Peki nasıl kurtulacağız?

Bekir Coşkun; İktidar; paralelinin her suçunu yakaladığında dahi, aslında kendi kendini yakalıyor…

Suç yağıyor gökten…
İktidar; paralelinin her suçunu yakaladığında dahi, aslında kendi kendini yakalıyor…
*
Ve dünyanın hiçbir yerinde bu kadar suçu olanları orada oturtmazlar…
Hiçbir ülkenin aydınları buna izin vermez…
Hiçbir ülkenin yargısı buna göz yummaz…
Hiçbir ülkenin halkı buna sessiz kalmaz…
*
Ama aydınların çoğu yalaka, hukuk teslim olmuş, milletin çoğunluğu da kara cahilse, durum kötüdür…
Ne demokratik baskı işler, ne hukuk, ne demokrasi…
*
O zaman nasıl kurtulacağız bu beterden?..
Soru bu…
*
Bu bataklıkta boğulmaya razı olup “Türkiye bitti” mi diyeceğiz?…
Yoksa bir çaresi var mı?..
*
Tek çıkış yoludur:
Altı ay sonra yapılacak genel seçimlerde muhalefet partilerinin ülkeyi bu iktidarın elinden çekip alması…
Suçların üstünün açılması…
Suçluların indirilip yargılanması…
Yargının işletilmesi…
Kurumların ve kavramların yerine konulması…
Laik hukuk devletinin bıraktığı yerden yoluna devam etmesi…
*
Bunun için işte; muhalefet lazım…
Seçime tencere tava çalanlar girecek değil…
Demokrasilerde muhalefet varsa eğer iktidarı değiştirebilirsiniz, yoksa neyi neyle değiştireceksiniz?..
*
İyi ama; beşer seçim kaybetmiş CHP ile MHP’nin bu uyuşuk halleri ile seçim kazanma şansları hiç yok…
İki muhalefet partisi, demokrasi açısından AKP’den beter sorun…
*
O zaman…
Türkiye’yi geri istiyorsanız, iktidarın -saymakla bitmeyecek- rezaletlerini şimdilik bir kenara bırakın…
Muhalefete dönün…
15 Haziran’da pişmanlık fayda etmeyecek…
Vicdanı olan, ülkesini seven, çocuklara acıyan kim varsa; dönün muhalefete tepkinizi gösterin…
Uyarın, seslenin, söylenin, ittirin, dürtün…
Derdi sadece tekrar milletvekili olmak olan muhalefet yönetimlerine bırakılmayacak kadar ciddidir durum…
*
Yoksa…
15 Haziran sabahı çok geç olacak…

Bekir Coskun - Sözcü