Tarih:
12.02.2012
Taş Kahve’nin Kırlangıçları...
taş kahvenin kırlangıçları
Cunda’daki Taş Kahve’nin yüksek tahta tavanı ile duvarın birleştiği yerde kırlangıçların yuvaları vardır...Kalabalığa, kahkahalara, tavla şakırtılarına aldırış etmeden yüksek pencerelerden girip çıkıyorlar...
Yuvalarda bebek kırlangıçların kafaları gözüküyor...
Yavrular, nasıl ayırt edebiliyorlarsa, sadece anneleri geldiğinde dördü birden kafalarını uzatıp kocaman ağızlarını açıyorlar...
Anne getirdiği yiyecekleri özenle onlara yediriyor...
*
Yuvaların altındaki masada yine o bastonlu yaşlı adam oturuyor...
Kırlangıçları ve yaşlı adamı izliyorum...
Kim bilir bir zamanlar nasıl dimdik, güçlü ve gencecikti...
Belki önemli, belki ünlü, belki özel birisiydi...
Zaman zaman başını kaldırıp kırlangıçlara bakıyor yaşlı adam...
Çayından bir yudum alıyor, tutamağını okşar gibi bastonunu yokluyor, başını kaldırıp kırlangıçlara mutlu mutlu bakıyor...
*
Onu oraya çeken şu kırlangıçlar bence...
Geçmişi ile bağ kurduğu şey...
Yaşlı adamın; memleketin kim bilir neresinde, kim bilir hangi zamanda, kırlangıç yuvalı bir evleri olduğunu düşünüyorum...
Evin terasında ya da eyvanındaydı yuvalar...
Yine böyle köşede, tavana yakın, minik minik çamur damlalarından yapılmış...
Büyüklerin sık sık “sakın dokunmayın günahtır” dedikleri, bereket getirdiğine inanılan o yuvaları merak eder aslında çocuk...
Elini sürmez ama ömrü boyunca beyninin bir köşelerinde yapılmıştır artık kırlangıç yuvaları...
*
Ve aradan yıllar geçip de her şey ona yabancılaştığında...
Tuhaf arabalar, ışıklı oyuncaklar, küpeli oğlanlar, şortlu kızlar, otomatik kahve makineleri, cam ve aynadan binalar, banyo duvarı gibi desenli kaldırımlar, yürüyen merdivenler, plastik duvarlar, açılmaz pencereler...
Her şey değiştiğinde, eskiden ona kalan tek şey...
Kırlangıç yuvalarının olduğu yere gidip oturur yaşlı adam...
Belki de artık olmayan o eski evin hiç olmazsa bir köşesini oraya taşımış gibidir kırlangıç...
*
İnsanlar geçmişteki her şeyi yıkıp yok ettiğinde...
Eski yaşamların izleri silinip tükendiğinde...
Sanki anıları bizim adımıza saklıyor gibi; Taş Kahve’nin kırlangıçları...
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları