Tilkiler...
Tartışma başladı...
Bir yarımadada üzüm yetiştiren köylülerin tavşanlarla biraz sorunları vardı. Tavşanlar üzüm salkımlarının yere yakın olanlarını yedikleri için köylüler tavşanlara kızmaya başladılar.
Bazıları iki tilki getirip salmayı önerdi...
Tilkiler tavşanları halledeceklerdi...
Tartışma başladı...
Kimisi “Bu tilki dediğiniz şeyler çok sinsidir... Bir kez adayı ele geçirdiler mi çıkmazlar... Her yeri istila edip yerleşirler...” dediyse de ada halkı karar verdi...
Bir çift tilki getirilip salındı...
*
Tilkiler çoğaldı...
Önce tavşanları yediler...
Köylüler tam “Oh... Ne kadar da iyiler...” dediler ki, tilkiler sessizce girip tavukları yemeye başladılar...
Köylüler “Bunlar tavşanlardan beter, tavşanlar hiç olmazsa civcivleri yemiyorlardı...”diye koştular...
Ama tilkilerle uğraşmak zordu...
İyi gizleniyorlar, izlerini belli etmiyorlardı...
Öten horozları da yediler...
Hangi horozun sesi çıksa, ertesi sabah alıp götürdü tilkiler...
Ortalıkta horoz kalmadı...
Ortalık sessizleşti...
*
Hindiler düşünüyorlardı...
Ördekler sürü sürü dolanıp “Sıra size gelecek... Sıra size gelecek...” derken, tilkilerönce hindileri yediler, arkasından ördekleri...
Tilkileri getiren köylüler “Yani elimiz kırılsaydı da bunlara fırsat vermeseydik” demeye başladılar...
Karşı çıkanlar ise “Söylemiştik, bunlar bir defa geldi mi gitmezler... Her yere yerleştiler... Gözleri de doymuyor... Ne bulsalar yiyorlar...” diyorlardı...
*
Kümesler boşalınca tilkiler mutfaklara girmeye başladılar...
Özellikle kadınlar meydanlara toplanıp “Güzel günler göreceğiz çocuklar” diye şarkı söyleyip eve döndüklerinde baktılar ki mutfaklar boşalmıştı... Tenceresini, tavasını tamtakır görenler “Yani bu kadar da olmaz... Doymak bilmiyor bu tilkiler” dediler...
*
Karakola gittiler...
Komutan dertliydi:
“Benim de kuşumu yediler... Kuşum kalkmıyor...” diye yakındı...
*
Hikâye bu kadar...
“Hani sonu yok mu hikâyenin?” derseniz...
Sonunu siz getireceksiniz...
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları