Erdoğan Kanal İstanbul’dan da U dönüşü yapmış
Can Ataklı; Ne oldu da Erdoğan Mayıs 2023 seçiminden önce bağırarak söylediği “Çatlasanız da patlasanız da Kanal İstanbul yapılacak” sözünden vazgeçti?
ANALİZ
Fenerbahçe, Saray’ı sarsıyor
Olaylı Trabzonspor- Fenerbahçe maçı ile ilgili herkes konuşuyor.
Ama konuşmayanlar da var.
Başta Türkiye Futbol Federasyonu sanki eli kolu bağlanmış gibi duruyor.
Maçın üzerinden üç gün geçti federasyon hâlâ harekete geçmedi.
“Hakem raporu, gözlemci raporları, polis raporları bekleniyor” diyebilirsiniz.
Elbette bunlar da beklenecektir ama milyonların gözü önünde yaşanan olaylar var, federasyon başkanının sadece “gereken yapılacak” açıklaması yeterli olur mu?
Bunda sanıyorum “hiç konuşmayan” Erdoğan’ın da etkisi var.
Bu federasyon Erdoğan’dan bir talimat gelmedikçe kolunu bile kıpırdatamaz.
Saray ise endişeli bir bekleyişte.
Erdoğan futbolu bugüne kadar “bölgeci” bir zihniyetle yönetti.
Hep seçim ve oy hesabı yaptı.
İstanbul’un büyük takımlarını ise hiç sorun etmedi.
Çünkü şöyle bir gerçek var; Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş kulüpleri ve taraftarları “siyasi açıdan” çok önemli değil. Bu takımların yönetici ve taraftarları bir haksızlığa uğradıklarında siyasi güçlerini kullanmaya asla kalkışmıyor.
Oysa illerin takımları en küçük bir olayda bile hemen siyaseti devreye sokmaya çalışıyor.
Süper Lig’de top koşturan ve iddialı olan il takımları genellikle AKP’nin de oy deposu olan yerler.
Rize, Trabzon, Sivas, Kayseri, Konya’da hem AKP oyları çok fazla, böyle olunca milletvekilleri de çoğunlukta hem de bu kentlerde devletten de büyük destek alan AKP’li belediye başkanları görevde.
Durum böyle olunca bu illerin takımları en küçük bir olayda bile hemen siyasilere koşuyorlar, onlar da iktidara baskı yapıyor.
En çok söylenen söz, “Bu iş halledilmezse buradan oy çıkmaz” oluyor.
Buna karşı İstanbul’un üç büyük ekibi bir haksızlık olduğunda ne İstanbul milletvekillerine koşuyor ne de Ankara’da siyasi baskı yapma olanaklarını araştırıyor.
Ancak bu kez durum biraz farklı.
Fenerbahçe yönetimi siyasi bir arayış içinde olmadan ama siyaseti çok etkileyecek bir karar aldı.
2 Nisan’da toplanacak olağanüstü genel kurulda “Süper ligden çekilme” kararı alınabilir.
Bu Erdoğan’ı çok sıkıntıya sokan bir gelişmedir. Erdoğan tam da seçime 12-13 gün kala beklemediği bir durumla karşılaştı.
Üç büyük kulüp bugüne kadar uğradığı haksızlıkları siyaseten çözmeye hiç kalkmadılar ama bu olayda sadece İstanbul’da değil tüm yurttaki Fenerbahçe taraftarı öfkeye kapılarak bunu oy tercihine de yansıtabilir.
Nitekim sosyal medyadaki taraftar grupları “ligden çekilme” kararını hararetle desteklemeye başladılar bile.
Eğer futbol federasyonu seçimlerden önce Trabzon’a Fenerbahçeli olan olmayan herkesi tatmin edecek bir ceza vermezse/veremezse seçime birkaç gün kala özellikle Fenerbahçe taraftarları arasında “Oy yok” kampanyası başlayabilir.
Fenerbahçe’nin böyle bir kampanyaya başlaması il takımlarının siyasi baskısına benzemez. Aldığım bazı duyumlara göre Saray’ın etkili bazı isimleri Fenerbahçe yönetimine “Ligden çekilme kararını bir daha düşünmeleri” konusunda telkinler yapıyormuş.
BUNU YAZMAK GEREK
Yandaş medya ne yapacağını şaşırdı
Fenerbahçe’nin “ligden çekilme” düşüncesi Saray medyasını da şaşkınlığa itti.
Bugüne kadar il takımlarının kaprislerini ve siyasi baskılarını görmezden gelen, orta yolu tercih eden yandaş medya bu kez ne yapacağını bilemiyor.
Bir tarafta maçta yaşanan dehşet olaylar ve bunların sorumluları, diğer tarafta ise Fenerbahçe’nin ortaya bomba gibi düşen “ligden çekilme” ihtimali var.
Yandaş medya seçime giderken böyle durumun ortaya çıkmasının iktidara zarar vereceğini görüyor buna karşı Fenerbahçe’ye karşı cephe almayı da göze alamıyor.
Çünkü konu sadece Fenerbahçe değil, İstanbul’un diğer büyük kulüpleri Galatasaray ve Beşiktaş bu olayda Fenerbahçe’nin yanında yer alabilir.
Durum bu olunca yandaş medya, federasyona yönelik eleştiri yapmak yerine futbol deyimiyle top çevirmeye çalışıyor ve Fenerbahçe’nin ligden çekilmesi halinde neler olabileceğini sadece spor açısından didikliyor.
Neymiş Fenerbahçe maçlara çıkmazsa bir alt lige düşermiş, elindeki yabancı futbolcuları oynatamazmış, çıkmadığı maçların tazminatını ödermiş, Avrupa’ya gidemezmiş, maçları yayınlayan kuruluş yeniden sözleşme ister ve Fenerbahçe’den de yüklü tazminat talep edermiş falan filan.
Fenerbahçe yönetimi “böyle bir karar alabiliriz” derken sanki bunları hesaplamadı mı?
MERAK ETTİĞİM ŞEYLER
Bütün dert yumruk atan Fenerbahçeli futbolcular mı?
Futbol federasyonu ortada yok, üç gün geçmesine rağmen Trabzonspor’a verilecek ceza ile ilgili hiçbir gelişme yaşanmadı ancak bugüne kadar futbolda bölgecilik ve siyasi baskı yapmayı adet haline getirenler şaşırtıcı biçimde üste çıkmaya çalışıyor.
Trabzon’da yaşananlara kulüp yönetimi bile sessiz kalırken ortaya AKP’li belediye başkan adayı çıktı ve Fenerbahçe’yi suçlamaya kalktı.
AKP Trabzon Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ahmet Metin Genç, bir basın toplantısı düzenleyerek sahada yaşananları bir kenara bırakıp holiganlara karşı kendilerini savunan ve kavgaya karışan Fenerbahçeli futbolcuları suçladı.
“Sahaya yabancı madde atan, şiddet yapan bizim tarafımızdan da varsa cezasını çekecek zaten” diyen AKP’li aday bakın daha sonra ne dedi;
“Ama aynı soruşturma o sahada yerdeyken, ona tekme vuran Fenerbahçeli futbolculara da yapılacak. Biz bunu talep ediyoruz. İş hakkaniyetle soruşturulsun, ona göre hareket edilsin. Bir tane provakatif diyelim girdi sahaya. Sana gelip vurmamış ki… Çullanmışsın üzerine dövüyorsun ve yerdeyken tekme atıyorsun. Bütün bunların soruşturulması lazım.”
Elbette yerde yatana tekme atan futbolcu varsa o da saptanır ve gerekirse cezalandırılır.
Ancak futbol tarihimizde görülmemiş bir skandalı tamamen tersine çevirmeye çalışmak ve bunu yaklaşan seçimler için malzeme yapmak isteyenler bedelini çok ağır öder, bunu da söylemek gerek.
DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER
Erdoğan Kanal İstanbul’dan da U dönüşü yapmış
Öyle anlaşılıyor ki Murat Kurum’un da yüksek bir özgüveni var.
AKP’li bütün siyasetçilerin aksine muhalif kanala çıktı önceki gece.
Karşısındaki muhalif gazetecilerin hayli sıkıştıran sorularına da cevap verdi.
Yeterli olup olmadığı ayrı konu ama böyle bir programa katılması bence takdir edilecek bir gelişme.
Kurum bu programda bir kere daha Kanal İstanbul’un kent için öncelikli bir mesele olmadığını söyledi.
Ama bir şey daha söyledi.
Bir gazetecinin, “Eğer seçilirseniz ve Erdoğan sizden Kanal İstanbul’u başlatmanızı isterse, aynı şeyi ona da söyler misiniz?” sorusuna Murat Kurum “Tabi ki” dedikten sonra ekledi, “Çok net söylüyorum bu kadar sıkıntı varken Kanal İstanbul’u gündemimize alamayız. Sayın Cumhurbaşkanımız milletimizin öncelikleri doğrultusunda hareket eder.”
Demek ki Erdoğan da Kanal İstanbul konusunda ısrarcı değil, hatta projeyi bir kenara atmış bile, aksi takdirde Kurum bu sözleri söyleyemez, onun icazetini almış belli ki.
Özgüveni yüksek dediysem o kadar da değil yani.
Ama bu açıklamadan Erdoğan’ın bu konuda da U dönüşü yaptığı anlaşılıyor.
Peki neden?
Ne oldu da Erdoğan Mayıs 2023 seçiminden önce bağırarak söylediği “Çatlasanız da patlasanız da Kanal İstanbul yapılacak” sözünden vazgeçti?
Gerçi U dönümlerine çok alıştık ama Kanal İstanbul üzerine koparılan fırtınalar ve sağlanan milyarca dolarlık rantlar ne olacak, hakkı yenen on binlerce insanın hakları nasıl ödenecek?
Bİ SORALIM BAKALIM
Merkez Bankası bugün faizi artıracak
Merkez Bankası bugün toplanarak faizlerin durumu hakkında karar verecek.
Piyasa beklenti anketlerine göre Merkez Bankası’nın faizi bu ay artırmayacağı ve seçim sonucunu bekleyeceği tahmin ediliyor.
Oysa yabacı bankalar ve finans kuruluşları kesinlikle faiz artışı yapılması gerektiğini söylüyorlar.
Fitch’in not artırmasında bile bu nokta çok etkili oldu, bu biliniyor.
Ancak gözlediğim kadarıyla Erdoğan, seçimden önce bir kez daha faiz artırımına izin vermek istemiyor.
Aynı şekilde doların da daha fazla artmaması isteniyor bu nedenle Merkez Bankası kasayı sıfırlama pahasına doları tutmak için satış yapıyor.
Erdoğan kendi tabanının ekonomi konusunda bilgisiz olduğunu ve konuyu faiz/dolar artışı ile değerlendirdiğini biliyor.
Böyle olunca da bu ikisini en azından seçime kadar oldukları yerde tutmayı lehine görüyor.
Yeri gelmişken bir kere daha sorayım.
Erdoğan ekonomiyi batıran teorisinden artık vazgeçti ama hâlâ bunun sebebini açıklamadı.
En azından, “Ben iktidarda olduğum sürece artık faiz asla artmayacak” demesinden sonra faizin yüzde 8’den 45’e neden çıktığını açıklaması gerekmiyor mu?
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları