Bakan’a beş soru soruluyor, lütfedip sadece birini yanıtlıyor
Can Ataklı; Elektrik saatleri ücretsiz değiştiriliyor.
ANALİZ
Türkiye’nin büyüme kandırmacası
Önce sizlere iki teknik bilgi sunmak istiyorum.
BİRİNCİSİ: GSYH 2022 yılının birinci çeyreğinde yüzde 7.3 oranında büyüme kaydetmiştir. Birinci çeyrekte tarım sektörü yüzde 0.9, sanayi sektörü yüzde 7.4 ve hizmetler sektörü (inşaat dâhil) yüzde 9.8 oranında büyümüştür.
İKİNCİSİ: GSYH 2022 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 7.6 oranında büyüme kaydetmiştir. İkinci çeyrekte tarım sektörü yüzde 2.9 oranında küçülürken, sanayi sektörü yüzde 7.8 ve hizmetler sektörü (inşaat dâhil) yüzde 9.7 oranında büyümüştür.
Muhtemelen üçüncü çeyrek de yine “Büyüdük” denilecektir.
Büyüme rakamları açıklandıkça aklıma hep İlhan Kesici gelir.
Çünkü İlhan Kesici iyi bir ekonomist ve siyasetçi/devlet adamı olarak seçim-büyüme rakamları denklemini yapar hep ve şunu söyler: “Eğer bir ülkede çeyrek dönemlere ait büyüme rakamları hep yukarı doğru ise seçimlerde iktidar partileri avantajladır ve genellikle seçimi kazanır. Aksi olursa iktidarlar oy kaybeder ve muhtemelen muhalefetteki partiler seçimi kazanır.”
Kesici’nin bu öngörülerini yıllara göre değerlendirdiğimizde hep doğru çıktığını gördüm.
AKP’nin 20 yıl içinde üç kez oylarında gerileme görüldü, birinde zaten neredeyse bütün önemli belediyeleri kaybetti.
O yıllara baktığımızda büyüme rakamlarının geriye gittiğini görüyoruz.
Buradan hareketle büyüme rakamlarının böyle gelmesi halinde seçimi yine iktidarın kazanması daha büyük olasılık olarak görünüyor.
Peki, açıklanan büyüme rakamları doğru mu ya da gerçekçi mi?
Konuyu önceki gün sevgili dostum İsmail Hoca ile konuşuyorduk.
“Bizim bir ekonomi grubumuz var, önce onlarla konuşayım sonra sana bir bilgi notu hazırlarız” dedi.
Birkaç saat sonra da aralarında çok tanınmış ekonomistlerin bulunduğu bu gruptan mesaj geldi.
Bunu size aynen sunmak istiyorum.
Değerlendirmenizi kendiniz yapın.
Bakın bakalım büyüme rakamları doğru ve gerçekçi mi?
Halk bu büyümeyi yiyecek mi?
1- Size herkesin anlayacağı bir şekilde büyümeyi anlatacağız. Bu sayede Türkiye’de büyüme nasıl oluyor anlayacaksınız ve “Hay böyle büyümeye” diyeceksiniz. Siz bunları yazın, herkes bilsin.
2- Büyüme bir ekonominin bir yıl içerisinde oluşan artışının enflasyondan arındırılmış halidir ve bizde hükümetin son verisi yüzde 7.5 artış olduğu şeklinde. Peki bu nasıl oluyor?
3- Diyelim ki Türkiye’de (ya da ölçüm yapılan ekonomide) 2021 yılının ilk 6 ayında toplam 100 adet ekmek satıldı ve bunların toplam değeri 200 lira oldu. Yani hesap yaptığımız ekonominin toplam değeri 200 lira.
4-Oysaki 2022 yılının ilk 6 ayında toplam 95 ekmek satıldı (Nüfus arttı ama durgunluk var millette para yok vs.) ve bunun toplam değeri 400 lira oldu.
5- Yani Türkiye’de 2021 yılında ekonomi toplam 200 lirayken 2022 yılında 400 lira oldu. Tam ikiye katlandı. İşte bundan enflasyonu düşüyorsun ve büyümeyi buluyorsun.
6- Devlet enflasyona ne diyor yüzde 80. O zaman 200 lira x yüzde 80 enflasyon = ekonomi 360 lira olacaktı ama 400 oldu. 400/360 = yüzde 11.11. Devlet diyor ki Türkiye ekonomisi yüzde 11.11 büyüdü. Evet rakamlar doğru olsa hesap doğru ama enflasyon yüzde 80 değil ki.
7- Enflasyon en az yüzde 110. Şimdi hesabı olması gereken rakamdan yapalım. 200 lira x yüzde 110 Enflasyon = 440 lira. Oysaki 2022 yılında toplam 400 lira oldu. 400/440 = -yüzde 9.09.
8- Yani aslında Türkiye ekonomisi (ya da ölçülen ekonomi) yüzde 9.09 küçüldü ama devlet size büyüdük diyerek yalan söylüyor ve gazetelerinde de yalan haberler yaparak sizi kandırıyor.
9- Siz büyümeyi fakirlik olarak hissediyorsunuz. Büyüme eksi olduğundan daha çok fakirleşiyorsunuz ve daha az şey alabiliyorsunuz çünkü size düşen pay azalıyor. Bu da maaşlarınızın olması gereken şekilde artmaması ve sizin ezilmeniz.
Enflasyon yüzde 110 dedik ama yüzde 150 şu an.
150-110 =yüzde 40 varın hesaplayın
DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER
Bakan’a beş soru soruluyor, lütfedip sadece birini yanıtlıyor
Lafa gelince “tek adamlık” rejiminin aslında demokrasiye en uygun, denetleme mekanizmalarının en iyi çalıştığı rejim olduğunu söylüyorlar.
Oysa gerçek bunun tam tersi.
Demokrasi hiç yok, hukuk tamamen kaldırılmış durumda, denetim mekanizmaları ise iktidar gücü kullanılarak asla uygulanmıyor.
İşte size en taze örneği sunuyorum;
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, okullarda kantin ve yemek hizmetleri ile ilgili Milli Eğitim Bakanlığı’na 5 soru sordu.
Sorular şöyle:
1- Ülkemizde ilk, orta, lise ve üniversite eğitimi veren okullarımızda bulunan kantin sayısı kaçtır?
2- İlköğretimden başlayarak üniversiteler dahil yemek verilen okul sayısı kaçtır?
3- Kendi bünyelerinde öğrencilere yemek yapan okul ve tabldot yemek sağlayan okul sayısı kaçtır?
4- Okullarında yemek hizmetinden yararlanan öğrenci sayısı kaçtır?
5- 2021-2022 öğretim döneminde ürün bozukluğu nedeniyle cezai işlem başlatılan okul kantini ve yemekhane sayısı kaçtır?
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, bu 5 sorudan sadece 4’üncüsüne şu cevabı verdi:
“Millî Eğitim Bakanlığı Taşıma Yoluyla Eğitime Erişim Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde yürütülen Öğrenci Taşıma Uygulaması kapsamında her yıl yaklaşık 1.5 milyon öğrenci yemek hizmetinden yararlanmaktadır.”
Diğer 5 soru ne olacak?
Cevap belli: “Sen kimsin yaaa, sana mı hesap vereceğim?”
Ömer Fethi Gürer, “Bakan bu sorulara cevap veremez, çünkü bu işi beceremiyorlar” dedikten sonra soruların neden yanıtsız kaldığını şöyle açıkladı:
“Yapılan araştırmalarda 4 çocuktan biri okula aç gönderilmektedir. İlkokuldan üniversiteye ekonomik krizin derinleşmesi aileleri etkilediği gibi çocukların beslenmesini de sorunlu hale gelmiştir. Öğrenciler beslenme sorunları yanında sağlıklı ürüne erişmek de zorlaşmaktadır. Okula giden her çocuk sağlıklı beslenmesi iktidarın sorumluluğudur. İktidar bu bağlamda laf ürettiği kadar sorunlara çözüm getirmemektedir.”
KOMİK
Sanki 2018’de bir sonraki seçim tarihi bilinmiyordu
Sırf Erdoğan’ın “Üçüncü defa aday olamaz” maddesine takılmasını önlemek için seçimi normal zamanından kısa bir süre öncesine almak istiyorlar.
Böylelikle sanki Meclis, seçim yenileme kararı almış olacak ve Erdoğan, Anayasa’nın tanıdığı haktan yararlanarak tekrar aday olabilecek.
AKP’nin AR-GE ve Eğitimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen, Hürriyet’te Hande Fırat’a konuşmuş.
Seçimi biraz erkene almanın söylendiği konularla hiç ilgisi olmadığını(!) söylemiş.
Bakın seçimi erkene alma isteğinin sebepleri neymiş;
– Haziran ayı hac dönemine denk geliyor.
– Seçimin ikinci tura kalması durumunda ise ikinci tur bayram tatiline denk geliyor.
– Bu iki duruma göre bir ayarlama yapılabilir. Belirlenmiş bir tarih yok. TBMM’de konuşulsun, orada yapılsın isteriz.
İyi güzel de 2018’de seçim yapıldığında beş yıl sonraki seçimin tarihi belliydi.
2023 seçimlerinin yapılacağı tarihte Ramazan olacağı, ikinci tura gidilmesi halinde bunun bayrama denk geleceği de belliydi.
Onca değişiklik yapılırken ve seçim tarihi kayda geçirilirken bunlar biliniyordu.
Neden o tarihte “Gelecek seçimin günü sorunlu, bunu da düzenleyelim de o gün geldiğinde sıkıntı çekmeyelim” denmedi acaba?
NOT: Dün de yazdığım gibi AKP seçimi erkene almak inadından vazgeçti aslında. Muhtemelen YSK’nın “Erdoğan aday olabilir” açıklaması yapacağını biliyorlar. Kim bilir bu konuda talimat gitmiştir bile.
DÜZELTME
Elektrik saatleri ücretsiz değiştiriliyor
İzmir’de bir sitedeki dairelerin elektrik saatlerinin değiştirildiğini ve karşılığında 800 lirayı aşan bir ücret istendiğini yazmıştım pazartesi günü.
İzmirli bir okurumun mesajından yararlanarak yazdığım bu yazıda Gediz Elektrik Şirketi’nin habersiz olarak saatleri değiştirip ücret istemesinin doğru olmadığını belirtmiştim.
Gediz Elektrik yönetiminden Fatma İyilikçi aradı.
“Biz” dedi “Saat değişikliği yaptığımızda asla bir ücret istemiyoruz, ayrıca kimseye barkod okumalı mesaj da atmıyoruz” diye devam etti.
İyilikçi’ye, “Peki bu okurum neden böyle bir mesaj yazmış olabilir?” diye sordum.
Çok ilginç ve önemli bir cevap verdi Gediz Elektrik yetkilisi: “Biz de ona şaşırdık, bir tür dolandırıcılık olabilir, bizim adımızı kullanarak abonelerden para almaya çalışanlar olabilir, konuyu hassasiyetle inceliyoruz.”
Kendisine hemen arayıp bilgilendirdikleri için teşekkür ettim.
Bİ SORALIM BAKALIM
Kimdir bu edepsiz bilgisiz cibilliyetsizler?
Her hafta salı günleri duyuyoruz artık MHP Genel Başkanı’nın sesini.
Dün yine kürsüye çıktı Bahçeli ve yine esti gürledi.
Ancak konuşmasının bir bölümündeki cümleler çok ilgimi çekti.
Aynen şunu söyledi Bahçeli:
“Potansiyel maksatları terörle mücadeleyi sabote etmektir. Terör örgütünün muhtemel gelişmelerden haberdar olmasını sağlamaktır. Bunlardan bıktık, usandık. Edepsiz, bilgisiz, cibilliyetsiz ekran yüzlerinden gerçekten midemiz bulanmaktadır. Türkiye’nin ne zaman ve hangi şartlarda muhtemel kara harekâtı yapacağının yetki ve görevi olmayan kişiler tarafından ulu orta dillendirilmesi güvenlik zaafıdır.”
Ekranlarda elde sopa operasyon bilgileri veren pek çok gazeteci ya da akademisyen var.
Muhalif medyada ise bu tür programlar hiç yok.
Bu durumda Bahçeli’nin kastettiği “edepsiz, bilgisiz ve cibilliyetsiz” olanlar hep saraya yakın isimler.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları