loading
close
SON DAKİKALAR

Yazıcı kazandı

Bekir Coşkun
Tarih: 17.04.2014

Melih Aşık; Sonunda hukuk ve adalet kazandı. Ama 7 yıl gecikmeyle; peki ya bir hapis kararı söz konusu olsaydı!

Profesör Hasan Yazıcı 2000 yılı Kasım ayında Milliyet gazetesinde yayımlanan “Önce Doğramacı’yı Kınamak Lazım” başlıklı yazısında bilimsel intihal (aşırma) olaylarını ele alıyor, bu bağlamda Prof. İhsan Doğramacı’nın Amerikalı Prof. Benjamin Spock’tan yaptığı aşırmayı örnek gösteriyordu. Aşırma tuhaf ve yanlış sonuçlara da yol açmıştı. Örneğin... Dr. Spock bebekleri yüzükoyun yatırma tavsiyesini sonraki yıllarda değiştirmiş, Doğramacı’nın kitabı değişmediği için bu yanlış kitapta aynen kalmıştı.
Prof. Doğramacı 2000 yılında Prof. Hasan Yazıcı aleyhine 10 bin liralık manevi tazminat davası açtı. Dava 2006 yılında Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun kararıyla Prof. Hasan Yazıcı aleyhine sonlandı. Prof. Yazıcı, tazminat ve masraf olarak yaklaşık 4 bin lira ödedi.
Prof. Yazıcı, hakkındaki kararı 2007 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM)taşıdı. AİHM önceki gün açıkladığı kararda Yargıtay kararının yanlış olduğunu, ifade özgürlüğüne aykırı düştüğünü belirtti.
Prof. Yazıcı’nın 2006 yılında ödediği tazminat ve masraflar bu kez Türkiye devleti tarafından Prof. Yazıcı’ya, yasal faiziyle birlikte, geri ödenecek.
AİHM’nin kararında şu satırların altını özellikle çiziyoruz:
“... İfade özgürlüğünün temelinde gerçekleri dile getirmek yatar. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, yanlış bulduğumuz kararında, Prof. Yazıcı’nın gerçeği söyleyip söylemediğine gerekli önemi vermemiştir...”
Sonunda hukuk ve adalet kazandı... Ama 7 yıl gecikmeyle; peki ya bir hapis kararı söz konusu olsaydı!

Diyanet’in siyaseti

Diyanet İşleri Başkanlığı eski bakan Egemen Bağış’ın “Bakara - makara” sözlerini “Din ve dince kutsal sayılan değerleri alaya almak” olarak değerlendirdikten sonra, “alaycılık kadar yapılan konuşmayı teşhir etmenin de gayri ahlaki olduğunu” vurgulayarak, eski bakanın eleştirilip kınanmasını yasakladı...
Egemen Bağış iktidar karşıtı bir piyanist olsa şimdi mahkemelerde sürünüyor olacaktı... Neyse ki onun çaldığı enstrüman piyano değil...
Değerli hukukçu Cemil Can diyor ki:
“17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonları ile temel dini değerlerin sarsılmasını göremeyen ve bu konularda bir tek söz söylemeyen Diyanet’in, Egemen Bağış’ı korumak için böyle özel bir çaba içerisine girmesi, bu anayasal kurumun da yozlaşıp, temel görevlerinden uzaklaştığının, iktidarın hukuka ve ahlaka aykırı icraatlarını gizlemeyi üzerine bir görev olarak aldığının en çarpıcı kanıtıdır...”
CHP milletvekili İhsan Özkes ise dünkü açıklamasında ilginç bir bilgiyi paylaşıyor:
“İstanbul Müftülüğü’nün web sitesinde 20 Aralık 2013 Cuma günü okunacak hutbe konusu ‘rüşvet’ olarak belirlendiği halde 17 Aralık 2013 Salı günü rüşvet ve yolsuzluklar operasyonu üzerine din görevlilerine perşembe akşamı sms gönderilerek, 20 Aralık Cuma günü okunacak ‘rüşvet’ konulu hutbenin yerine ‘Kur’an’ı anlamak’ konulu hutbenin okunması istenmiştir...”

1 Mayıs’ta DİSK Taksim’de, Türk -İş Kadıköy’de, Hak-İş Kayseri’de, Memur-Sen Diyarbakır’da...
Ne memleket ama! Emekçiler “birlik ve dayanışma gününde bile” bir araya gelemiyor...
Akif Kökçe

SPOR

Spor sayfamızda dün Şansal Büyüka da anımsatmıştı... Galatasaray ara transferde 9 futbolcu aldı. Bunlara 30 - 40 milyon dolar ödendi. Her biri Mancini’nin isteği veya onayı ile alınmıştı. Biri dışında hiçbiri
üst üste iki maç oynayamadı. Çoğu ilk 18’e giremiyor. Öte yandan.. Kulübün Avrupa Şampiyonu olan kadın basketbol şubesinde tasarrufa gideceği haberleri yaygın... Futbolda 30 milyon doları sokağa atanlar tasarrufu, değeri 3 - 5 milyon dolar olan ve Avrupa’dan şampiyonluk getiren kadın basket takımından yapmayı düşünüyorsa... Akıl fikir dileriz...

SOR

İstanbul Belediye Meclisi ilk toplantısını Kadir Topbaş başkanlığında 310 üyesiyle yaptı. Mecliste bu dönem 183 AKP, 124 CHP ve 2 MHP’li üye yer alıyor.
CHP Grup Başkanvekili Ertuğrul Gülsever, Başkan Topbaş’a seçim öncesinde verdiği bir sözü hatırlattı:
“Eğer İstanbul’da bir otobüs durağının yeri bile değiştirilecekse bunu mutlaka halka danışacağız.”
İnşallah diyelim... Gezi Parkı’na kışla yapmayı veya Atatürk Kültür Merkezi’ni polis karakoluna dönüştürmeyi halka sormadılar, inşallah durakların yerini sorarlar!

KİMLİK

Yakup Kepenek Cumhuriyet’te diyor ki:
“CHP’nin ideolojik temeli, Cumhuriyetin değerlerinin sosyal demokrasinin ya da demokratik sosyalizmin ilkeleriyle birleşimidir. CHP daha da sağcılaşarak değil, öncelikle bu ideolojik kimliğiyle toplumun her kesiminden destek alarak iktidar olmalıdır...”
CHP yukardaki kimliği edinir ve cebine koyarsa destek kendiliğinden gelir.

Melih Aşık - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları