loading
close
SON DAKİKALAR

Böyle bir ahmaklığın ne anlamı olabilir?

Can Ataklı
Tarih: 07.02.2024
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: Can Ataklı - Korkusuz

Can Ataklı; Tüm Türkiye depremin birinci yılında acılarını tazeleyip yitirilen canları anarken İstanbul Çağlayan adliyesi önünde inanılmaz bir eylem gerçekleşti.

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

“Deprem için ne yapıyorsunuz” sorusuna verilen cevaba bakın

Depremin birinci yıldönümü öncelikle deprem bölgesinde protestolarla anıldı.

Hangi partiden olursa olsun vatandaşlar depremden bu yana verilen sözlerin çoğunun yerine getirilmediğini belirterek duygularını gösterilerle dile getirdiler.

Yandaş medya ise sanki “iyi ki deprem olmuş da bu illere hizmet gitmiş” edasıyla Erdoğan hükümetini övebilmek için çılgın bir yarışa girdi

Peki depremle ilgili gerçekten çok etkili bir çalışma yapılıyor mu?

Elbette hiç kimse “taş üzerine taş konmadı” diyemez, ancak bugüne kadarki gelişmeler iktidarın bu konuda yetersiz kaldığını gösteriyor.

Cevdet Yılmaz

Bugün size CHP Niğde milletvekili Ömer Fethi Gürer’in Cumhurbaşkanı yardımcısı Cevdet Yılmaz’a yönelttiği soruları ve aldığı cevabı sunmak istiyorum.

Tabii buna cevap denmez ancak topu taca atmak denir.

Çünkü Gürer’in 9 sorusuna “Yetki bizde değil” cevabı verilmiş.

Ömer Fethi Gürer

Önce Ömer Fethi Gürer’in sorularını okuyalım;

“Ülkemizde deprem riski varlığı bilinmektedir. Bilim insanları yüksek riskli bölgeleri sürekli gündeme getirmektedir. Bu bağlamda İstanbul İli yüksek riskli bölgedir. Gerçekleşmemesini temenni ettiğimiz depremin gerçekleşmesi halinde önemli sorunlar ortaya çıkabileceği de ifade edilmektedir. Yapılar sağlam olsa dahi başta ulaşım, haberleşme ve personel olarak çalışanların yaşayacağı olası sorunlar dikkate alınarak en azından kamu kurum ve kuruluşları için önlemler alınmasının ihtiyaç olacağı anlaşılmaktadır.

1- Bu bağlamda bir öngörü ve önlem çalışması var mıdır?

2- İstanbul’a taşınan Merkez Bankası ile başta Kamu Bankalarının genel müdürlüğü gibi kuruluşların deprem riski düşük olan Ankara’ya geri taşınması düşünülmekte midir?

3- Hali hazırda İstanbul’da merkezi bulunan kamu kurum ve kuruluş sayısı kaçtır?

4- İstanbul’daki tüm kamu kurum ve kuruluşları, okul, üniversite, müze, otel, konuk evi, öğretmen evi gibi sosyal tesislerin deprem riskine karşı incelemesi yapılmış mıdır?

5- Kaç kamu kurum kuruluş ve diğer devletin denetim kontrol ve kullanımında olan yerlerle ilgili deprem riskine karşın inceleme yapılmıştır?

6- Belediye hizmet binaları, cezaevleri, yurtlar bu bağlamda risksiz yapılar mıdır?

7- İstanbul’daki yol, köprü, viyadük, üst ve alt geçitler tamamının deprem riski için incelemesi yapılmış mıdır? Sorun saptanmış mıdır?

8- 6 Şubat depremlerini yaşayan ve ağır hasar gören yerlerde toplanma konaklama ve ihtiyaç giderme ile yol kullanımında çok ciddi sorunlar yaşanmıştır. Bu bağlamda gerekli dersler alınarak İstanbul için olası bir depreme karşı bir çalışma var mıdır?

9- Örneğin okul içinde binalarında yer alan tuvaletlerin, bahçe bulunan yerlerde bahçe duvarlarının düzenlenmesi ve depremde ilk anda kullanılabilecek alet edevat ve malzeme gibi acil ihtiyaçların yer alacağı küçük malzeme depoları tanzim edilip hizmetli, muhtar ve de okul yöneticisine ayrı ayrı anahtar tesliminin sağlanabileceği gibi basit ancak deprem sonrası çok önem arz eden ayrıntılar için bir planlama ve çalışma yapılmakta mıdır?

Şimdi gelelim saraydan gönderilen cevaba.

Bakın ne demişler;

İlgi; 27.12.2023 tarihli ve E-43452547-120.07.04-1348274 sayılı yazınız. Anayasanın 98 inci maddesi uyarınca Başkanlığınızca tarafıma gönderilen yazılı soru önergelerinden, Cumhurbaşkanlığı Merkez Teşkilatı ile Cumhurbaşkanlığına Bağlı Kurum ve Kuruluşların görev alanına giren konulara ilişkin önergeler cevaplandırılmaktadır.

1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 4 sayılı Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi uyarınca bakanlıkların görev ve yetki alanına giren önergeler bakanlıklar tarafından cevaplandırılmaktadır. Bu itibarla, Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi GÜRER tarafından verilen 7/7528 esas numaralı yazılı soru önergesinde bahsi geçen hususlar Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığının görev ve yetki alanına girmektedir.

Peki ilgili bakanlıklar bu sorulara cevap vermişler mi?

Hayır, aradan 45 gün geçmesine rağmen tek satır bile cevap verilmemiş.

Yorumunu size bırakıyorum.

HOŞUMA GİDEN ŞEYLER

Bu kadın seçilirse çok iyi iş yapar

Adı Özlem Uyguner.

Giresun’un Dereli ilçesindeki CHP’nin belediye başkan adayı.

Hiç tanımıyorum, hiç konuşmadım bile.

Ancak belediye başkan adaylığını duyurmak için bana bir mesaj göndermiş.

Ancak mesajın içinde Dereli harap bir evde yaşayan eşi cezaevinde olan 4 çocuklu bir kadının yaşadığı dramı anlatmış.

Özlem Uyguner anladığım kadarıyla bir yandan seçim çalışmalarını sürdürürken diğer yandan da özellikle yoksul ve muhtaç halka dokunmaya, onların sorunlarını gidermeye çalışıyor.

Bakın mesajında ne yazmış;

Merhabalar Can bey nasılsınız eşi cezaevinde olan dört çocuklu bir ailenin yaşadığı bir ev burası. Defalarca devlet kurumlarına başvurmuş lakin olumlu geri dönüş olmamış, çocukların hepsi öğrenci evde çalışan yok, bana ulaştı bende size durumu aktarmak istedim.

Ev yapımını üstlenecek maalesef finansal gücüm yok, biraz maddi destekte bulunduk arkadaşlarla fakat yeterli değil tabiki.

Bizler sizlere Dereli’den sevgi ve selamlarımızı gönderiyoruz.

Maalesef Türkiye böyle ya çok zenginlerin yaşadığı bir yer ya da aşırı fakirlerin yaşadığı yer haline geldi.

Dereli’deki son seçimlerin sonuçlarına baktım.

AKP adayı yüzde 48.84 ile seçilirken CHP adayı 48.30 oy almış.

Yani fark çok çok az.

Özlem Uyguner bu kez öne geçmeyi başarırsa sanıyorum başarılı işler yapacaktır, çünkü seçim çalışmaları bunu gösteriyor.

BUNU YAZMAK GEREK

Böyle bir ahmaklığın ne anlamı olabilir?

Tüm Türkiye depremin birinci yılında acılarını tazeleyip yitirilen canları anarken İstanbul Çağlayan adliyesi önünde inanılmaz bir eylem gerçekleşti.

Biri kadın iki terörist yüzlerce güvenlik görevlisinin bulunduğu adliyenin önündeki çok büyük açık alandan güvenlik noktasına doğru ateş etmeye başladı.

Her iki terörist de birkaç saniye içinde vurularak öldürüldü.

Ne yazık ki bazı vatandaşlar da açılan ateş sonucu yaralandı.

Eylem bir terör eylemi ama ne anlamı var?

Kaçacak yer yok, devasa bir açık alan, yüzlerce polis var, tipik bir intihar eylemi?

Bu kadar ahmakça bir eylemle kim neyi kanıtlamak ister?

Bunun tek amacı var gibi geliyor bana, çok acılı bir olayın yıldönümünde hedef saptırmak, ortalığı karıştırmak.

Güya bir dava uğruna ölecek aptallar da bulunduktan sonra çok kolay bir iş bu.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları