loading
close
SON DAKİKALAR

Turizmciler çabalıyor bir de kamu ilgilense

Bekir Coşkun
Tarih: 25.11.2016

Yalçın Bayer; Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı'nın katıldığı Antalya Lara Barut Otel'de yapılan 6. Uluslararası Resort Turizm Kongresi için salonu dolduranlar, Alman ve Rus tur operatörleri ile kamu yönetimi adına bakanın yapacağı açıklamaları ilgiyle iz

Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı'nın katıldığı Antalya Lara Barut Otel'de yapılan 6. Uluslararası Resort Turizm Kongresi için salonu dolduranlar, Alman ve Rus tur operatörleri ile kamu yönetimi adına bakanın yapacağı açıklamaları ilgiyle izledi.
Alman tur operatörleri kongre kapsamında bir gün önce de Adalya Elite Otel’de düzenlenen ‘Türk-Alman Turizm Forumu’nda Türkiye’deki partnerleri ile bir araya gelmişti. Bu forum da kongre kadar önemliydi. Çünkü, ekim ayında Kuşadası’nda genel kurulunu yapacakken sonra bunu iptal eden Alman Turizm Birliği (DRV) başkan ve yöneticileri ile tur operatörleri ve seyahat acentelerinin sahip ve yöneticileri ile yapılmıştı.

Bu ülke ile son dönemde yaşanan siyasi sıkıntılar dikkate alındığında Almanya turizm sektörü için daha da önemli hale geldi.

Turizmciler akıllılık edip kendi yöntemleriyle partnerleri ile bir araya geliyor.

Öyle ki 15 Temmuz’daki FETÖ’cü darbe girişiminin hemen ertesinde esen Türkiye aleyhtarı havayı dağıtmak için, Almanya’nın en büyük ilk beş tur operatörünün tepe yöneticilerini Antalya’ya davet etti. Hepsi geldi ve Antalya’da Alman basınına yansıyan olumlu mesajlar verdi.

Bu yıl 6’ncısı yapılan Uluslararası Resort Turizm Kongresi bu girişimleri yapanlar eliyle bu dönemde yapılıyordu. Bu nedenle daha da önem kazanmıştı.

Kongrede ‘Pazarlarda durum’, ‘2017 ile ilgili öngörü ve beklentiler’, ‘Türkiye Avrupa’dan nasıl görünüyor’ ‘Otelcilikte neler oluyor’ gibi sektör için her biri can alıcı olan bu konular konuşuldu.

Kongrenin baş konuşmacısı TUI Yönetim Kurulu Başkanı Friedrich Joussen’di.

Kongreye ayrıca aralarında; Ralph Schiller (FTI), Chavdar Stoyanov (Intourist), Songül Göktaş Rosati (Thomas Cook-Öger), Mario Krug (LMX), Thomas Bosl (RTK), Manuel Molina’nın (TSS) da olduğu çok sayıda tur operatörü katıldı

Kongrenin bir gün önce yapılan ‘Türk-Alman Turizm Forumu’nda CEO’su Ernst Primosch Türkiye’nin Avrupa’dan görünümü konulu bir sunum yaptı.

Kongrenin moderasyonunu eski Turizm Bakanı Bahattin Yücel’in yaptığı ‘Pazarlarda Durum’ oturumunda; Mehmet Bastıyalı (İskandinav) Deniz Uğur (İsviçre-Almanya), Chavdar Stoyanov (Intourist) Rusya pazarındaki durumu anlattı. Moderasyonunu Tavit Köletavitoğlu’nun yaptığı ‘Otelcilikte Neler Oluyor oturumunda da Erkan Yağcı (Concorde) ve Armin Zerunyan (Hilton Worlwide) otelcilik alanındaki gelişmeleri anlattı.

Bu toplantıda konuşulanları iyi değerlendirmek gerekiyor.

ATATÜRK VE HZ. MUHAMMED

MUSTAFA Kemal Atatürk’ün vefat etmeden 15 gün önce Hz. Muhammed hakkında söylediği sözlerdir. “Bütün dünyanın Müslümanları, Allah’ın son peygamberi Hz. Muhammed’in (s.a.v) gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları tam olarak tatbik etmeli. Tüm Müslümanlar Hz. Muhammed’i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli. İslamiyetin hükümlerini olduğu gibi yerine getirmeli; zira, ancak bu şekilde insanlar kurtulabilir ve kalkınabilir.”

(Kaynak: Prof. Dr. Hanif Faruk; Urduca yayınlarda Atatürk; AÜ Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Yayınları, Ankara 1979; s. 102)

BAFA GÖLÜ KURTARILMAYI BEKLİYOR

CUMHURİYET’ten, eski İsveç muhabiri Abdullah Gürgün’le Milas’ta karşılaştık. Bafa Gölü’nün halinden yakındı. İsveç TV için daha 1994 yılında ‘Ölü Göl Bafa’ isimli bir belgesel yapmış bir gazeteci kendisi. Aradan 22 yıl geçmesine karşın göl temizlenmemiş. O da Bafa konusunda pek çok yazı yazmış. Zaman zaman bazı önlemler alındığı yönünde açıklamalar yapılmasına karşın sonuç alıcı çalışma yapılmıyormuş. Gürgün, kendisine bir yazısı sonrası Orman ve Su İşleri Bakanlığı’ndan gerekli işlemin yapıldığı gölün temiz olduğu yolunda yanıt geldiğini ve bir rapor eklendiğini söylüyor. Gürgün raporu mikrobiyoloji profesörü amcası Velittin Gürgün’e göndermiş ve “Bu gölden çıkan balıklar yenir mi?” diye sormuş. Amca Bey raporu incelemiş. Verdiği yanıt şu: “Bırak o gölden çıkan balığı yemeyi parmağını bile sakın o suya sokma!” Gürgün, “Gölün altındaki 4 metreyi bulan pis balçık temizlenmeden Menderes’ten gelen sanayi atıkları zeytinyağı ve prina fabrikalarının suları, zirai ilaçlar bilinçsizce yapılan ve tüm mahalleleri mikrop yuvasına, lağım çukuruna çeviren ilkel hayvancık modernleştirilmezse, hayvan dışkılarının ve çöplerin göle gelmesi durdurulmazsa ve dahi yol kıyılarında lokanta önlerinde durmadan akıtılan artezyen suları kapatılmazsa göl kurtulmaz, tersine mikrop yuvası bir lağım bataklığına döner” diyor. Bizden söylemesi...

BİLİYOR MUSUNUZ?

ÇYDD’nin yarın 11.00’de Şişli Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde yapılacak ‘Türkiye’de Enerji Politikaları ve Kimin İçin Enerji’ başlıklı panelinde Baha Kuban, Duygu Kutluay ve Mehmet Özdağ’ın konuşmacı olduklarını, ayrıca Oktay Ekinci anısına düzenlenen ‘Kente Karşı İşlenen Suçlar- Kalabalıkla Gelen’ fotoğraf yarışmasında dereceye giren eserlerin de sergileneceğini...

OKUYUNUZ

- CHP Milletvekili Barış Yarkadaş, Bakan İsmet Yılmaz’a, “Adıyaman’daki taciz edilen 74 çocuktan 54’ünün isimleri neden dosyadan çıkarıldı” diye sorarak istifasını istedi. Ayrıca “Yurtlar FETÖ’den alınıp METÖ’ye (Menzilciler) veriliyor” dedi.

- İSTANBUL Kadın Kuruluşları Birliği Koordinatörü Nazan Moroğlu, 25 Kasım ‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ için “Kadına yönelik şiddet insan hakları ihlalidir” açıklamasını yaptı.

‘FETÖ GİTTİ METÖ GELDİ’

TBMM Genel Kurulu’nda Milli Eğitim Bakanlığı’nın getirdiği kanun tasarıları üzerine söz alan CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, “AKP iktidarı geçmişten hiç ders almadığını bir kez daha gösteriyor. Öğrencilere yönelik özel barınma hizmeti veren yurtlarda sosyal demokrat belediyelerin inisiyatifi yok ediliyor. Yurtlar, FETÖ’den alınıp METÖ’ye verilmek isteniyor. Tüm bakanlıklarda Fethullahçıların yerine Menzilcilerin ikame ediliyor” dedi.

Yarkadaş, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’a istifa çağrısı yaptı ve şunları söyledi:

“Eğer üzerinde durduğunuz bu yasa çıksaydı, belki de o çocukların bazılarını evlendirmek isteyecektiniz. Bizim bu konuyu kamuoyunun gündemine getirmemizle birlikte iddianame hazırlandı. İddianame bugün Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi. Gerger ve Adıyaman’ın merkezindeki taciz sadece 20 çocukla sınırlandırıldı. Oysa ki ifadesine başvurulan çocuk sayısı 74. Ne oldu da bu 54 çocuk, bir anda dosyadan çıkarıldı. Ya bunun sorumluluğunu üstlenin, istifa edin ya da Adıyaman’da ne oluyorsa, çıkın gerçekleri bu topluma anlatın.”

KADINA YÖNELİK ŞİDDET İNSAN HAKLARI İHLALİDİR

KADINA yönelik kamusal alanda veya aile içi özel yaşamda meydana gelen şiddetin her türü, kadının fiziksel, ruhsal, sosyal, cinsel ve ekonomik açıdan zarar görmesine, acı çekmesine, onurunun zedelenmesine, özgüvenini yitirmesine ve kadınlara karşı ayrımcılığın sürmesine yol açıyor.

Ülkemizde aile içinde veya sokakta, otobüste, okulda, yuvada şiddet olayları her geçen gün daha da artırıyor. Önlem alınamıyor. Mağdur korunamıyor. Bir insan hakları ihlali olan kadına yönelik şiddet önlenemiyor.

Kararlı bir devlet politikası uygulanmadıkça, şiddetle mücadele için yasa çıkarmak, uluslararası sözleşmeleri onaylamak yeterli olmuyor.

Şiddetin önlenebilmesi için öncelikle “kadın erkek eşitsizliğinin bir demokrasi meselesi” olarak ele alınmasına, ülkenin kalkınmasının ön koşulu olarak görülmesine ihtiyaç var. Bu açıdan, kararlı bir devlet politikasıyla “toplumsal cinsiyet eşitliği” yolunda zihniyet değişikliğinin sağlanması gerekir. Zihniyet değişmedikçe şiddeti, istismarı önlemek mümkün olmayacak ve giderek yoğunlaşacaktır. Bunun bir örneğini, son günlerde ülke gündemine bomba gibi düşen “cinsel istismara ve tecavüze af niteliğindeki bir önergenin verilmesiyle yaşadık. Toplumun, kadınların baskısı karşısında geri çekildi.

İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği olarak, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde, çocuk hakları ve kadın hakları ihlallerine son verilmesini; kadın cinayetleri ve her tür şiddet önlenmesini, kadın kuruluşlarının deneyimlerinden yararlanılmasını, kurumlar arası işbirliği ile kararlı bir devlet politikası uygulanmasını bekliyoruz, istiyoruz.

Nazan MOROĞLU- İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği İKKB Koordinatörü

Yalçın Bayer - Hürriyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları