AKP’de gerçeği açıklamak ihraç nedeni
Can Ataklı; Ethem Sancak AKP’nin eski solcu/Maocu militanlarından. “Militan” diyorum, çünkü bu Ethem Sancak Erdoğan’a olan sevgisinin “aşk düzeyinde” olduğunu söyleyecek ve her yerde kıyasıya kavga edecek kadar bir saray tutkunu.
ANALİZ
Bütün zamları yap yap, sonra “Fahiş fiyat koyan vicdansızlar” diye konuş, millet de bunu yesin
Her geçen gün şu “teflon tava gibiler” sözümü hatırlıyorum ve bu sözü bulduğum için de kendimle gurur duyuyorum!
Ülkede ne olursa olsun, iktidarın üzerine hiçbir şey yapışmıyor.
Onların hiç hataları yok.
Bir tek yanlış bile yapmıyorlar.
Hiçbir konuda suçları yok.
Yanlış bir şey olsa bile bu başkasından kaynaklanıyordur.
Murphy kanunlarındaki gibiler.
BİRİNCİ MADDE: İktidar her durumda haklıdır.
İKİNCİ MADDE: İktidarın haksız olduğu durumlarda birinci madde uygulanır.
Son günlerde zam yapılmayan hiçbir şey yok.
Özellikle gıda ürünlerindeki artışa kimse inanamıyor.
“Sivri biber 80 lira olur mu?” diye haykırıyor pazara girenler.
Olur olur, bal gibi olur; AKP ile hayal bile olsa gerçek olur.
Dün baktım sivri biber 45 liraya düşmüş.
Çilek 50 lira.
Eriğin kilosu 500 liraydı, bir ay sonra dağ taş erik dolmuşken bile 100 liraya yiyebilir miyiz bilemem.
İşte iktidarın “teflon tavalığı” burada da kendini gösteriyor hemen.
Sanki şu andaki olağanüstü fiyat artışlarının tek müsebbibi kendileri değilmiş gibi davranıyorlar yine.
AKP genel başkanı ekonominin çok iyiye gittiğini anlatıyor günlerdir.
Sıkıntıyı hep birlikte aşacakmışız.
Aynı gemide olduğumuza göre herkes aynı fedakarlığı yapmak zorundaymış.
Ekonomide denge sağlanıyormuş, kur faiz oluşumu iyiye gidiyormuş.
Üstüne bir de Rusya ile Ukrayna’yı barıştırma sosu dökülüyor biliyorsunuz. Hayırlısıyla AKP genel başkanı bunu da başarsın, o zaman bizi kimse tutamazmış.
Hepsi palavra tabii.
Sadece devletin bizzat yaptığı zamlardan sonra iğneden ipliğe her şeye zam gelmesi ne tesadüftür, ne fırsatçılıktır, ne gariptir.
Zamları yapıyorlar yapıyorlar, sonra başlıyorlar yüksek artışlardan yakınmaya.
Neymiş fahiş fiyatları oluşturan vicdansızlar varmış.
AKP genel başkanı önceki gün aynen şunu söylemedi mi; “Dünyanın salgından savaşa, göçten ayrımcılığa, enerji ve gıdanın başını çektiği ekonomik sarsıntılardan sosyal karmaşalara kadar nice krizlerle boğuştuğu bir dönemden geçiyoruz…. Fahiş fiyat koşanlarla mücadelemizi sürdürüyoruz.
3 kuruş fazla kazanmak için milletin aşına göz dikenler aslında en büyük zararı kendine vermektedir. Fiyatlarda vicdansızlık yapanlara acımayacağız.”
Güzel işte.
Acımasınlar o zaman.
Ama nedense acımadıkları, yakalayıp cezalandırdıkları bir tane bile “vicdansız” yok ortada.
Belki bugün yarın bir köy bakkalını bulup “İşte fiyatları artıran vicdansız bu” diye milletin önüne atarlar.
HOŞUMA GİDEN ŞEYLER
Gazetecilerin artık soru bile sormadıklarını söylemiştim, haklı çıktım
Saray gazetecilerinin çalışma yöntemlerini kim bilir kaç kere yazdım, anlattım.
Saray nesli artık gazetecilik yapmıyor.
Çünkü gazetecilik nedir bilmiyor.
Onların bildiği şu: Her daim iktidarın yanında duracaklar, mümkün olan her yerde ve her zaman iktidarı övecekler, eleştirenleri anında linçe tabii tutup “Devletimize laf söyletmeyiz, cumhurbaşkanımıza hakaret ettirmeyiz” diye efelenecekler, sormayacaklar, merak etmeyecekler, sadece itaat edecekler.
AKP genel başkanı ile partinin ileri gelenleri de asla gerçek gazetecilerin karşısına çıkmıyor, soru sordurmuyor, kazara sorulsa bile ya cevap vermiyor ya da “Sen Yunan mısın, Yahudi bilmem nesi misin, Ermeni bir şeyi misin?” türü ırkçı, şoven bir üslupla aşağılamaya çalışıyor.
Bir süre öncesine kadar uçağa alınan gazetecilere ne soracakları önceden yazılı olarak verilirdi.
Gazeteci müsveddeleri bunu sorar gibi yapar AKP genel başkanı da cevaplardı.
Artık o konuda da çağ atlandı.
Soru da yok yok cevap da.
Sarayın medya işine bakan danışmanı uçaktan indikten sora gazetecilere bir dosya veriyor, bu dosyada “sordukları sorular ve aldıkları cevaplar” bulunuyor.
Bunu hayali biçimde anlatmıştım.
Yani “Olsa olsa böyle oluyor artık” demiştim.
Ama bunun hayal değil gerek olduğu ortaya çıktı.
AKP genel başkanı son dış gezisinden dönerken güya bir gazeteci şekerle ilgili soru sormuştu.
AKP genel başkanı da şekerde hiçbir sorun olmadığını ve asla zam yapılmayacağını söylemişti güya.
Sonra uçak indi dosyalar dağıtıldı.
Ama o da ne?
Şekere zam yapıldı.
Sarayın medya işlerine bakan adamı, apar topar uçaktaki gazetecilere yeni dosyayı gönderdi ve “Bunu yayınlayın” talimatı ekledi.
Bir gazetecinin “güya sorduğu” şekerle ilgili soru ve cevap yeni metinden çıkarılmıştı.
Nedense hiçbir gazeteci de “O soruyu ben sormuştum” demedi.
Çünkü artık uçağa alınan gazetecilerin hiçbiri hangi soruyu kendisinin sorduğunu bilmiyor.
KAFAMI BOZAN ŞEYLER
Erken seçim olursa seçim kurulları çantada keklik
Sarayın “2018 seçim sonuçlarına göre” kendisi için en avantajlı bulduğu açıları hesaplayarak hazırladığı seçim yasası meclisten geçti.
Böylelikle eğer gerçekten 2023’ün haziran ayında bir genel seçim yapılacaksa bu seçim kanunu uygulanacak.
Daha önce yapılacak bir seçimde ise yine eski kanun yürürlükte olacak.
Ancak CHP’nin anayasa mahkemesine götüreceği bir madde var. Bu maddeye göre artık il seçim kurulu başkanları en kıdemli hakimlerden değil, diğer hakimler arasından kurayla belirlenecek. Nedeni çok açık, en kıdemli hakimlerin ezici çoğunluğu sarayın has adamı değil.
Ama hakimlerin çoğunluğu artık bizzat sarayın has adamlarından oluşturulmuş durumda.
Kura ile seçim yapıldığında saray adamlarının sandık kurullarını ele geçirmesi olasılığı çok yüksek oluyor.
Muhalefet bu maddenin iptalini istiyor. Bu madde kesinlikle iptal edilmelidir.
Çünkü ilgili maddenin çok açık görünen yüzü olduğu gibi arada kaynayan bir özelliği daha var.
Bakın kanun maddesinde şöyle bir cümle var;
“İl seçim kurulu başkan ve üyeleri ile ilçe seçim kurulu başkanları, kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren 3 ay içinde yapılan değişikliklere göre yeniden belirlenecek. Bu şekilde belirlenen başkan ve üyeler, önceki başkan ve üyelerin görev süresini tamamlayacak.”
Yani seçim kanunu bir yıl sonra yürürlüğe girecek ama seçim kurulları göreve hemen başlayacak.
Yani bir erken ya da baskın seçim olursa sandık kurulları sarayın adamlarının başkanlığında oluşmuş olacak ayrıca derneklerden tutun da baro seçimlerine siyasi parti kongrelerine (seçimli) ve il/ilçe teşkilatı seçimlerine kadar tüm seçimlerde bu heyetler yetkili olacak.
Küçük ama çok önemli bir ayrıntı değil mi?
ŞAKA GİBİ
AKP’de gerçeği açıklamak ihraç nedeni
Ethem Sancak AKP’nin eski solcu/Maocu militanlarından.
“Militan” diyorum, çünkü bu Ethem Sancak Erdoğan’a olan sevgisinin “aşk düzeyinde” olduğunu söyleyecek ve her yerde kıyasıya kavga edecek kadar bir saray tutkunu.
Ama galiba biraz da doğrucu Davut gibi davranıyor.
Örneğin önce Ukrayna’nın kullandığı SİHA’lara ilişkin, “Bayraktar’ları satarken böyle kullanılacağını bilmiyorduk. Rusya ile müttefikiz. S-500 yapacağız, uzaya çıkacağız. 2 gündür Moskova’dayım, 10-20 yıllık stratejik ilişkiler geliştiriyoruz” demişti.
Saray ve çevresinde bu sözler hafif bir öfke yaratmıştı, “malumu ilana ne gerek var?” vızıltıları çıkmıştı.
Sancak daha sonra da “Biz Amerika’nın desteği ile iktidara geldik” deyiverdi.
O da malumun ilanı aslında.
Bu sefer saray iyice kızdı.
Hemen harekete geçildi ve gerçeği açıklayan bu militan, zengin mi zengin AKP’li için ihraç talebinde bulunuldu.
Sancak da istifa etti.
Demek ki neymiş, “Kim olursan ol, AKP’liysen asla gerçeği söylemeyeceksin.”
NOT: Ethem Sancak aslında yalan söyleyerek kurtulmaya çalıştı. AKP’nin Amerika sayesinde iktidar olduğunu söylemediğini ileri sürdü. Ama ne yazık ki biri konuşmayı banda almıştı. Yayınlanınca yalan da para etmedi sonuçta.
BUNU YAZMAK GEREK
Muhalefet bunları her gün tekrarlamalı
Aşağıdaki maddeleri CHP Milletvekili Aykut Erdoğdu’nun paylaştığı bir tweetten aldım.
Şöyle demiş:
Yapılacak işler
1- Seçim kazanılacak
2- Anayasa düzeltilecek
3- İç barış sağlanacak
4- Dış politika düzeltilecek
5- Yolsuzlukların hesabı sorulacak
6- Enflasyon düşecek
7- Yatırımlar artacak
8 – Rezervler yerine koyulacak
9 – Gelir adaleti sağlanacak
10- Halka hesap verilecek
Ben de diyorum ki; muhalefet bunları her gün tekrarlamalı, “Dün söylemiştik, yine mi?” kompleksine kapılmamalı.
Hatta vatandaş da bunları bir yere yazıp her sabah bakmalı ve gerçekleşmesi için denetim görevini kullanmalı.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları