, 10 bin lirası gitti…
Yürekli yurtsever, bizim kahramanımız Hurşit Tolon Paşa… “FETÖ sizin adınıza kayıtlı bir telefondan yurtdışına para transferi yapıyor” diyerek aradılar, 12 bin lirasını kaptırdı…
Paşa'nın parolası olsaydı soracaktı:
“Parola?…”

*

Bataklığa döndü memleket…
Dolandırıcılar, hırsızlar, katiller, tecavüzcüler, sapıklar, caniler… Parktaki küçük çocuklardan, sokakta yürüyen genç kıza, profesörüne, paşasına, sıradan masum insanlara kadar kimse güvende değil…
Oysa huzurlu, güvenli, tertemiz bir vatan için bizim parolamız vardı:
“Türküm, doğruyum, çalışkanım,
ilkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak,
yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir……”

*

Yasakladılar…