Sen Müslümansan, Müslümanlar ne?

Bekir Coşkun; Nasıl oluyor da, rezillikler ortaya daha çok döküldükçe, memleket daha çok Müslüman’laşıyor hacı?

Pantolon düdük, gözünde kömür sürme, kirpikler siyah boya kutusunda unutulmuş fırça, yanağına nar allık, dudağına bordo ruj, yürüyen kozmetik dükkanı gibisin hanım kardeşim…
Ama baş örtülü…
*
Türkiye’de “muhafazakarlık arttı” doğruysa…
Muhafazakarlık böyle bir şey mi?..
*
Umre diyelim…
Allah kabul etsin tabii ki…
Devletten ihale, arazi, ruhsat vesaire almak isteyenlerin normalde imar müdürlüğüne gitmesi gerekmez mi?..
Bunlar doğru umreye…
*
“Helal gıda” mesela…
Adam hırsız…
Dünyayı yemiş…
Restoranda garsona “Bunda domuz eti var mı?” diye soruyor, üstelik etrafa alttan bakarak ve bağıra bağıra…
Yani biraz daha bağırsa, domuz ormandan duyup “Ben yokum abi” diye yanıt verecek…
*
Türkiye küçük küçük “deniz fenerleri” ile doldu…
Diyelim ki AVM sahibi olmak mı istiyor arkadaşlar…
Bul beş kafa dengi “cami yaptırma derneği” kur…
Arsa belediyeden, malzeme zenginlerden, inanmış samimi Müslümanlar’dan topladığın para cebe…
Bitmedi…
Caminin altı çarşı…
Al sana oynayacağın trilyonlar…
*
Hadi hepsi neyse…
Müslüman rüşvete, hırsızlığa, yalana, dolana “evet” diyebilir mi?..
Nasıl oluyor da, rezillikler ortaya daha çok döküldükçe, memleket daha çok Müslüman’laşıyor hacı?..
*
Bu mudur Müslümanlık?..
Bir geçim yöntemi mi, ya da bir çıkar ilişkisi midir?..
Dini siyasette ve ticarette kullananların, yeni bir tarikat gibi topluma empoze ettikleri bir avantacılık biçimi mi?..
*
Bu ülkede milyonlarca insan, kısmetine düşene razı, temiz saf duygularla her gün ibadetini yapar…
Yalan; günahtır…
Hırsızlık; affedilmez…
Senin “Çalsın ama iş yapsın” ne oluyor?..
*
İnsanlara fazileti, sevgiyi, barışı, yardımlaşmayı, özveriyi, ahlakı öneren Müslümanlık gibi bir yüce dini bu hale getirdiniz ya…
Dua et; öte yanda cehennem olmasın…
Çıkamazsın…

Bekir Coşkun - Sözcü