loading
close
SON DAKİKALAR

Can Ataklı: Komünistler Moskova'ya derken bakın nereye geldik

Can Ataklı
Tarih: 07.01.2018
Köşe: Günlük Yazılar

Can Ataklı: İran'da sokaklardaki protestocular İran'ın Ortadoğu ülkelerindeki faaliyetlerinden rahatsızlar.

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

HER KONUDA KONUŞAN ERDOĞAN BU KONULARDA İSE HİÇ KONUŞMUYOR

Gazetecilerin, tabii günümüzde AKP'nin yetiştirdiği gazetecilerin “soru sorma organları” hiç çalışmıyor. Soruları önceden alıp, sormuş gibi yapıp sonra da verilen cevapları yazmayı gazetecilik sanıyor bu yeni tür gazeteciler. AKP Genel Başkanı alıyor yanına gazetecileri çıkıyor yurtdışı gezisine, dönüp geliyorlar, bu gezide ne olduğunu ancak ertesi gün gidilen ülkelerin medyasından öğreniyoruz. Son Tunus gezisindeki skandalları yazdım biliyorsunuz. O bilgilerin hepsini Tunus ve Fransız gazetelerinde çıkan haberlerden almıştım. Erdoğan'a bu iliştirilmiş gazeteciler soru soramadığı gibi Erdoğan da nedense bazı konularda hiç konuşmuyor. Çok merak ediyorum acaba Erdoğan'ın “cıs” diye baktığı bu konularda yanılıp da bir gazeteci soru sormaya kalkarsa ne olur? Örneğin neredeyse artık attığı her adımda dinden söz eden, yaptığı her şeyi dine bağlayan ve insanları bu açıdan etkilemeye çalışan Erdoğan halkın çok konuştuğu “dinsel” konularda tek satır bile etmiyor. Yine bir yılbaşı geçirdik. Sokaklara salınan garip kıyafetli adamlar kendilerini “tebliğciler” diye tanıtarak “Yılbaşı Hristiyan âdetidir kutlamayın günaha girmeyin” diyorlardı. Acaba Erdoğan'a göre yılbaşını kutlamak günah mı değil mi? Yine nedense hep yılbaşında dincilerin aklına gelen bir konu vardır. Milli Piyango bileti almanın günah olduğunu buradan para çıkarsa bunu harcamanın da haram olduğunu söylerler. Dini konularda çok bilgili olan AKP genel başkanı da Milli Piyango'nun günah ve haram olduğunu mu düşünüyor acaba? Öyle olduğunu düşünmüyorsa neden herkesi azarladığı gibi bunları söyleyenleri de azarlamıyor? Bir felsefe öğretmeni “eşofman giyen kadın çıplaktır” dedi. Yetinmedi “Bunu böyle kabul etmemek için insan ya erkek değildir ya da sapıktır” gibi bir şeyler söyledi. Erdoğan da bir kadının eşofman giydiğinde çıplak kaldığını düşünüyor mudur? 9 yaşındaki kızların eğer büluğa ermişlerse yani halk diliyle adet görmeye başlamışlarsa evlendirilebileceklerini söylüyor Diyanet İşleri Başkanlığı. Tabii diyeceksiniz ki “Diyanet bunu yalanladı, üstelik son cuma namazı hutbesini de bu konuya ayırdı.” Öyle de bu kandırmacadan öte bir şey değil ki. Diyanet yayınlarında bu ifadeler duruyor ayrıca açın bakın son basılan din kültürü kitaplarına, orada da yaş belirtmemekle birlikte büluğ ile birlikte evlenilebileceği açıkça belirtiliyor. Ben AKP genel başkanının bu konudaki bir açıklamasını da duymadım. Kendi küçük kızına cinsel iştah duymasının dine göre günah olup olmadığını soran bir vatandaşa da Diyanet “Merak etme bir şey olmaz” cevabını vermişti. Bu konuda da Erdoğan'dan bir açıklama duymamıştık. Oysa aynı Erdoğan bilmem nerede kendisi hakkında tweet atan sıradan bir vatandaşa bile cevap verebiliyor, konu muhalefet ve hele “CeHaPe” olursa aralıksız konuşuyor da en çok bildiği dini konulardaki bu tür tartışmalara neden girmiyor acaba? Bana göre bu çok tartışılan sözde dini fetvalara Erdoğan da katılıyor. Ancak şu anki konumu ve konjonktür gereği hiç değinmiyor.

ÜZÜLDÜM

KOMÜNİSTLER MOSKOVA'YA DERKEN BAKIN NEREYE GELDİK

İran'da halkın tepkisi dinmiyor. Gerçi rejimin silahlı güçleri, milisleri ve sokağa döktüğü eli sopalı halk göstericilerin karşısına çıktı ve olaylar biraz bastırılmış gibi görünüyor ama ne zaman ne olacağı hiç belli olmaz. İran'da sokaklardaki protestocular İran'ın Ortadoğu ülkelerindeki faaliyetlerinden rahatsızlar. Diyorlar ki “Bizim ne işimiz var Suriye'de, Lübnan'da, Irak'ta, Filistin'de, dünyanın parası harcanıyor, oysa ülkemizde halkımız açlıktan kırılıyor.” Tabii rejim bunu “vatan hainliği” olarak değerlendiriyor. Sokaktaki halk petrol zengini İran'ın yoksulluk ve yolsuzlukla sarmalandığını belirterek “Ülkeyi soyanlardan hesap sorulacak” diye bağırıyor. Ancak bizim içimizi acıtan ve üzen bir sloganları daha var ki işte o çok kötü. Sokaklarda kendi hırsızlarını lanetleyen İranlılar “Hırsızlar Türkiye'ye” diye sloganlar atıyorlar. Yıllar önce bizdeki dinci takım devrimci gençlere taşlı sopalı saldırılar düzenlerken “Komünistler Moskova'ya” diye bağırırlardı. Şimdi onların döneminde bir
başka ülke “Hırsızlar Türkiye'ye” diye bağırıyor. Bundan daha acı bir gelişme olabilir mi?

ÇOK GÜLDÜM

PAZARIN FIKRALARI

Yıldırım Tuna'dan gelen fıkralarla iyi pazarlar dilerim;
Birlikten kuvvet doğar mı?
Bir gün bir derede onlarca kurbağalar vırrak vırrak diye bağırırlarken yukarıdan bir kartal süzülmüş, kurbağalardan birini kapıp götürmüş. Bu olay ondan sonraki günlerde de tekrarlanınca diğer kurbağalar sürekli arkadaşlarını birer birer kaybetmenin üzüntüsüyle tek başına derenin kenarında oturan yaşlı bilge kurbağaya gidip vırrak vırrak diye bağırarak dertlerini anlatmışlar. “Aranızda dayanışmazsanız bu iş böyle gider” demiş yaşlı kurbağa, “Kartalı gördüğünüz anda el ele tutuşup büyük bir daire oluşturun, kartalın hepinizi kaldırmaya gücü yetmez o zaman.” Ertesi gün aynı saatte kartal, vırrak vırrak diye bağrışan kurbağalara doğru süzülmüş. Kurbağalar hemen el ele tutuşmuş. Kartal birini yakalayınca tabii hepsini birden alıp götürmüş gökyüzüne. “Heyyy!” demiş havadaki kurbağalardan biri yaşlı kurbağaya seslenerek, “Hani hepimizi birden götüremezdi?” Yaşlı kurbağa, “Ulan aylardır bütün gün vırrak vırrak bağırıp durarak şu yaşlı halimde kafamı kazana çeviriyordunuz” demiş sinirlenerek, “Ooohh.. Ha şöyle be!. Biraz kafamızı dinleyelim..”
Yasak balık avı
Adam, avlanmanın son derece yasak olduğu, yakalanınca çok yüklü para cezalarının kesin uygulandığı milli parkta , göl kenarında, kucağında kocaman bir balık ile parkın korucusuna yakalanmış. “Avlanma izniniz var mı?..” diye sormuş korucu. “Yok” demiş adam, “ Gerek de yok çünkü bu balığı ben evimde besliyorum.. Her gün buraya gelip gölde bir müddet yüzdürüyorum, ıslık çalıyorum dönüp geliyor, sonra alıp eve götürüyorum.” Korucu “Tamamen palavra. Balıklar bu dediğinizi yapamazlar” demiş. Adam “İnanın bu gerçek efendim..İsterseniz göstereyim” deyince “Tamam..Görelim bakalım” diye yumuşamış korucu. Adam balığı gölün derin sularına bırakmış, balık suda kaybolmuş, aradan birkaç dakika geçmiş, korucu adama dönüp “Evet?” demiş. “Evet ne?” diye sormuş adam. Korucu hiddetli biçimde “Ne zaman geri çağıracaksın?” diye sormuş. “Neyi?” diye sormuş adam bu kez. Korucu “Balığı” deyince adam son derece şaşkın bir surat ifadesiyle “Ne balığı” demiş.
Kurbağa ve Falcısı
Kurbağanın biri gelecekte nelerle karşılaşacağını öğrenmek için telefonla falcısını aramış.“Senin hakkında her şeyi bilmek isteyecek nefis bir kızla tanışacaksın!” demiş falcısı. “Harika yahu” demiş kurbağa “Nerede ve nasıl tanışacağım? Diskoda mı, gece kulübünde mi?” Falcı “Hayır!” demiş, “Önümüzdeki sömestr onun biyoloji dersinde…!”
Erkek ve orgazm taklidi…
– Bir erkek ne zaman orgazm taklidi yapmalıdır?
– Eğer bir rotweiller, hırlayarak bacağına sürtünüyorsa.

KOMİK

BU HAFTANIN AFORİZMALARI

Mizah yazarı İbrahim Ormancı'dan gelen en son aforizmalardan bir demet seçtim sizler için;
Diyanet'e bir şiir yazdım. Çocukları evlendirmeyin. Şeker de yiyebilsinler!

* * *

İnsanımızın tipik özelliğidir. Ya adam sendecilik ya da adam sendeletmecilik.

* * *

70'lik rakı yeni zamlardan sonra 97 lira olmuş. En iyisi bir şişe rakı alacaksın. İçmeden koklayıp sarhoş olmayı deneyeceksin!

* * *

Vatandaş Davut'un karısı yedinci çocuğuna hamile. Doğrucu değil Doğurtucu Davut maşallah.

* * *

Bilmemek ayıp değil. Salağa yatmak ayıp.

* * *

Artık aramızda geyik muhabbeti yerine bildiğin kedi-köpek muhabbeti yapıyoruz ancak birbirimizle.

* * *

Eskiden EYLEM kuşağıydık, şimdi SÖYLEM kuşağı olduk.

* * *

Nazar etme ne olur, nazar boncuğu işine gir, senin de olur.

* * *

Patlıcan bunamaya engel oluyormuş. Peki bunalmama bir çare var mı bildiğiniz?

* * *

Bir kafeste aslan ile aynı kafeste olan erkeğin şansı mı daha çoktur? Yoksa evlilik yıl dönümünü unutan erkeğin mi şansı?

* * *

Sana gitme demeyeceğim. Ama kredi kartlarımı ve cüzdanımı bırak. Lavinya.

* * *

Bilgisayar yaygınlaştıkça kuş beyinli değil, tuş beyinli nesiller yetişiyor.

* * *

Ben sana vezir olamazsın demedim. Diyabet hastasısın , vezir parmağı yiyemezsin dedim.

* * *

Çarşamba'yı sel aldı. Bir yâr sevdim, sosyal medyaya dadandı.

* * *

Deveye hendek atlatamazsın ama; bastırır parayı sınıf atlar hacı.

* * *

Eeee güzellik salonlarına gide gide elbette; kürlerinden doğarsın elbette be kadın.

Can Ataklı: Korkusuz

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları