Can Ataklı; Önemli olan kimlikleri değil, bu isimlerin Erdoğan’a yakın olmaları.
ANALİZ
Seçimlere 4 gün kala korkunç ifşaatlar duyuyoruz.
Önce Muhammed Yakut isimli biri çıktı ortaya, inanılmaz iddialarda bulundu.
Milyonlar izledi bu kişinin yaptığı konuşmaları.
Ama asıl bombayı Yeşildağ ailesinin en küçük ferdi Ali Yeşildağ patlattı.
Kamuoyu bu aileden en çok Hasan Yeşildağ’ı tanıyordu.
Bu kişi Erdoğan hapse girdiği sırada, ona yardım etmek için savcılarla anlaşarak uydurma bir suçla hapse giren ve Erdoğan için hapishanede hazırlık yapan kişi.
Şu sıralar muteber iş insanı, bir medya patronu olarak anılıyor.
Geçmişi çok temiz değil ama Erdoğan’a yakınlığından ötürü kimse bu durumunu dilden dudağa getiremiyor.
Şimdi ise işler değişti, Ali Yeşildağ muhtemelen aile içinde bir kenara itildiğine, haksızlığa uğradığına inanarak bildiklerini çok sade ve sakin bir dille sanki odadaki iki arkadaş sohbet ediyormuş gibi anlatıyor.
Neler söylemiyor ki?
Sadece birkaç başlık vereyim;
Erdoğan, Antalya Havalimanı ihalesinden 1 milyar dolar rüşvet aldı.
Tarım Bakanı Mehdi Eker ile bakanlığı birlikte soyduk.
Mehdi Eker, AB fonundan gelen 3.5 milyar doları iç etti.
Ben çocukken, abilerim terör oylarında patlatılan bombaları polis şüphelenmez düşüncesiyle bana taşıtırdı.
1 Mayıs’ta patlayan bomba bizim işimizdi.
Abim Hasan, Robert Koleji’nin arkasındaki bir evin dairesinde Erdoğan’ın kardeşi Mustafa’ya kadın getirirdi.
Bunu öğrenen Bilal Erdoğan, bir gün Mustafa’yı dövdü.
Mustafa’yı Tayyip Abi de birkaç kere dövdü; çünkü Mustafa, Erdoğan’a gönderilen para dolu çantalardan para çalardı.
Kuruçeşme’deki bir arazi işini hallettik, Tayyip Abi’ye 10 milyon dolar düştü.
İş adamları Tayyip Abi’nin Cuma namazı programını yanındaki polislerden öğrenir, camiye koşar, iş bitirmeler camide yapılır.
Mustafa Erdoğan dünyanın en yavşak adamıdır, bitirmediği iş yoktur.
En çok inşaat alan firmalardan Yapı-Yapı Holding’in yüzde 50 ortağı Bilal Erdoğan’dır.
Balmumcu’daki askeriyenin dikimevi arazisinin işini biz bitirdik, buradan 50 milyon dolar indirildi.
İsviçre’de yaşanan birinin alacağına karşılık zengin bir ismin çocuğunu kaçırdık, üç milyon dolar aldık.
Süreyya Yalçın’ı kaçırmak için plan yaptık, son anda vazgeçtik.
Fatih Erbakan’ı kaçıracaktık, babasına hürmetten vazgeçtik.
AKP Sözcüsü Ömer Çelik, LGBT’dir.
Erdoğan’ın Özel Kalemi Hasan Dağlı, LGBT’dir.
Daha ne iddialar var Ali Yeşildağ’ın açıklamalarında.
Yeşildağ seçime kadar pek çok şey anlatacağını söylüyor.
Siz bu yazıyı okurken muhtemelen Yeşildağ’ın yeni videosu yayınlanmış olacak.
Bu iddialar doğru mu?
Bilemem.
Ama şunu biliyorum ve canım çok sıkılıyor.
Yeşildağ ailesi öyle eski, güçlü bir aile değil.
Bütün zenginlikleri mafya usulleri ile kazanılmış.
Eğitimleri hiç yok.
Buna karşı bu kişiler Türkiye’yi tek başına yöneten ismin yanında durabiliyorlar, birlikte iş yapabiliyorlar.
Bütün iddiaların yanında, sadece bu bile Türkiye’nin hale getirildiğini göstermiyor mu?
YENİ ÖĞRENDİM
Anadolu’nun bir beldesinde öğretmenlik yapan bir tanıdığım var.
Önceki gün aradı.
“Can Abi, bu AKP’nin ne çok parası var böyle” dedi.
“Ne oldu, tabii biliyorum da nereden çıktı şimdi bu?” diye sordum.
“Can Abi” diye başladı söze “Derslerden sonra ara sıra takıldığım bir kahve var, dikkat ettim hep aHaber açık” diye devam ettikten sonra anlattı;
“Kahveciyi biliyorum, öyle AKP’li falan değil, dün sordum, neden hep aHaber’in açık olduğunu. Birileri gelmiş, ‘Seçime kadar sadece aHaber’i açık tutarsan gün başına bin lira vereceğiz’ demişler.
Kahveci ‘Böyle tatlı parayı nereden bulayım’ diye sordu.”
10 günlük bir anlaşmaymış.
10 bin lira tutar.
AKP’de para çok, acaba kaç kahve ile böyle anlaşma yapmışlardır.
Öğretmen tanıdığım “Bütün çevre köylerde yapmışlar bunu” dedi.
Peki neden aHaber?
Cevabı basit.
Bu kanal, 24 saat boyunca sadece Erdoğan propagandası yapıyor. Muhalefeti en iğrenç yalanlarla suçluyor, muhalefette olan her ismi karalıyor, çamur atıyor, ülke gerçeklerinden, ekonomiden, halkın geçim sıkıntısından, hırsızlıklardan, yolsuzluklardan tek satır edilmiyor.
Bir tür beyin yıkama aracı olarak kullanılıyor.
Böyle bir seçimde 15-20 milyonu da böyle harcamasının kendilerine bir zararı yok tabii.
ŞAŞIRDIM
Gazeteciliğe başladığım yıldan bu yana, (şaka bir yana, 47 yıl olmuş) hep “Prens Charles” olarak tanıdığımız kişi nihayet “kral” unvanına kavuştu, tacını taktı.
Garip bir taç giyme töreniydi.
Bin yıllık gelenek uygulandı gerçi ama kıyafetler, ritüeller, hareketler bugün için çok komikti.
Sanıyorum “Kral Charles” da bu durumdan pek mutlu değildi tören boyunca neredeyse gülümsemedi bile.
Bu konu elbette İngiliz halkının sorunu, ama törenin ağır dini bölümünü görünce ister istemez “Yahu bu Charles, Müslüman olmamış mıydı?” diye sordum.
Öyle ya, yıllarca bu millet “Kraliçenin oğlu hak dinini buldu, Müslüman oldu” propagandası ile kendini kandırmamış mıydı?
Kral olmasa belki hala milyonlarca kişi Charles’ın Müslüman olduğunu zannedecekti.
Kimileri “Yok canım, Müslüman oldu ama korktuğu için bunu açıklayamıyor” diyor mudur acaba?
BUNU YAZMAK GEREK
Erzurum’da yaşananlar görüldüğü kadarıyla AKP içinde de fırtına kopardı.
Biraz aklı başında olanlar, “Bu iş asıl bize zarar veriyor, milleti korkutuyoruz, muhalefetin oyları kenetlenir” görüşünde.
Ama büyük çoğunluk hâlâ, “Taş atmayı İmamoğlu başlattı, miting için izin verilmeyen yere girmeye çalıştı halkı tahrik etti” türü saçmalıkları söylemeye devam ediyor.
Tam da Erzurum olaylarının yaşandığı gün 37’inci ölüm yıldönümünde andığımız büyük edebiyat ustası Haldun Taner’in bir sözü geldi aklıma.
Aynen şöyle demiş Haldun Taner: Dünyada hiçbir şey, karşısındakini kandırdığını sanan bir budalanın sevinci kadar komik değildir.
Nokta.
KOMİK
Seçime doğru iktidarın “Türkiye süper ülke, ekonomimiz şahane, dünyanın en güçlü bütçesi bizde” söylemleri güç kazandı.
Dünyada ne olup bittiğini hiç bilmeyen milyonlarca insan bu beyin yıkama fırtınasının esiri oluyor ister istemez.
Avrupa’da ve ABD’de aşırı pahalılık olduğunu, marketlerde rafların boş olduğunu, sokaklarda aç ve işsiz insanlar dolaştığını sanıyorlar.
Bir de yabancı ülkelerde yaşayan Türk vatandaşlarının Türkiye’ye geldiklerinde, “Türkiye cennet, biz domatesi, patatesi sizden pahalıya yiyoruz, üstelik bulamıyoruz” laflarına da bayılıyorlar.
Bazıları da “Niye şikayet ediyorsunuz, bizde de fiyatlar böyle” demiyorlar mı?
Peki o halde, gelin fiyatları aynı olan ürünlerle gelirleri karşılaştıralım.
Acaba uyuyanlar uyanır mı?
Patates; Almanya’da da 20
Türkiye’de de 20
Soğan; Almanya’da da 30
Türkiye’de de 30
Biber; Almanya’da da 70
Türkiye’de de 70
Peynir; Almanya’da da 250
Türkiye’de de 250
Ortalama maaş
Almanya’da 60 bin
Türkiye’de 15 bin
Sonuç: Almanya bizi kıskanıyor, dış güçlerin oyununa gelmeyin.
KOMİK
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları
