Can Ataklı; Sen tam Hristiyan olacak birisin Sen tam Müslüman olacak birisin.
DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER
Kanada’da yaşayan bir okurumdan aldığım bir mesajı hüzünle karışık ilgiyle okudum.
Bekir Erdinç isimli bu okurum İrlanda göçmeni yaşlı bir kadının evinde pansiyoner olarak yaşamış bir süre.
Dişiyle tırnağı ile çalışmış, ayakta kalmış hem roman hem senaryo yazarı olmuş.
İngilizce dilinde 4 kitap yazan Erdinç yaşadıklarını dile getirdiği bir kitabında yaşlı İrlandalı ev sahibi ile çok ilginç bir anısına da yer vermiş.
Kitaptaki bu bölümü size de sunmak istedim;
Yıl 1986, Kanada’ya yeni geldiğim zamanlar…Henüz yasal göçmen statüm yok. Buraya gelmeden önce 15 yaşımdan beri Avrupa’da kaçak göçmen olarak yaşıyordum. Burada Kanadalı bir arkadaşın vasıtası ile İrlanda kökenli Bayan Allison isimli yaşlı bir kadının (80’li yaşlarda) evinin üst katındaki bir odada kiracı olarak yaşamaya başladım.
Bu kadın genelde dışarıya doktor randevuları ve her pazar kiliseye gitmek için çıkar. Zamanın çoğunu evinde geçirir. Genelde gideceği yerlere birileri alır götürür.
Bir pazar sabahı mutfağa indim, kendim için kahvaltı hazırlıyorum. Bayan Allison gözlerinde gözlük, elinde bir bastonla mırıldanarak bir ileri bir geri yavaş yavaş hareket ediyor.
Ben dönüp Bayan Allisona baktım. “Bayan Allison, iyi misiniz, bir sorun mu var?” dedim.
Bayan Allison bana doğru dondu, üzgün bir ses tonu ile “Evet, bugün kiliseye gidemeyeceğim, beni alacak kişi gelmeyecek” dedi.
Bu sırada ben kahvaltılık yiyeceğimi masanın üzerine koymuştum. Bayan Allison’a döndüm ve “Ben sizi kiliseye götürebilirim” dedim.
Bayan Allison şaşkın bir şekilde bana baktı. “Sen ciddi misin?” dedi.
Ben, “Evet tabi ki ciddiyim” dedim. Bayan Allison “Bana şaka yapıyorsun değil mi?” dedi. Ben ise, “Asla şaka değil, ciddi söylüyorum” dedim.
Bu sırada yaşlı kadının yüzündeki hüzün kayboldu. “O zaman kahvaltını bitir de götür beni” dedi.
Sonraları defalarca yine kiliseye götürüp getirdim.
Bir gün kilise dönüşü mutfaktaki masada otururken gözlerinden gözlüklerini çıkardı ciddi bir şekilde bana doğru baktı. “Sana bir şey söyleyeceğim, biliyor musun sen tam bir Hristiyan olacak kişisin. Senin gibileri hem tanrı hem insanlar çok sever. Gerçek Hristiyanlar senin gibi olur. Hristiyan olmadığın halde beni kiliseye götürüp getiriyorsun, benim market ihtiyaçlarımı alıyorsun. Bunları herkes yapmaz. Gerçek Hristiyan iyilik ve yardımsever insanlar” dedi.
Ben bu sözlerin karşısında şaşırdım, bir şey söyleyemedim, sadece kendi halimle mutlu olduğumu söyledim ve konuyu kapattım.
Bir hafta sonu eve gece yarısından sonra saat 2 gibi geldim, sessiz bir şekilde odama çıktım ve yattım. Ertesi sabah kahvaltı için mutfağa indim.
Bayan Allison elinde baston yavaş yavaş mutfağa girdi, karşımdaki sandalyeye oturdu.
Bana baktı ve “Söyle bakalım geçen akşam neredeydin?” diye sordu.
Ben önemsiz bir şekilde, “Odamda idim” dedim.
Bayan Allison, “Sen odanda değildin, ben 12 ye kadar uyanık kaldım sen hala evde yoktun, doğru söyle bana neredeydin?” diye üsteledi.
Bu sırada ben ciddi bir şekilde, “Bayan Allison, birincisi ben çocuk değilim, ikincisi siz benim annem ya da büyük annemde değilsiniz nerede olduğum sizi neden bu kadar ilgilendiriyor?” dedim.
Bayan Allison üzgün bir şekilde gözlerime doğru bakarak, “Evet haklısın senin annen ya da büyük annen değilim ama seni bir oğlum gibi merak ediyorum. Çünkü sen binlerce kilometre uzaklardan daha iyi bir hayat kurmak için buraya gelmişsin. Bu ülkede kötü insanlar da var, belki başına kötü şeyler gelir diye merak ediyorum” dedikten sonra “Belki senin annende aynı durumda olsa aynı şeyi düşünürdü” diye devam etti.
Bayan Allison’un bu sözleri beni duygulandırdı, gözlerimden yaşlar akmasın diye kendimi zor tuttum ve sonra aynen ona şöyle söyledim.
“Bayan Allison biliyor musunuz, siz tam Müslüman olacak bir kadınsınız” dedim. Bayan Allison’un yüz ifadesi birden değişti. Benim gözlerime bakarak, “Bana öyle söyleme lütfen” dedi.
Bense “Bayan Allison’a sizin gibi iyilik yardım seven insanlar gerçek Müslümanlardır. Müslümanlık çok doğru bir dindir, içerisinde hep iyilik ve yardımseverlik vardır, bu nedenle size öyle söyledim” dedim.
Bayan Allison biraz ses tonunu değiştirip bana, “Sen hiç TV izlemiyor musun, gazete okumuyorsun? Müslümanlık kan, şiddet ve öfke ile dolu. Müslümanlar, hem Müslüman olmayanları hem birbirlerini öldürüyorlar, her gün kan ve şiddet içinde yaşıyorlar, bana lütfen bir daha böyle konuşma” dedi.
Ben özür diledim ve konuyu kapattım.
HOŞUMA GİDEN ŞEYLER
ŞAŞIRDIM
– İzmir’in Menderes ilçesinde yaşayan bir kişi, sosyal medyadan sahte hesap açarak 14 yaşındaki kızını tacize maruz bırakan kişiyi, dedektif gibi iz sürerek buldu. Kamera görüntülerinde tacizcinin, komşuları Ali D. olduğu ortaya çıktı. Ekran görüntülerine rağmen şüpheli serbest bırakıldı.
– Samsun’un Çarşamba ilçesinde beden eğitimi öğretmeni Murat Atay, okul bahçesinde öğrencisinin babası F. Ç. ile ağabeyi E.Ç.’nin tekmeli ve yumruklu saldırısına uğradı. Olay kameraya yansırken, gözaltına alınan baba ve oğlu, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
– İstanbul Beşiktaş’ta önünü kestikleri kişilerden zorla para almaya çalışan ve bıçaklayan beş şüpheli gözaltına alınıp serbest bırakıldı.
– Sarıyer’de bir kişinin bir köpeği boğmaya çalıştığına dair anlar, cep telefonu kamerası ile kaydedildi. İhbar üzerine gözaltına alınan E.Ç.K, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
– Muhammed E. Yelekçiyi, “Yan baktın” diye sokak ortasında silahla öldüren Ahmet Gürkan Ayan, 14 ay cezaevinde kalarak serbest bırakıldı!
– ANCAAAAAK!!! Bursa’da ‘Millet Bahçesi’ tabelasının ‘M’ harfini çalan 2 kişiye ‘nitelikli hırsızlık’ suçundan 6’şar yıl hapis cezası verildi.
ÇOK GÜLDÜM
Bu pazar için Yıldırım Tuna’dan dört fıkra geldi.
Haydi birlikte okuyalım;
Erkeksi tepkiler
İlk tanıştıkları gece sinemaya gitmişler, delikanlı heyecanla film seyrederken kız bütün dikkati ile delikanlıyı yan gözüyle keşfetmeye çalışmakta, film sonrası kız, “Sizinle bir daha asla çıkamam.” demiş, “Hadi erkeksiniz anladık. Filmdeki kız tam soyunacakken kapı çaldı ve sahne değişti diye elinizdeki mısır poşetini yere, ayakkabınızın tekini yan duvara fırlatmak da ne demek oluyor?.. Bir de adam elindeki içki şişesini elinden kazara düşürüp kırdığında yüz üstü kapaklanıp yeri yumruklayarak dakikalarca ağlamanıza ne demeli?.. “
Aman oğul
Adam oğlunu karşısına alıp “Cinselliğe bu kadar düşkün olman mutlaka bir felaket getirir oğul.” demiş, “Şayet tez elden vaz geçmezsen vallahi ve billahi kör olursun…!”
“Baba…” demiş oğlu, “Ben tam sağında oturuyorum, buraya doğru dönüp konuşur musun?..”
Açık vermeyelim de
Evde eşimle “Kusursuz Cinayet” filmini izlerken “Korkmaya başladım..” dedi, “Aa?.. Neden? Konusundan mı tırstın?..”
“Yok da…” dedi, “Filmi seyrederken sürekli not almayı bırakır mısın?”
Sinemada kolaylık
Adam film devam ederken karanlıkta yerinden kalkıp tuvalete gitmiş, dönüşte el yordamı ile sıraları tuta tuta ilerlerken sıranın en başında oturan hanımefendinin kulağına eğilip “Affedersiniz, biraz önce çıkarken ayağınıza basmış mıydım?..” diye sormuş.
“Evet…!” diye cevap vermiş kadın sinir içinde; “Tamam, o zaman doğru sıraya gelmişim..!”
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları
