loading
close
SON DAKİKALAR

Başsavcının dövdürdüğü kişi avukat çıkınca

Can Ataklı
Tarih: 05.12.2023
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: Can Ataklı - Korkusuz

Can Ataklı; Çok merak ediyorum, o başsavcı, ters yola girip, buna karşı çıkan birini döven herhangi vatandaş için acaba nasıl bir iddianame düzenler?

CANIMI SIKAN ŞEYLER

Bırak bunları Allahaşkına CİMER

ETİKETTEKİ YAZI: CİMER “o görüntüler eski” diyor ama içliklerin paketinde “2023 style” yazıyor.

Cumhurbaşkanlığına bağlı bir “Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi” var.

Başında yıllardır Fahrettin Altun oturuyor.

Kısaca CİMER denilen bu kurum eskinin “Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü” aslındı.

Görevi dış basındaki gelişmeleri takip etmek, özellikle Türkiye ile ilgili haberleri derleyip medyaya sunmak, aynı şekilde Türkiye ile ilgili haberleri ve bilgileri uluslararası medya kuruluşlarına iletmekti.

Ancak yeni dönemde CİMER daha ziyade sarayın propagandasını yapar hale geldi.

Her türlü tanıtım ve reklam da buradan geçiyor.

Bu kurumun içinde bir “Dezenformasyonla Mücadele Merkezi” adında bir teşkilat var.

Bu da medyaya yansıyan ama “doğru olmadığı, çarpıtıldığı ve kasıtlı olarak çıkarıldığı” ileri sürülen haberleri “güya” düzeltmek için çalışıyor.

Bugüne kadar özellikle sosyal medyada yayınlanan bazı paylaşımlara bu merkezden yalanlamalar yapıldı.

Son örnek İsrail’e gönderildiği ileri sürülen “Türk malı” termal içliklerle ilgili.

Pazar günü sosyal medyada bir video paylaşıldı.

Bu videoda İsrailli askerler bir konteynerden paketler indirirken görülüyor.

Paylaşımı yapan kişi “Bunlar İsrail askerlerine gönderilen termal içlikler” diye yazmış.

Tabii video anında yüzbinlerce kişi tarafından paylaşıldı.

Ardından DMM’den yalanlama geldi.

Ama ne yalanlama.

Diyorlar ki “Bu malların üzerinde ‘Made in Turkey’ yazıyor. Oysa Cumhurbaşkanımızın talimatları ile 2021 yılından bu yana Türk mallarının üzerinde ‘Made in Türkiye’ yazıyor. Yani bu görüntü eskidir. Halkın yanlış bilgilenmesini amaçlamaktadır.”

Güzel.

Güzel de bu yalanlama değil ki.

Sadece “görüntünün eski olduğu” belirtiliyor ve kurnazca “yalan haber yapılıyor” deniyor.

O halde şunu soralım;

“CİMER ya da DMM Türkiye’den İsrail’e 7 ekimde başlayan katliamlardan sonra yüzlerce gemi ile mal taşındığını yalanlayabilir mi?”

Velev ki görüntü eski olsun.

Bu neyi değiştirir?

Türkiye “ticari kaygılarla” İsrail’e yapılan ihracatı tam gaz sürdürüyor mu sürdürmüyor mu?

Kimi şaşkınlar Starbucks kahvelerini, Coca Cola şişelerini yere dökerken birtakım kişilerin İsrail’e üstelik “stratejik” mal ve hizmet sunmaya devam etmeleri ahlak ve vicdana sığar mı?

CİMER neden bu konuda bir açıklama yapmıyor.

Meclis, AKP ve MHP oylarıyla neden konunun araştırılması reddediliyor?

Bu arada DMM’nin yalanlanmasına rağmen dikkatli gözler bir başka gerçeği daha ortaya koymuş.

İsrailli askerlerin indirdiği paketlerin üzerinde “2023 style” yazıyor.

Bu durumda ya bu “termal içlikleri” üretin firma 2021’den önce gönderdiği malların üzerine “2023” yazmış ya da Erdoğan’ın “Made in Turkey yerine, Made in Türkiye yazılacak” kararına kimse uymuyor.

Gerçi o genelge “Görülen lüzum üzerine bir süre ertelendi” bunu da CİMER bilmiyor demek ki.

Kısacası CİMER’e “Bırak bunları Allahaşkına” diyorum başka bir şey demiyorum.

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

Gazeteciler neden haber üzerine değil kişilikler üzerine kavga eder?

Gazetecilik mesleğine girdiğim özellikle yazarlığa başladığım günden bu yana ister istemez çeşitli polemiklere girdim.

Ancak şuna çok dikkat ettim: Bana yapılan saldırı ne tür olursa olsun asla konu dışına çıkmadım. Ağır biçimde eleştirdiğim kişiyi bile incitmemeye dikkat ettim, bel altı vurmadım, kendimi savunmak için başkasına “ama sen de” diye söz başlamadım.

Ancak buna ne yazık ki birçok gazeteci uymuyor.

Kendilerine yönelik her eleştiriye ya hakaretle ya da konuyu başka yere çekerek cevap veriyor.

Karşılıklı olarak “Sen de gazeteci misin, sıradan birisin, zamanında falancaya az yalakalık yapmadın” türü laflar ediliyor.

Bunun son örneğini Cüneyt Özdemir verdi.

Ben de şaşırarak izledim he zamanki gibi.

Cüneyt Özdemir hafta sonunda YouTube yayınına ABD’de uzun süre tutuklu kalan Halkbank eski Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’yı konuk almıştı.

Özdemir yayını tanıtmak için “Hakan Atilla ile fon dolandırıcılığındaki detayları konuşuyoruz” diye bir tweet attı.

Yurtdışında yaşayan gazeteci Erk Acarer ise bu paylaşımın altına, “Uzmanına sorduk diyorsunuz yani, güzel haber” diye yazdı.

Vay sen misin bunu yazan.

Cüneyt Özdemir anında cevap vererek, “Berbat bir adamsın. Gazeteciliğin de şaibeli... Yatacak yerin yok” dedi.

Acarer ise Özdemir’in sözlerini alıntılayarak “Sakin ol şampiyon. Kötü bir şey söylemedim... Ne güzel iş dedim. Hakan Atilla ile röportaj yapıp, benim gazeteciliğimi şaibeli bulmak da ne biliyim. Ayakkabı kutusu iç, sinirlere iyi gelir!” diye yazdı.

Belli ki buna çok öfkelenen Cüneyt Özdemir bu sözler üzerine Acarer’e bir kez daha yanıt verdi: “Hak etmediğin bir mağduriyeti yaşıyorsun ama bu senin mağduriyet yeleğini giyip bize gazetecilik dersi vereceğin anlamına gelmez. Türkiye’de de vasat bir gazeteciydin orada da aynı çizgini bozmadan devam ediyorsun. Bence alkolü azalt bak her seferinde gece birilerine bulaşıyorsun. Polemiklerle değil, yaptığın haberlerle konuşulmayı dene... (bu en zoru anlıyorum) madem benim gazeteciliğimi beğenmiyorsun dur seni benden kurtarayım. Block! Hadi yallah Berlin barlarına... Kitkat canavarı sen”

Anlamıyorum, ne gerek var bunlara. Oysa tek cümlelik cevap yetmez mi? Örneğin Özdemir, “Sen kendi gazeteciliği yap, ben kendi gazeteciliği yapayım” dese ne olurdu?

ŞAŞIRDIM

Hayrola milleti savaşa mı hazırlıyorsunuz?

,

Tekirdağ Çorlu’daki 5. Kolordu Komutanlığı 105’inci Topçu Alay Komutanlığı’nda ilginç bir etkinlik yapılmış.

Ortaokul öğrencileri için bir gezi düzenlenmiş.

Gezi sırasında çocuklar eğitim alanına da götürülmüşler.

Burada çocuklar deneyimli askerlerin gözetiminde nasıl silah tutulacağını ve nasıl ateş edileceğini öğrenmişler.

Kötü niyetli olduğunu sanmıyorum ama bu çocuklara birkaç dakikalığına da olsa silah eğitimi vermek de nedir?

Sanki savaşa hazırlanıyormuşuz izlenimi yaratmaz mı?

Ayrıca o yaşta çocukları silahla tanıştırmanın da alemi yok bence.

KAFAMI BOZAN ŞEYLER

Yuh artık, sütlacın fiyatına bakın hele

Muhtemelen havalimanlarından birinde çekilmiş bu fotoğraf.

Çok lüks lokanta olamaz, çünkü lüks lokantalarda vitrin yoktur ve fiyat da yazmaz.

Bir küçük kase sütlaç tam 880 lira.

Havaalanı ise fiyat için Euro baz alınmıştır.

O da yaklaşık 30 Euro eder.

Avrupa’da bu kadarlık tatlı için 30 Euro isterlerse adamı döverler bile.

Ama burası Türkiye.

Artık devlet otoritesi diye bir şey kalmayınca herkes kafasına göre bir fiyat yazıp satışa sunuyor.

880 liraya bir küçük kâse sütlacı kaç kişi alır bilemiyorum, ama bu fiyat konduğuna göre alıcısı da var belli ki.

YENİ ÖĞRENDİM

Başsavcının dövdürdüğü kişi avukat çıkınca

Olay İskenderun’da yaşanmış.

İbret verici bir başsavcı-avukat hikâyesi bu.

Bizzat olayın mağduru Avukat Bülent Akbay’ın ağzından dinleyelim;

“Bu sabah (geçen perşembe) İskenderun Adliyesi’nin önünden geçerken ters yoldan gelen araçla kafa kafaya geldik. Kenara çekilip “Neden ters yoldan geliyorsunuz?” diye sorunca” şoförün yanındaki şahıs (Sonradan öğrendiğime göre İskenderun Başsavcısı’nın özel korumasıymış), “Sana ne lan, sana mı soracağız?” diyerek tepki gösterdi.  Ben de “Ne biçim konuşuyorsun hem suçlu hem güçlüsünüz” diye cevaplarken beni aracın içinde otururken darp etmeye, sonra araçtan indirip yere yatırıp darp etmeye devam ettiler. Başsavcılık görevi yapan şahıs ise bu durumu izlemekle yetinmiştir.  Benim avukat olduğumu çevredekiler söyleyince, koşar adım adliyeye kaçtılar.”

Avukat Bülent Akbay gerekli tedavisini gördükten sonra başsavcı ve koruması hakkında suç duyurusunda bulunmuş.

Akbay şikayet dilekçesinde başsavcının yol kestirme olduğu için ters yoldan adliyeye gelmeyi adet haline getirdiğini belirerek “Trafik kuralları İskenderun Başsavcısı’na işlemiyor mu?” diye sormuş.

İskenderunlu avukat; dilekçesinde başsavcı, şoförü ve koruması için derhal soruşturma açılmasını ve görevden alınmalarını da talep etmiş.

Türkiye’nin haline bakar mısınız?

Çok merak ediyorum, o başsavcı, ters yola girip, buna karşı çıkan birini döven herhangi vatandaş için acaba nasıl bir iddianame düzenler?

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları