loading
close
SON DAKİKALAR

Bunun adı olsa olsa joker terörist olur

Can Ataklı
Tarih: 06.09.2020
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: Can Ataklı - Korkusuz

Can Ataklı: Bakalım bu kez Ayasofya ile ilgili somut delil bulunacak mı, yoksa önümüzdeki bir başka sıkıntılı dönemde yine “Türkiye’yi kana bulayacaktı” şamatası ile yine yakalanacak mı?

ACAİP YAZILAR

Mekanik Türk nedir bilir misiniz?

Amerikan Başkanı, bizim yandaş tetikçi takıma göre güya Erdoğan’ı övmek için “Birinci sınıf satranç oyuncusu” demişti.

Hayır, adam “Rahibi almak için bir iki görüşme yaptım sonunda aldım. Benim sözümü dinliyor, hatta başka ülke liderleri beni arayarak isteklerini iletiyorlar” falan demese, “Birinci sınıf satranç oyuncusu” tanımına ben de iyi gözle bakacağım.

Bir okurum, “Satranç deyince aklıma geldi, satrançla ilgili Mekanik Türk tanımına açın bir bakın, Trump’ın asıl söylediğinin ne olduğunu göreceksiniz” diye uyarınca meraklandım.

Meğer gerçekten böyle bir tanım varmış.

Wolfgang von Kempelen isimli bir mekanikçi, 1769 yılında bir masa ve bir insan modelinden oluşan, sonradan sahte olduğu anlaşılan bir mekanik satranç oyuncusu yapmış.

1770’te ilk kez Viyana’da İmparatoriçe Maria Theresa’ya sunulan bu otomat, 120 cm uzunluğunda, 105 cm genişliğinde ve 60 cm yüksekliğindeymiş.

Akçaağaçtan yapılmış  ve üzerine satranç tahtası çizilmiş tekerlekli bir kabinet önünde oturan bıyıklı, sarıklı ve pelerinli bir Türk figüründen oluşuyormuş.

Öndeki kapak açılıp dolabın ve Türk’ün içine bakıldığında irili ufaklı pek çok kaldıraç, makara ve başka karmaşık mekanik sistemler görülebilmekteymiş.

Mekanik Türk adı verilen bu satranç otomatı, karşısındaki gönüllüyle satranç oynamaya başladığında, gözleri satranç tahtasını tarıyor, başını arada bir sallayıp satranç taşlarını eliyle hareket ettiriyormuş.

Mekanik Türk’ü izleyenler, onlarca yıl boyunca onun sırrını çözmeye çalışmışlar.

Birçok teori üretilmiş bu otomatın çalışması ile ilgili ama yine de kimse işin aslını anlayamamış.

Kimsenin henüz ne bilgisayar, ne robot gibi “hayal ötesi” bilgiye sahip olmadığı dönemde kullanılan bu “bilgisayar gibi Türk’ün sırrı” yıllar sonra çözülmüş.

Meğer Kempelen, kutunun içinde hiçbir şekilde görülebilme olanağı olmayan birine satranç oynatıyormuş.

Mekanik Türk sahneye getirildikten sonra içi seyirciye gösteriliyormuş önce, ancak henüz elektrik olmadığı için aydınlatma da yeterli olmadığından, satranç ustası kutunun içine gizlice girebiliyor ve mum ışığında iki büklüm bir şekilde hem karşısındaki oyuncunun yaptığı hamleleri takip edebiliyor hem de otomatı yönetip karşı hamleleri yaptırabiliyormuş.

Yıllar sonra bu sır ortaya çıktığında Von Kempelen “şarlatan” olarak suçlanmış.

O günden günümüze “Mekanik Türk” bir deyim haline dahi gelmiş.

Yani her nerede hileli bir mekanizma üretilip görünürdeki çalışması ile hayranlık uyandırsa bile; insanlar kandırılırsa buna Mekanik Türk denmeye başlanmış.

Şimdi gelelim Trump’ın “Birinci sınıf satranç ustası” lafına.

Trump acaba bu hikayeyi biliyor mu?

Bilmesine gerek yok aslında, çünkü danışmanları bu hikayeyi kendisine anlatabilirler.

Çünkü Beyaz Saray’da sistem böyle işler.

Beyaz Saray’ın danışmanları bizimkiler gibi “kifayetsiz muhterisler” olmadıklarından, yeri geldiğinde kullanılması için başkana doğru bilgiler aktarırlar.

Muhtemelen Trump’a bu bilgi verilmiş ve “gerektiğinde kullanması” tavsiye edilmiştir.

O da kullandı tabii.

Bizdeki “satranç ustaları” bu oyunun zarla oynandığını sanarak pek sevindiler Trump’ın bu konuşmasına.

Dünya muhtemelen kıs kıs gülüyordur.

FIKRA GİBİ

Bunun adı olsa olsa joker terörist olur

İçişleri Bakanı tam da hedef gösterdiği bir milletvekili saldırıya uğradığı sırada, “Türkiye’yi kana bulayacak bir teröristi yakaladıklarını” açıkladı.

Ayasofya’ya saldıracaktı bu terörist.

Polis aylardır sürdürdüğü amansız takip sonucu bu teröristi eyleme geçemeden kıskıvrak yakalamıştı.

Haber güzel tabii, teröre karşı böyle bir başarı elbette alkışlanacak bir durum.

Ancak gariptir “IŞİD’in Türkiye imamı” diye lanse edilen Mahmut Özden isimli bu terörist, meğer zaten zırt pırt yakalanırmış ama hep serbest bırakılırmış.

Şaka değil bu, Mahmut Özden 2015 yılından bu yana Adana Emniyet Müdürlüğü tarafından terör örgütü üyesi olmak, anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs, terör örgütü adına haraç toplamak, bekçilere saldırı hazırlığı gibi birçok gerekçeyle 10 kez gözaltına alınmış.

Bazen tutuklanmış sonra serbest bırakılmış, çoğu kez de yakalandıktan kısa bir süre sonra salınmış.

Şimdi Ayasofya’ya saldırı hazırlığı yaparken yakalandığı ileri sürülen bu terörist 2017’de de “İncirlik’i bombalayacaktı” diye yakalanmış.

“Peki nasıl oluyor bu?” sorusuna, İçişleri Bakanı harika bir cevap vermiş. “Biz örgütsel bağlarını bilip alıyoruz ama somut delil olmayınca serbest kalıyor.”

Bakalım bu kez Ayasofya ile ilgili somut delil bulunacak mı, yoksa önümüzdeki bir başka sıkıntılı dönemde yine “Türkiye’yi kana bulayacaktı” şamatası ile yine yakalanacak mı?

Çünkü adam zor zamanların “joker teröristi” mübarek.

NOT: Somut delil olmayınca IŞİD’li teröristler salınıyormuş demek ki. Ama kendilerinden olmayan muhalifleri tutuklamak için böyle bir gereklilik yok tabii.

KOMİK

Biri sevabına şurayı kiralasın ne olur

Fotoğrafta görülen ilan nereden baksanız 8 aydır duruyor.

Beşiktaş Portakal Yokuşu’nda bir yer burası.

Birinci köprüye Avrupa yakasından girerken sola baktığınızda görülüyor.

9 aydır her geçişte gözüme takılıyor.

Korona nedeniyle sokağa çıkma yasağı sırasında yol bomboş olduğu için durup fotoğrafını çekmiştim.

Ancak gazetedeki arkadaşlar resmin kalitesinin çok düşük olduğunu, büyütemediklerini söylediler; bu nedenle daha önce yayımlayamadım.

Geçenlerde bu kez çok sıkışık trafikte dur-kalk giderken yine gözüme takılınca YouTube videolarını da çektiğim yeni telefonla çektim bu fotoğrafı.

Pankartı yazıp asan hiç okumadı mı yoksa üşenip de mi değiştirmiyor bilmiyorum, ama diyorum ki “Ne olur biri şurayı kiralasın artık, biz de her gün bunu görmek zorunda kalmayalım.”

ÇOK GÜLDÜM

Eylülün ilk pazarı için Yıldırım Tuna 4 fıkra göndermiş.

Gelin birlikte okuyalım;

RUHANİ TERİMLERLE AÇIKLAMA

– Sayın Ruhani liderim… Bu gece yarısı nedense aniden uyanıverdim. Karım, sırtı bana dönük olarak yatağın kenarına oturuyor ve başının çevresinde nurun ilahi ışığı yayılıyordu. O ışığı çok net olarak gördüm. Gözlerim doldu ve tüylerim diken diken oldu ve sabah olur olmaz hemen size koştum. Bu inanılmaz ilahi olayı bana ruhani terimlerinizle açıklar mısınız?..

– Oğlum sakin ol… Karın senin cep telefonunu kontrol etmiş hepsi bu.

VETERİNER

Görevli gittiğim kasabada şiddetli bel ağrılarım nedeniyle iğne yaptırmak gerekince, bu işi orada görevli veteriner hekimin yerine getirdiğini öğrendim. Klinikteki kanepeye hayli korkarak uzandıktan hemen sonra veteriner “Bitti efendim kalkabilirsiniz” dedi.

“İnanmam!” dedim, “Hiçbir şey hissetmedim. Oysa iğne sırasında hep canım yanardı?.”

Veteriner bitmiş şırıngayı tıbbi atıklar çöpüne atarken, “Müşterilerimin zorlaması sonucu enjeksiyonda üst kalite seviyesine eriştik tabii” dedi ve devam etti; “Hele bir acıt, vallahi dönüp anında ısırırlar..!

SAĞLIKLI YAŞAM..

– Kimyasal gübrelerle yetiştirilmiş suni ilaçlarla renklendirilmiş, üzerine ilaç püskürtülmüş sebzeleri ağzıma koymuyorum. Hormonlu etler, tavuklar mutfağımdan içeri giremez.

– Bu tip beslenme şekliyle kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

– Yahu tek bir şey hissediyorum. Müthiş aç ve halsizim..!

RESİM ÖDEVİ…

Öğretmen, küçük kızın resim ödevine baktıktan sonra “Yavrum annenin yaşı kaç?” diye sormuş.

“40 öğretmenim” diye cevap vermiş küçük kız.

“Bunu öğrenmem iyi oldu tatlım” demiş öğretmen küçük kızın yanağını okşayarak, “Bundan sonra sana ödev olarak ‘Ona uygun konular’ vereyim de kadıncağızın canı sıkılmasın..!”

 

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları