Can Ataklı; Bay Kemal’e oy verme gerekçeleri.
ÖNERİ
Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayını açıklayacağı sırada Meral Akşener’in yarattığı ve kısa sürede çözülen sorun çok önemli iki sonuç verdi.
BİRİNCİSİ: Kılıçdaroğlu’nun kazanamayacağına, mutlaka İmamoğlu ya da Yavaş’ın aday gösterilmesi gerektiğine inananların ezici çoğunluğu artık kazanacağına inanıyor.
İKİNCİSİ: Muhalefet iyice kenetlendi, ortak adayın Kılıçdaroğlu olmasına artık kimsenin itirazı kalmadı.
Sosyal medya hesabımda bir yazısını gördüğüm Can Aral, Kılıçdaroğlu aday ilan edilinceye kadar karşı çıkmış.
Ancak adaylığın açıklanmasından sonra bunu içine sindirdiğini belirten Aral, 16 maddede “Kılıçdaroğlu’nun aday olması halinde neler olacağını” sıralamış.
Bu maddeleri size de sunmak istiyorum, bu gerekçeleri ve sizin de ekleyeceği diğer unsurları muhalefete güvenmeyenlere anlatabilirsiniz.
1) Kılıçdaroğlu’nu seçimle indirebiliriz.
2) Kılıçdaroğlu tüm basını ‘’vergilerimiz’’ ile satın alıp, kendi propagandasını yaptıramaz.
3) Kılıçdaroğlu, yandaş hakimler-savcılar ordusu yaratamaz.
4) Kılıçdaroğlu’na küfür ettiğimiz için sabah 4’de evden alınmayız.
5) Kılıçdaroğlu seçimin ortasında YSK’ya içtihat açıklatarak seçimi manipüle edemez ve başkanlığını hukuka ve hakkaniyete aykırı şekilde garanti altına aldıramaz.
6) Kılıçdaroğlu, ülkede yeni bir etnik sınıf yaratmak için halkını kandırarak ve halkından gizleyerek ülkeye +10 milyon göçmen yerleştiremez. Bunun masraflarını da halkına ödetemez.
7) Kılıçdaroğlu, ekonomiyi batırdığı an tekmeyi yer. Ne seçmenlerini ne de muhalefeti ‘’dış güçler yüzünden’’ diyerek ikna edemez. Eğer iktidar olursa zaten tüm basın, hakimler/savcılar, MİT, Emniyet ve TSK, ona direnecekler ve Kılıçdaroğlu’nun işleri batırması için an kollayacaklar. Haliyle sürekli diken üzerinde olacağı için, ilk 5 sene istese bile yolsuzluk yapamaz, ki zaten yapmaz da. Buna eminim.
9) Kılıçdaroğlu, gariban halkı ucuz ekmek kuyruğunda beklerken, kendisi altın varaklı 1000 odalı sarayda oturarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına hakaret etmez.
10) Kılıçdaroğlu’nun ne aile fertleri ne de adamları, Türk Cumhuriyeti vatandaşlarından kaçırdıkları paralar ile yatırım yapmak ve bunu yaparken de vergi vermemek için Malta’da şirket kuramazlar.
11) Kılıçdaroğlu, vergilerimizi tarikatlara, şeriatçı trollere ve cihatçı göçmenlere dağıtmaz.
12) Kılıçdaroğlu, sırf yandaşı para kazansın diye dere yatağına alt geçit ya da fay hattının üzerine 10 katlı bina yaptırmaz.
13) Kılıçdaroğlu vergisi ile geçindiği halka ‘’şerefsiz, haysiyetsiz, adi’’ diye hakaret etmez ve muhalifleri tehdit etmez.
14) Kılıçdaroğlu döneminde seküler yaşam tarzına yapılan tüm baskılar sona erecek.
15) Kılıçdaroğlu döneminde, Erdoğanist rejimin faiz-nas tiyatrolu ‘’keyfe keder yaratılan ekonomik krizleri’’ geride kalacak.
16) Kılıçdaroğlu döneminde ‘’Arap olmayan tüm ülkeler ile düşman olma’’ politikası sona erecek. Küs olduğumuz ülkeler ile barışacağız. Yüzümüzü Araplara değil, Avrupa’ya çevireceğiz
Daha pek çok sebebi var da ilk anda aklıma gelenler bunlar. Gerisini siz doldurun.
Tabi ki onu dürüstlük abidesi olarak görmüyorum.
Ancak onun zaten o kadar zamanı yok, kendisi 75 yaşında.
Kılıçdaroğlu azıcık ışık veren bir mum gibi. Ancak Erdoğan rejiminin karanlığında o azıcık ışığa bile öylesine muhtacız ki.
SOSYAL MEDYADAN
Bir anda “Ben de adayım” diye ortaya çıkan Muharrem İnce’nin arkasında saray trollerinin olduğu görülüyor.
Her ne kadar muhalif bazı CHP’lilerin desteğini alsa da son günlerde İnce’nin çevresinde kopartılan fırtınayı sosyal medyada AKP trolleri yaratıyor.
Nedeni basit: Muharrem İnce seçimin ilk turda bitmemesini sağlayacak bir aparat olarak görülüyor. Seçimin ikinci tura kalması halinde Erdoğan’ın gücünün artacağına inanan saray çevreleri bütün güçleriyle İnce’yi destekliyor.
Sosyal medyada bu konuda komiklikler de yapılıyor.
Örneğin biri “AKP’li trollere İnce talimatları” diye bir paylaşmış.
Elbette AKP’den böyle bir talimat yok, zaten talimata da gerek yok, troller bir işaretle harekete geçiyor, ama yazılanlar insanı güldürse de aslında hayli ibret verici.
Bakın trollere şunlar tavsiye ediliyor;
– Yolda, çarşıda, pazarda gördüğünüz her mikrofona yaklaşın, “Muharrem İnce kazanacak, ona oy vereceğiz” deyin
– İktidarı kötüleyin ama “Muhalefet 6 başlı, 6 ayda dağılır” deyin
– Taksiye bindiğinizde, bakkala, manava gittiğinizde “Bizi Muharrem kurtaracak” deyin
– Muharrem İnce’yi takip edin, her tweetini beğenin, yorum yapın, RT edin, inandırın.
– Muharrem İnce’nin mitinglerine katılın, sürekli lehindeki sloganlara yüksek sesle katılın.
– Medyada anketler çıkacak, Muharrem İnce üst sıralarda olacak, onların altına “Muharrem gelecek dertler bitecek” diye yazın.
– Anketlerde alt sıralarda ise “yalan yazıyorsunuz, Muharrem kazanıyor” diye bir şeyler yazın.
– Enflasyon, ekonomi, borçlardan bahsedir, iktidarı kötüleyin ama “Muharrem bu işi yapar tek başına” deyin.
– “Kılıçdaroğlu korkuyor onun için attı partiden, masaya da gelmesine karşı çıkıyor” deyin.
– İnce’nin adaylığını eleştirenleri mesaj bombardımanına tutun, profilinize “Memleket Partisi sevdalısı” cümlesini ekleyin.
– İnce’yi eleştiren gazetecilerin eski yazılarına, tweetlerine, konuşmalarına bakın, mutlaka İnce ile ilgili iyi bir şeyler bulursunuz, hemen sosyal medyada yayın ve bu kişilere “dönek” deyin
– Mesajlarınızda “İnce aday olmazsa oylarımızın Kılıçdaroğlu’na gideceğini nereden çıkarıyorsunuz?” diye yazmayı ihmal etmeyin.
BUNU YAZMAK GEREK
Muhalefete karşı bayrak açan Muharrem İnce bana göre konuştukça daha da batıyor.
Önce cumhurbaşkanı adayı olacağını açıkladı, sonra “Sorumluluk sahibi biriyim, gerekirse Kılıçdaroğlu lehine çekilebilirim” dedi bir gün sonra tam tersine dönerek “Kesin adayım, ikinci tura ben kalırım ve kazanırım” diye konuştu.
Tabii ki aday olmak İnce’nin demokratik hakkıdır ve kimse engel olamaz.
Ancak 21 yıl sonra iktidarın değişme ihtimali doğmuşken, araya hançer gibi girmesine yönelik eleştirilere de katlanmak zorunda.
İnce konuşmalarında AKP iktidarına fazla bir şey söylemiyor, onun bütün derdi muhalefet ve CHP.
Millet İttifakı adayı Kılıçdaroğlu’ndan fazla oy alacağını iddia ediyor, AKP’den de oy geldiğini, ama asıl gençliğin arkasında olduğunu vurguluyor.
Bana en tuhaf gelen ise “Kılıçdaroğlu ikinci tura kalırsa, bana verilen oyları ona taşıyamam, ama ben ikinci tura kalırsam CHP oyları bana gelir” anlamına gelen söyleri oldu.
Buradan anlaşılıyor ki İnce’yi destekleyenler, ikinci tur olur ve finale kalan aday Kılıçdaroğlu olursa oylarını Erdoğan lehine kullanacaklar.
Zaten örneğin bana gelen İnce destekli eleştiri mesajlarında da bu vurgulanıyor “Biz zaten CHP adayına oy vermeyeceğiz ki” diyorlar.
Demek ki Muharrem İnce seçimde ikinci tercihi AKP olanların oylarını alacak.
Aslında muhalefetin telaş etmesine gerek yok, ama İnce de “Buna değer mi?” diye düşünmeli.
CANIMI SIKAN ŞEYLER
İktidara muhalif duran haber kanallarının seçime kadar işi çok zor.
AKP bir ölüm-kalım savaşına dönüştürdüğü bu seçimi kazanmak için elinden geleni yapacaktır.
Bu amaçla başta muhalif pozisyonda olan televizyon ve gazeteler üzerinde ağır baskılar olacağı şimdiden görülüyor.
Son iki ay içinde RTÜK ve Basın İlan Kurumu aracılığı ile muhalif medyanın nefesinin kesilmesi işten bile değil.
İşte son örnek: RTÜK, Halk TV için soruşturma açtı.
Nedeni komik: Kanalın sunucularından Serhan Asker bir program sırasında halen hapiste tutulan Selahattin Demirtaş’ın kitabını göstermiş “İçindeki hikayeler çok güzel, bir solukta okudum, tavsiye ederim” demiş
RTÜK Başkanı; bunun “suçu ve suçluyu övmek” olduğu iddia ederek jet hızıyla soruşturma açmış.
Yazarı hapiste olsa bile mahkeme tarafından yasaklanmamış ve piyasada satılabilen bir kitabı göstermek, tanıtmak ve beğenmek suç olamaz.
Buna karşı tam da seçime birkaç gün kala sırf oylar AKP’ye verilsin diye İmralı’da cezasını çeken teröristbaşının yine terörist olduğu resmi kayıtlara geçmiş kardeşini TRT ekranlarına çıkarmak ise suçtur.
Ama TRT’ye ve dolasıyla bu suçun işlenmesine emir verenler hakkında bir soruşturma açılamıyor.
Yeni Türkiye dedikleri bu işte, ama inanıyorum ki yakında değişecek bütün bunlar.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları
