CHP’de “partiyi bırakmadan” eleştiri ve öneriler
Can Ataklı; Burada hoşuma giden şu; CHP içinde nitelikli bir grup partiden ayrılmadan, dışarıdan eleştiri yağmuruna tutmadan, bir şeyler yapabilmek için kolları sıvıyor. Genel Merkez’in bu kez duyarlı davranacağını ve önerileri hemen elinin tersiyle itmeyeceğini ummak istiyorum.
ÇOK GÜLDÜM
Enflasyon yok fırsatçılar var
İktidar medyası olmak gerçekten çok zor, hepsini anlıyorum.
Her şey kötüye giderken pembe tablo çizmek, olumsuzu olumluya çevirmek maharet isteyen bir iş tabii ki.
İktidar medyası müthiş buluşlarla iktidarı hep haklı çıkarmayı! başardı bugüne kadar.
Örneğin “zam yerine fiyat ayarlaması” demişlerdi.
Komikti bu ama millet yedikten sonra mesele yok tabii.
Döviz yükselişine de güzel bir tanım bulmuşlardı bir ara, “dolarda dalgalanma” demişlerdi.
İşten atma da yoktu iktidar medyasına göre, “yeniden yapılanma” yapılıyordu sadece.
Ama her şeyin bittiği gibi bu akıl dışı yaranma haberlerine başlık veya bahane bulmakta da “deniz bitiyor” işte.
Aslına bakarsanız iktidar medyası için her ayın 3’ü, 4’ü kabus gibi.
Çünkü bu tarihlerde TÜİK enflasyon rakamları açıklıyor.
Gerçi TÜİK’ten yana bir endişe yok.
Çünkü TÜİK ne olursa olsun gerçek rakamları açıklamıyor.
Öyle olunca da rakamlarla oynamak, enflasyonu aslında düşükmüş gibi göstermek, bir takım tarih oyunları ile “bundan sonrası çok güzel olacak” mesajları vermek fazla zor olmuyordu.
İktidar medyası son birkaç ayda giderek sıkıntıya giriyordu.
Artık rakamlarla oynamak, kötüyü iyiymiş gibi göstermek için taklalar atmak o kadar kolay değil.
Şubat ayı enflasyonu açıklandıktan sonra iktidar medyasının artık bahane bulmakta çok mu çok zorlandığı iyice tekrar gözler önüne serildi.
Dünkü Yeni Şafak gazetesi “tamam” diyordu “Enflasyon yükseldi ama sor bakalım neden?”
Dahiyane bir formülle suçluyu bulmuştu gazete.
Haber şöyleydi; “Dolar kuru son dört ayda değer kaybederken fırsatçılar düşüşü fiyatlara yansıtmadığı gibi zam yaptı. Spekülatif fiyat artışları şubatta enflasyonun yüzde 15.61’e çıkmasına neden oldu. Dövizdeki düşüşe karşın kasımdan bu yana sütte yüzde 21, yoğurtta yüzde 19.7, tuzda yüzde 11, tereyağında yüzde 15 artış görüldü.”
Her şey çok güzel ama “ah şu fırsatçılar” yok mu?
Gıda ürünlerine zam yapmışlar da ondanmış enflasyonun yükselmesi, yoksa hükümetimiz o kadar iyiymiş ki enflasyon falan olmayacakmış.
İyi de fırsatçılara geçit vermeyecek olan da bu çok iyi hükümet değil mi?
Bu hükümetin gücü fırsatçılara neden yetmiyor acaba?
Ayrıca gıda mallarını kimler satıyor, ona da baktılar mı acaba?
Bakkaldaki gıda ürünlerine mi zam yapılıyor yoksa zincir markettekilere mi?
Zincir marketlerin sahipleri muhalefetin adamları mı yoksa iktidarın yanındalar mı?
İktidarı iyi göstermek için nasıl şekilden şekle giriyor nasıl da komik oluyorlar değil mi? Ama ne gurur kalmış ne vicdan.
Bu arada Yeni Şafak’ın ilk vakası değil bu.
İki yıl önce 2019’da yine şubat ayında enflasyonun yükselmesini, yine fırsatçılara ve karaborsacılara bağlamışlar.
Şöyle yazmış gazete o zaman da; “Tarladaki mahsülün marketlere ulaşmasına kadar seyreden süreçte doğal afetleri bahane eden fırsatçılar ve karaborsacılar, enflasyonun artmasına sebep oldu. Fiyatlara son 1 ayda uygulanan fahiş zamlar gıda enflasyonunu yüzde 30.9’a çıkarınca, yıllık enflasyon ocak ayında yüzde 20.3’e ulaştı.”
Bu komikliğe gülünür değil mi?
Ama inanın bu rezalete gülmek gelmiyor içimden.
YENİ ÖĞRENDİM
CHP’de “partiyi bırakmadan” eleştiri ve öneriler
Ressam Bedri Baykam, CHP’nin en aktif üyelerinden biri biliyorsunuz. Parti yönetimi tarafından “pek de sevilmemesine” rağmen Bedri Baykam buna hiç aldırmadan gece gündüz çalışır.
Baykam ne zamandır “Sorun parti tüzüğünde, demokratik bir parti tüzüğü olmazsa iktidara yürümemiz mümkün olmaz” diyordu.
Önceki gün aradı ve “Uzun zamandır üzerinde çalıştığımız ‘CHP için Demokratik Dijital Devrim (D3) Tüzük Taslağı’ bitti, cuma günü açıklıyoruz” dedi.
Baykam CHP’nin önemli isimlerinden Ercan Karakaş, Fikri Sağlar, Tolga Yarman, Mustafa Gazalcı, Ömer Faruk Eminağaoğlu ve Tevfik Kızgınkaya’nın da katkı ve katılımlarıyla açıklanacak tüzük taslağı ile ilgili bir çağrı metni hazırladıklarını belirtti.
Bedri Baykam’ın gönderdiği bu “3D Tüzük değişikliği taslağında” öne çıkan unsurları sizlerle de paylaşmak istedim.
– Cumhurbaşkanlığı adaylarının, tüm üyelerin katılımıyla seçilmeleri
– Genel Başkan, Parti Meclisi, Milletvekilleri ve Belediye Başkanları’nın yüzde 3’lük Genel Merkez kontenjanı dışında tüm üyelerle seçilmesi
– Cinsiyet ve gençlik kotaları kapsamına giren üyelerin, seçilebilir noktalardan listeye girmeleri
– Güçlü Genel Sekreterlik kavramı ile beraber, üç Genel Sekreter Yardımcısı’nın alacağı önemli somut sorumluluklar
– İki kere üst üste genel seçimi kaybeden Genel Başkan’ın koltuğunu kaybetmesi ve partinin Olağanüstü Kurultay’a gitmesi
– Tüm üyelere verilecek Akıllı Kartlar ile partinin dijital çağa uyum sağlaması, üyelerin aday seçimlerinde ve her konuda “karar verici” noktaya yükselmesi
Burada hoşuma giden şu; CHP içinde nitelikli bir grup partiden ayrılmadan, dışarıdan eleştiri yağmuruna tutmadan, bir şeyler yapabilmek için kolları sıvıyor.
Genel Merkez’in bu kez duyarlı davranacağını ve önerileri hemen elinin tersiyle itmeyeceğini ummak istiyorum.
DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER
Zor bir dönemde iddialı bir entellektüel dergi
Tele1’in “her derde deva” ismi Funda Ünal “Can Bey dergiyi gördünüz mü?” diye sordu.
Adı; Yeni Ülke.
Aylık fikir dergisi yazıyor köşesinde.
“Hayır görmedim” dedim.
Aldım, sayfalarını çevirdim.
İlk makale Bilsay Kuruç’un kaleminden çıkmış.
Mektup başlığını taşıyor. Genel Yayın Müdürü Bilgütay Hakkı Durna’ya hitaben yazılmış.
Kuruç ,derginin Danışma Kurulu üyesi olarak böyle bir derginin nasıl olması gerektiği konusunda gözlemlerini ile getiriyor.
Derin bir entelektüel birikimle madde madde sıralamış.
Okuyorum, kafamı kaldırdım bir baktım ki Funda Hanım hâlâ karşımda duruyor.
“Kusura bakmayın Bilsay Hoca’nın yazısına kaptırmışım” dedim. Gülümsedi “O zaman destek de olursunuz” dedi.
Derginin çok geniş bir danışma kurulu var. İsimlerini yazamıyorum çünkü çok fazla, buraya sığmaz.
İçinde çok nitelikli yazılar var.
Böyle zor bir dönemde iddialı bir entelektüel dergi çıkarmak gerçekten çok zor bir iş.
Ama sizlerin desteği ile ayakta durması gerek, çünkü bu zamanlarda çok gerekli.
Bİ SORALIM BAKALIM
Sinema ve tiyatrolar neden kapalı?
Pandemi yasakları biraz gevşetildi ama sinema ve tiyatrolardaki yasak hâlâ sürüyor.
Diyeceksiniz ki “kapalı mekanlarda bu tedbirlerin biraz daha sürmesi gerek.”
Bu görüş haklı gibi görünse de bana göre öyle değil.
Çünkü özellikle iktidarın düzenlediği her türlü kapalı salon toplantıları, resmi toplantılar ve törenler aynen devam ediyor.
Sadece birer koltuk boş bırakılarak oturuyor katılımcılar.
Sinema ve tiyatrolar için de bir koltuğu boş bırakma uygulaması yapılabilir.
Ayrıca zaten sinemalarda hafta sonu birkaç seans hariç salonlar hiç tam olmuyor ki.
Çoğu kez boş koltuk uygulamasına bile gerek kalmayacak zaten.
HOŞUMA GİDEN ŞEYLER
Ve nihayet o garip karardan vazgeçildi
Kararda “payım var” diyemem elbette ama medyada konuyu en fazla dillendiren isim olarak sonucun iyi olmasını sevinçle karşıladım.
Nedir?
Hemen yazayım.
İçişleri Bakanlığı dün bir genelge yayınladı.
Bu genelgeye göre yeni kontrollü normalleşme süreci kapsamında düşük, orta ve yüksek risk grubunda bulunan şehirlerde 65 yaş üstü ve 20 yaş altı için uygulanan toplu taşıma araçlarını kullanma kısıtlaması kaldırıldı.
Böylelikle yüksek risk grubunda bulunan İstanbul’da da 4 Mart 2021 itibarıyla yasak kalkmış oldu.
65 yaş üstünde olanlarla 20 yaş altında olanların toplu taşıma araçlarından yararlanamaması pek çok soruna neden oluyordu.
Örneğin yaşlı kişiler “Hastaneye gitmek zorunda olduğumuzda ille taksiye binmek zorunda kalıyoruz, torunlarımızı görmeye gidemiyoruz” diye yakınıyordu.
Küçük çocukların ise yanlarında anne babaları olmalarına rağmen toplu taşıma araçlarına bindirilmemesi benzer sorunlara yol açıyordu.
Konuyu hem gazetede hem de televizyonda defalarca dile getirmiş ve bu “Saçma sapan yasak kalkmalı” diye adeta haykırmıştım.
Şimdi sıra dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan 65 yaş üstü ve 20 yaş altı olanların sokağa sadece 4 saat çıkmalarına izin veren ucube kararın kalkmasında.
ÜYE YORUMLARI
Facebook Yorumları
''3D Tüzük değişikliği taslağı'' nı elinin tersiyle itmeyecek 3D (delikanlı) var mı acaba CHP yönetiminde ?
Can Yücel yaşasaydı söylerdi.
Ülkenin acınacak hallerine rağmen Tayyip'in iktidarda kalmasının esas nedeni Kılıçdaroğlu'dur. O iyi araştırmacı ama liderlik özelliği 0. Kendisi demokrasiye inanmayan ana muhalefet partisi mi bu Ülkeye demokrasi getirecek. CHP'ye oy verenler bu ülkenin en aydın insanları. Ne zamana kadar. Tepeden inme CHP'nin başına getirildiğinde eyvah bu adamla iktidar olunmaz demiştim, maalesef gerçek oldu. Sağ olsunlar Bedri Baykam ve arkadaşlarına sonsuz sevgilerimi sunarım. 76 yaşındayım, ölmeden Ülkemin Tayyip'ten kurtulmasını dört gözle bekliyorum. Saygılarımla.