Can Ataklı: Müzmin MHP'li bir arkadaşım var. Dünya alt üst olsa o asla değişmiyor. Kafayı takmış bir kere MHP'ye asla değiştirmiyor partisiyle ilgili düşüncelerini.
DEDİKODU
BASKIN SEÇİM HDP'Yİ BEKLİYOR
Başta AKP genel başkanı olmak üzere bazı AKP'li önde gelen isimler “erken seçim” sözünü duyduklarında hemen yalanlama yarışına giriyorlar. Resmi beyanlar hep bu yönde; “Seçimler zamanında yapılacak, erken seçim için bir gerek yok.” Oysa gerçek bu değil. Ankara'daki saraydan iyi haber alan bazı kaynaklarıma göre hiç beklenmeyen bir zamanda baskın seçim yapılabilir. Bu köşenin sürekli okurları baskın seçimle ilgili tahminlerimi daha önce de yazdığımı bileceklerdir. Ben henüz 2017 bitmeden bir seçime gidileceğini de tahmin ediyordum Ancak her seferinde AKP'yi ve özellikle Erdoğan'ı büyüten yeni gelişmeler oldu ve seçim ertelendi. Saraydaki kaynağım “Erdoğan'ın gözü anketlerde” dedi. Erdoğan'ın sürekli kamuoyu araştırması yaptırdığı bilinen bir gerçek. Ancak bu kez beklediği HDP'nin oy oranıymış. Şu anada kadar Erdoğan'ın masasına konan bütün araştırmalarda HDP'nin barajı aştığı görülüyormuş. HDP barajı aştıkça da AKP'nin Meclis'teki sayısal üstünlüğü darbe yiyor. Çünkü Güneydoğu bölgesinde iki parti var. HDP yüzde 10 barajını geçtiği takdirde bu bölgeden 58 milletvekili çıkarıyor. Hele barajı geçtiği gibi 7 Haziran'daki sonucu yakalayabilirse bu rakam 75'e de varıyor. Ancak HDP baraj altı kalırsa aldığı bütün milletvekilleri bölgedeki diğer parti olan AKP'ye gidiyor. Ne CHP'nin ne de MHP ve İYİ Parti'nin bu bölgeden milletvekili çıkarması şimdilik pek mümkün görünmüyor. Eğer Erdoğan'ın hesabı tutar ve HDP yüzde 10 barajının altında kalırsa AKP diğer bölgelerde oy kaybetse bile Güneydoğu'dan gelecek fazladan 60'a yakın milletvekili ile anayasayı değiştirecek sayıya bile ulaşabilir. Ankara'daki saraya yakın kaynağım “Erdoğan cumhurbaşkanının eskiden olduğu gibi yeniden parlamento tarafından seçilmesini ciddi ciddi düşünüyor” dedi. “Niye?” diye sorduğumda “Meclis'in seçmesi halinde cumhurbaşkanlığı tamamen garanti hale geliyor. Üstelik sayıyı tutturabilirse Anayasa'yı da değiştirerek 5 artı beş yerine 7 artı 7 sistemi de getirebilir. Erdoğan AKP'nin tek başına iktidar sayısını bulması halinde arzuladığı güce zaten kavuşacaktır. Halkın seçmesinde her şeye rağmen bir risk var. Erdoğan bu konuda ışığı görürse bir dakika bile tereddüt etmez” cevabını verdi. Son zamanlarda yapılan bazı “hizmetlere” açıklanan “projelere” ve dış dünyaya yönelik girişimlere baktığımda bunların birer seçim yatırımı oldukları ihtimalini düşünmek daha baskın çıkıyor.
KAFAMI BOZAN ŞEYLER
ÇOCUKLARIMIZI BU SÜRÜCÜLERE EMANET EDEMEYİZ
Sabah Beylerbeyi Yalıboyu durağının olduğu köşeden yola çıkacağım. Arabamı park edip Halk TV'ye gitmek üzere motora bineceğim. Bu noktada “sensörlü” bir trafik lambası var. Ancak yukarıdan bir araç gelirse ana yola kırmızı yanıyor ve siz de geçebiliyorsunuz. Eğer bu yoldan bir araç gelmezse trafik ışıkları hiç değişmiyor. Dün de tam köşeye geldim, ışık yeşile döndü, arabanın burnunu çıkardım ki soldan, karşı şeride geçmiş bir minübüs hızla geliyor. Frene bile basmadı güçlükle durdum, geçti gitti. Tabii sabah trafiği 15 metre sonra zaten trafik sıkıştı. Önümde gidiyor. Önce hatlı minibüs sanmıştım. Sonra üzerindeki yazıdan bir okul taşıtı olduğunu anladım. Derken Beylerbeyi'ne vardık. Ben otoparka saparken kavşakta kırmızı ışık yandı. Ve bu okul taşıtı oradaki kırmızıya da hiç uymadı ve bastı gitti. İkinci ihlali de üstelik tehlikeli biçimde yapınca buradan yazmaya karar verdim. Hem okul hem de trafik yetkilileri bu densiz şoföre haddini bildirir umarım. O araçta taşıdığı minicik çocukların canlarını bu kadar tehlikeye atmaya hiç hakkı yok. Aracın üzerinde Akad Koleji yazıyordu. Plakası ise 34 M 1252'ydi.
HOŞUMA GİDEN ŞEYLER
YA O ÇOCUKLAR TARİH KİTAPLARINI OKUMAYA BAŞLARSA
Şimdi moda biliyorsunuz TRT dizilerinden tarih öğrenmek. Diriliş ve Abdülhamit dizileri AKP genel başkanı tarafından gençlere tavsiye ediliyor. Erdoğan “Bu dizileri seyredin tarihimizi daha iyi öğrenin” dedi. Diziden tarih öğrenilmez, olsa olsa biraz fikir edinilir. Ama bizdeki eğitimin kalitesi de zaten bu düzeyde. Bilimsel bilgiye ihtiyaç yok. Dün gazetelerde gördüm. Bu dizilerin yönetmenleri mi yoksa yapımcıları mı ne “Bu diziler sayesinde gençlerin tarihe ilgileri arttı” demişler. Güzel bir şey tabii. Bir dizinin gençlerin şuurunu açması ve onları araştırmaya incelemeye teşvik etmesi harika bir gelişme. Ancak endişem şu ki, gençler bu motivasyonla gerçekten inceleme ve araştırmaya başlarsa ve gerçek tarihi öğrenirlerse ne olacak? Çünkü bu diziler genellikle saraydan giden repliklerin kullanıldığı, tarihi gerçeklerin günümüze uyarlanarak halkın beyninde dini motifli algıların oluşturulmasını sağlıyor. Gençler asıl gerçeklerin bunlar olmadığını öğrendiklerinde o dizileri yapanları sopayla kovarlar sonra.
MERAK ETTİĞİM ŞEYLER
BU TUHAFLIKLARIN ALTINDAN NEDEN HEP İMAM HATİPLER ÇIKIYOR?
Artık gün geçmiyor ki birinin küçük çocuklara yönelik taciz tecavüz haberi veya bunları özendiren, koruyan, kollayan garip bir açıklaması gelmesin. En son “Beden eğitimi dersinde eşofman giyen kızların çıplak olduğunu” söyleyen biri çıkmıştı ortaya. Üstelik bunu yazan kişi de öğretmendi. Şimdi bir öğretmenin daha mesajı geldi. O da kendince çocuk yaşta evliliklerin eleştirilmesine karşı çıkıyor ve inanılmaz laflar yazıyor. Bu adam da demiş ki; “Ergenlik çağına ermeyen kızın rahatlıkla sevgilisi olabiliyor ve durum normal karşılanıyor. Ama bu kıza madem bu haltı yiyebiliyorsun evlenebilirsin de dediklerinde her nedense yaşın küçüklüğü ortaya atılıyor hemen. Zina edecek kadar yaşı büyük. Evlenmeye geldi mi yaşı küçük?” Aynı densiz sosyal medyadaki bu mesajına gelen tepkiler üzerine daha beter olan şunu yazıyor; “Burada dikkat edilmesi gereken tek taraflı olunması. Bunu eleştirenler samimi değil. Kürtaj için şuanda kaç yaşında doktora gelenler var haberin var mı M….ciğim?” Kimdir bu adam diye merak ettim. Bir imam hatip lisesinde din ve ahlak öğretmeniymiş. Bakıyorum da bu tür gariplikleri yapanların neredeyse tamamı hep imam hatiplerle ilgili kişiler. Çocuklara taciz bunlarda, tecavüz bunlarda, sözde dini kurallardan söz edilerek küçücük kızlara yönelik sapıklıkların savunulması bunlarda. Ama lafa gelince “İmam hatipten terörist çıkmaz, ahlaksız çıkmaz.” Gerçekten öyle mi? Değil işte. Nitekim kafa kesen, adam yakan dinci teröristler de milli olmayan Boğaziçi mezunu falan değil çoğu Kuran kurslarından geliyor.
ÇOK GÜLDÜM
ASLINDA BAHÇELİ AKP'YE KAZIK ATMIŞ
Müzmin MHP'li bir arkadaşım var. Dünya alt üst olsa o asla değişmiyor. Kafayı takmış bir kere MHP'ye asla değiştirmiyor partisiyle ilgili düşüncelerini. Bahçeli'ye çok “kızıyor” ama “E bırak o zaman” deyince de “Yok artık bütün parti Bahçeli'den ibaret değil ki” deyiveriyor. Arkadaşımın bahane bulmalarına da bayılıyorum aslında. MHP toplumda eleştirilen hangi kararı alsa mutlaka arkasında durur. Hatta 7 Haziran'daki 80 milletvekilinin 1 Kasım'da 40'a düşmesine siyasi bir bahane bulamayınca “Böylesi daha iyi, nerede çokluk orda b…k” demişti. Bahçeli'nin “Cumhurbaşkanı adayımız olmayacak Tayyip Erdoğan'ı destekleyeceğiz” açıklamasından sonda dün bu dostumu aradım. “Seninki partinin kapısına kilit vurdu artık” diye takıldım. Gayet ciddi biçimde “Yooo” dedi “Tam tersine AKP şimdi yandı.” Şaşırarak “O nasıl oluyormuş?” diye sordum. “Nasıl olacağı var mı, Bahçeli'nin bu açıklamasından sonra Güneydoğu bölgesinden bir kişi bile AKP'ye oy vermez. Bahçeli Erdoğan'ı bu taktikle yıkacak” diye devam etti. O an bastım kahkahayı “Yok artık” dedim ama sonra düşündüm de, gerçekten oylarını daha önce AKP'ye vermiş bazı Kürt vatandaşlar üzerinde ters bir etki bırakabilir bu birliktelik.
Can Ataklı: Korkusuz