loading
close
SON DAKİKALAR

Dünyanın en etkili 50 kadınından biri bir gecede değişti!

Can Ataklı
Tarih: 24.03.2018
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: Can Ataklı - Korkusuz

Can Ataklı; Aydın Doğan'ın kızı Doğan Holding'in yönetim kurulu başkanı olarak aynı zamanda bütün medya kuruluşlarının da başıydı. Medya şirketlerinin cirolarıyla dünya sıralamasına girmesi kendisini “en etkili kadın” yapmaya yetiyordu.

DEDİKODU

AYDIN DOĞAN SESİNİ YÜKSELTMİŞ O GECE AMA İŞ İŞTEN GEÇMİŞ ARTIK

Ocak ayının ilk yarısında Ankara'da saray çevrelerinden duyulan bir haber medya dünyasında heyecan yaratmıştı.
Habere göre Aydın Doğan AKP Genel Başkanı Erdoğan'ı sarayında ziyaret etmişti.
Bu ziyareti CNN Ankara temsilcisi Hande Fırat'ın organize ettiği hatta saraya Aydın Doğan'la birlikte gittiği ileri sürülüyordu. Fırat'ın görüşmeye katılıp katılmadığı ise öğrenilememişti.
Odatv saray kulisi olarak bu görüşmede nelerin konuşulduğu yazdı o tarihlerde.
Habere göre görüşmede şunlar konuşulmuş ve karara bağlanmış;
– Aydın Doğan, Tayyip Erdoğan'a Abdullah Gül bağlamında teminat vermiş.
– Doğan Gurubu'nun Gül ile alakasının olmadığını ve olmayacağını söylemiş.
– Abdullah Gül ve siyasi projesine hiçbir şekilde destek verilmeyeceğini taahhüt etmiş.
– FETÖ ve PKK'ya karşı mücadelede hükümetin yüzde yüz yanında olunacağını yinelemiş.
– Aydın Bey enerjide yatırım için Erdoğan'dan destek istemiş.
Bu haber doğal olarak bir süre sonra unutuldu gitti.
Ne zamanki Doğan Grubu'nun Demirören'e satıldığı ortaya çıktı, “o gece” ile ilgili yeni bilgiler de gelmeye başladı.
Ankara'da saraya yakın bir kaynağım “Aydın Bey için de Tayyip Bey için de ilginç bir geceydi” diye anlattı.
Söylediğine göre Aydın Doğan o gece Tayyip Erdoğan'a karşı sesini yükseltmiş. Üzerindeki baskıların kendisini yok etmeye yönelik olduğunu artık buna daha fazla tahammül etmek istemediğini söylemiş.
Saraydaki kaynağım “sesini yükselterek bunları söylemesine söyledi ama iş işten geçti artık, bir fayda sağlamadı” dedi.
Aydın Doğan'ın medyadan artık kesinlikle çekilme kararı bir anlamda o gece verilmiş.
O görüşmeden sonra artık iflah olmayacağını gören Aydın Doğan, satış konusunda teslim bayrağını çekmiş ve gelen teklifi üzerinde fazla düşünmeden kabul etmiş.
Bu nedenle iki gündür “Hürriyet satıldı” diyenlere “yanlış, satılmadı, sattırıldı” diyorum.

KOMİK

DÜNYANIN EN ETKİLİ 50 KADININDAN BİRİ BİR GECEDE DEĞİŞTİ

Henüz bir ay önce Doğan Grubu'nun yayınlarında şöyle bir haber vardı; “Dünyanın küresel eğlence sektöründeki en etkili 50 kadını belirlendi. 50 kadın arasında Türkiye'den sadece Begümhan Doğan Faralyalı var.”
Haberin kaynağı Amerikan Variety Dergisi'ydi. Dergi 2 trilyon dolarlık küresel eğlence sektörünün en etkili 50 kadınını belirlemişti. Türkiye'den bu listeye giren tek kadın Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begümhan Doğan Faralyalı olmuştu.
Aydın Doğan'ın kızı Doğan Holding'in yönetim kurulu başkanı olarak aynı zamanda bütün medya kuruluşlarının da başıydı. Medya şirketlerinin cirolarıyla dünya sıralamasına girmesi kendisini “en etkili kadın” yapmaya yetiyordu.
Oysa şimdi Doğan Grubu satıldı. Begümhan Doğan da bu unvanını kaybetti.
Yerine ise muhtemelen Erdoğan Demirören'in kızı Meltem Demirören oturacak. Meltem Demirören Demirören Holding Yönetim Kurulu Üyesi. Vatan ve Milliyet gazetelerinin başında oturuyor.
Yeni dönemde bütün grubun başında gözükecektir.
Sözün özü şu; dünyanın etkili isimleri arasına girmek işte bu kadar kolay, çıkmak da bu kadar kolay.

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

HER 80 YAŞINI GEÇEN İŞİNİ Mİ TERK EDECEK?

Aydın Doğan'ın yaptığı yazılı açıklama gerçekten çok hazin.
39 yıllık bir medya patronunun finali böyle yapması ister istemez üzücü geliyor bana. Meslek kıdemi benden iki yıl daha az olan Aydın Doğan “sade suya tirit” bir açıklama ile veda etmiş oldu.
Aydın Doğan 80 yaşına geldiğini, bu nedenle artık medyadan kendi arzusuyla çekilmek istediğini yazmış.
Rahmi Koç da 80 yaşını aştı ama örneğin “tamam artık otomotiv sektöründen çekiliyorum” diyor mu, der mi?
Ayrıca her 80 yaşına gelen şirketlerini satıp kendi başına kalacaksa yetiştirdikleri evlatları ne olacak?
Aydın Doğan'ın kızlarının holdingin başka şirketleriyle bağlantısı yoktu. Hepsi de medyanın içindeydi. Baba Doğan bir anda kızlarını da “işsiz” bırakıverdi aslında.
Aydın Doğan'ın “yaşım 80 kendi arzumla gidiyorum” demesi bile nasıl bir baskı altında kaldığının ve ailesini kurtarmak için son hamle olarak şirketlerini sattığının bir kanıtıdır.

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

REKABET KURULU'NUN GÖRÜŞÜ ALINACAK MI?

Türkiye'deki büyük satışlar mutlaka Rekabet Kurulu'nun onayından geçer.
Rekabet Kurulu “anti tekel” yasalarını uygulamak, haksız rekabete yol açacak şirket büyümelerinin önüne geçmek için kuruldu.
Bu kurul bugüne kadar satın almalarla büyümeye çalışan birçok şirketin önüne çıktı ve haksız büyümeleri, dolayısıyla haksız rekabeti önlemeyi başardı.
Rekabet Kurulu medya sektöründe de çok etkili oldu bugüne kadar.
Örneğin Aydın Doğan Star TV'yi satın aldığında Rekabet Kurulu müdahale etti ve “Bu grup TV yayıncılığında tekel niteliğinde bir yapılanmaya ulaştı, sahibi olduğu TV kanallarından  en az birini satmak zorunda” dedi.
Aydın Doğan Star TV'yi Doğuş Grubuna sattı.
Aynı şekilde Vatan Gazetesi'ni aldığında da Rekabet Kurulu kapıya dayandı. “Bu kadar çok sayıda gazete aynı bünyede yer alamaz” dedi. Aydın Doğan da iki gazetesini, Vatan ve Milliyet'i elden çıkarmak zorunda kaldı.
Rekabet Kurulu kararıyla iki gazetesini satmak zorunda kalan Aydın Doğan, Erdoğan Demirören'le anlaşmıştı.
Şimdi aynı durum tersine döndü. Birkaç yıl öncesinde Vatan ve Milliyet Aydın Doğan'ın elindeydi.
Şimdi aynı yayınlar Erdoğan Demirören'in elinde.
Yani Rekabet Kurulu'nun Demirören'e “Aynı anda bu kadar çok yayını içinde bulunduramazsın” demesi gerekiyor.
Herkes “Doğan Grubu satıldı” diyor demesine de bakalım Rekabet Kurulu buna onay verecek mi?
Bu soruyu Twitter üzerinden sordum üç gün önce. Pek çok kişi “Ne rekabet Kurulu, Erdoğan isteyecek de Rekabet Kurulu arıza mı çıkaracak, sen hangi ülkede yaşadığını sanıyorsun” dedi.
Dur bakalım ne olacak?

HOŞUMA GİDEN ŞEYLER

CHP ÜSKÜDAR'DAN ALIŞILMADIK BİR ETKİNLİK

Siyasi parti denince ister istemez akla hep siyaset geliyor. Bu doğru ama bir siyasi parti siyaset belirlerken yaşanan olayların ışığında davranmak ve bunlara göre de planlar yapmak zorundadır.
Hafta içinde CHP Üsküdar İlçe Başkanlığı'ndan çok ilginç bir konferans daveti aldım.
“Bir Çözüm Var” başlığı altında “serebral palsi” yani “beyin felci” konusunda Doçent Doktor Kubilay Beng halkı aydınlatacak.
Sordum, dediler ki “Beyin felci çok önemli ama daha önemlisi halk bu hastalığı pek bilmiyor üstelik buna yakalanan sayısız insan var.”
Bu rahatsızlık fazla bilinmeyince önleminin alınması da gecikiyormuş doğal olarak. CHP Üsküdar İlçe Başkanlığı “bunu bir iyilik hareketi olarak başlatıyoruz” diyor.
Merak edenler için ki bence zaten merak edilmeli, bugün saat 14.00'te Altunizade Kültür Merkezi'nde bu konferansı izleyebilir.

BUNU YAZMAK GEREK

SANKİ 3.90 NORMAL DE 4'TE ENDİŞELENMEYELİM

Dolar tarihinde ilk kez önceki gece 4 lirayı geçti. Sonra tekrar 4 liranın altına indi.
Tekrar 4 lirayı geçer mi? Onu bilemem.
Ama şunu biliyorum, dolar 2 lira seviyesine gelince “endişeye gerek yok” demişti AKP ekonomi kurmayları.
Sonra dolar 3 lira sınırına geldi.
Yine “endişeye gerek yok, ne var bunda” açıklamaları yapmışlardı.
Şimdi 4 lira sınırında.
Sarayın etkili ekonomi danışmanlarından Cemil Ertem “sakın haaa endişelenmeyin” dedi doların 4 lirayı geçip tekrar dönmesi üzerine.
Ertem ayrıca doların 4 liraya çıktığı algısının da yanlış olduğunu belirterek “Piyasalarda gece likit değil. Dolar 4'e çıktı algısı yanlış. 3.85'in üzerindeki çıkışlar oldukça spekülatif çıkışlar. Dalgalı kurda temellere uygun dengeye geleceğiz. Türkiye ekonomisi stagflasyondan çok uzakta. Yılın ikinci yarısında tek haneli enflasyon göreceğiz. Türkiye ekonomisi farklı bir büyüme trendine girdi. Merkez Bankası piyasayı çok iyi takip ediyor ve gereken her şeyi yapıyor, yapacaktır da. Endişeye mahal yok” dedi.
Bu cümleleri tahlil edecek kadar derin ekonomi bilgim yok elbette.
Ama köşeme bunları “kayda geçmesi” için aldım. Bir süre sonra dönüp tekrar bakarız bakalım ne olmuş diye.
Gerçi “ne fark eder?” diyorsunuz değil mi?
Sarayın öteki ekonomi danışmanı Yiğit Bulut da “Doların iki liranın altına ineceğini” ileri sürmüştü. Kimse hesap soruyor mu “bizi niye bu kadar yanılttın” diye? Yok öyle bir şey tabii. Ama biz yine de kayda alalım.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları