Evlere gelen faturalardaki 'birim fiyatlar' da keyfe göre belirlenmiş
Can Ataklı; Bu kafadan sallama hesaplar, faturalar sadece bana yapılmıyor bu ülkede 32 milyon eve benzer faturalar gönderildi. Birileri bu “kafadan sallama” elektrik faturalandırma işine müdahale etmeli.
OKURDAN MESAJ
Elektrikte “kafadan atma” yöntemi
Elektrik faturaları tüm Türkiye’de can yakıyor.
AKP’nin en güçlü olduğu yerlerde bile insanlar ellerinde elektrik faturaları sokağa dökülüyor ve iktidarı protesto ediyor.
Peki, ne oldu da millet birden ayaklandı böyle?
Cevabı çok basit, elektrik ve doğalgaza orantısız zam yapıldı.
İkincisi kademeli fiyat adı altında tam bir soygun düzeni kuruldu.
Üçüncüsü işyerlerine yapılan zamlar daha da korkunç; esnaf, üretici, sanayici çalışamaz hale getirildi.
Bu köşenin diğer okurları tarafından da iyi tanınan Semih Kalkanoğlu bu durumu aritmetiksel biçimde anlatan bir mesaj göndermiş.
Çok iyi bir elektrik mühendisi olan Kalkanoğlu’nun yazısını sizlere sunuyorum.
Son derece aydınlatıcı ve bilgilendirici bir yazı;
Sevgili Can Bey;
Türkiye’de tepeden tırnağa artık her şey “kafadan atılarak” götürülüyor.
Dünyada hiç bir ülkede olmayacak biçimde konutlarda, işyerlerinde, sanayi tesislerinde halkın vergileriyle inşa edilen elektrik üretim tesislerinde üretilen elektrik enerjisi, bu ülkeyi yönettiğini düşünen insanlar tarafından, yandaşlarına peşkeş çekilen (bunların sayısı 26’dır) mantar şirketler tarafından, canlarının istediği biçimde, kafalarından ne esiyorsa, halkın sırtına “acımasızca” bindiriliyor.
Asıl amaç ve hedef; halkı dibine kadar ezmek, yoksullaştırmak.
Aralarında Türkiye’nin de olduğu 36 üye devletin oluşturduğu İktisadi İşbirliği ve Gelişme Teşkilatı’nda(OECD) ortalama elektrik kilovat saat bedeli 4 cent/Euro’dur.
Yani, Türkiye’de 7 Şubat 2022 tarihi itibariyle 1 Euro 15.54 TL olduğuna göre 4 cent / Euro 62.16 kuruş. (Almanya’da asgari ücret 1621 Euro)
Türkiye’de bir kamu kuruluşu olan Elektrik Üretim A.Ş’nin (EÜAŞ) şirketlere sattığı 1 kWh elektriğin toptan fiyatı 1 Ocak 2022 tarihi itibariyle 23.76 kuruştan 31.86 kuruşa çıktı. Zam oranı yüzde 34.1. Şirketler ise bu elektriği sanayiye yüzde 129 zamla 175.7 kuruşa, ticarethanelere yüzde 125 zamla 273.95 kuruşa, vatandaşa ise 150 kWh altındakilere (Cumhurbaşkanı’nın müdahalesi ile bu tüketim 210 kWh’e yükseltildi) yüzde 50 zamla 137 kuruşa, 150 (son duruma göre 210) kWh üzerini ise yüzde 125 zamla 206 kuruşa satacak. Haliyle özel şirketler, kamu kurumunun satış fiyatının üzerine 6.5 kata kadar zam koyup tüketiciye ulaştırıyor.
Bu yandaş şirketler vatandaşa elektriğin kWh bedelini 210 kWh’a kadar 1.37 TL’ndan; 210 kWh saati aşan tüketimlerde 2.06 TL’ndan satmaktadırlar.
Elbette bu yandaş şirketler Cumhurbaşkanımızın “onayı” olmadan bunu yapamazlar.
Olması gereken ise (Elektrik Mühendisleri Odası’nın açıklamasına göre) normalde 3 kişilik bir aile bir ayda asgari 230 kWh enerji tüketir.
Ve de “kademeli” kazığın uygulamadan kaldırılması gerekir.
Devlet bu ülkede yıllık enflasyonu yüzde 48.69 açıklıyorsa, elektriğin kWh bedeli de olsa olsa 32.- kuruş x yüzde 100 = 64.- kuruş + yüzde 25 genel gider ve kazanç olarak hesaplanan azami değer olmalıdır. Bu da 80 kuruş yapar.
Türkiye’de 32 milyon hane var.
Bu “kafadan sallama” fiyatlardan etkilenmeyen tek bir aile yok.
DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER
Evlere gelen faturalardaki “birim fiyatlar” da keyfe göre belirlenmiş
Elektrik Mühendisi Semih Kalkanoğlu kendi elektrik faturasında oynanan oyunu da fark ettiğini belirterek evlere gönderilen faturalarda da aynı “kafadan atma yönteminin” uygulandığı söylüyor.
Kalkanoğlu kendisine gelen iki faturayı bakın nasıl anlatmış;
7 Aralık 2021 ilk okuma – 10 Ocak 2022 son okuma; 34 günde 262.982 kWh tüketim göstermişler.
170 kWh “Düşük Kademe” demişler. (!) 0.85 TL birim fiyat yazmışlar.
92.982 kWh “Yüksek Kademe” demişler (!) ve 1.015465 TL birim fiyat yazmışlar.
Halbuki “Yüksek Kademe” 1-10 Ocak 2022 tarihleri arasındaki tüketim olması gerekiyor. Bu 10 günlük rakamı kim ölçmüş?
5 Şubat 2022 günü gelen son faturada; 26 günde 190.944 kWh tüketim göstermişler.
182 kWh (!) “Düşük Kademe” diyerek 1.124066 TL birim fiyat yazmışlar. Ve de (!)
8.944 kWh “Yüksek Kademe” diyerek 1.677102 TL birim fiyattan 15 TL yazmışlar.
Peki hani Cumhurbaşkanımız “Düşük kademe” miktarını 210 kWh açıklamıştı?
Görüldüğü gibi zaten toplam tüketimimiz 190.944 kWh. Yani “Düşük Kademe” içinde kalmışız. Peki, neden “kafadan sallama” Yüksek Kademe uygulanmış?
Halbuki faturanın 190.944 kWh x 1.37 TL = 261.59328 TL olması gerekmiyor mu?
Bu kafadan sallama hesaplar, faturalar sadece bana yapılmıyor bu ülkede 32 milyon eve benzer faturalar gönderildi.
Birileri bu “kafadan sallama” elektrik faturalandırma işine müdahale etmeli.
CANIMI SIKAN ŞEYLER
Hem densiz hem korkaklar
Adam Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı.
Partilileriyle yaptığı bir toplantıda mikrofonu eline alıp çıkıyor sahneye ve aynen şunları söylüyor;
“Türkiye; Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, hem bölgesinde, yakın coğrafyasında, uzak coğrafyasında oyun kurmaya, kurulan oyunları da bozmaya başladı. 2023’te bunun duruşması olacak. 100 yıllık hesaplaşma olacak. İşte o gün 100 yıllık hesaplaşmada cumhurbaşkanımızın yanında olacak mısınız?”
Sözler çok açık değil mi?
Bu başkan, “100 yıllık hesaplaşma olacak” diyor.
Aklınıza ne gelir?
Tepkiler üzerine hemen geri vitese takıyor.
“Ben öyle demedim, çarpıttılar” edebiyatı devreye giriyor.
Diyor ki “Bu ifadeleri çarpıtanlar için kullanılabilecek kötü niyet yakıştırması bile kifayet etmez. Türkiye Cumhuriyeti gözbebeğimizdir. Her birimiz Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla 100. yılında onu taçlandırmak için mücadele veriyoruz. Tekrarlanan darbelerle, 15 Temmuz kalkışmasıyla, teröre verilen desteklerle, Türkiye’yi muasır medeniyetler seviyesine çıkma mücadelesinden alıkoymak için mücadele eden Sevr heveslilerini ve onlarla beraber çalışanları da çok çok iyi biliyoruz. Bizim 100 yıllık hesabımız onlarladır.”
Neye çok canım sıkılıyor biliyor musunuz?
Bu tür hem densiz hem de korkak.
Meydanı boş bulunca çıkıp üstü kapalı da olsa Atatürk’e Cumhuriyet’e saydırıyorlar, tepkiyi görünce de süt dökmüş kuzu gibi oluyor bir de “Gözünün çapağını yiyeyim ağbi” moduna gidiyorlar.
Madem bu kadar korkacaksın ne diye iri iri konuşursun yahu?
DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER
Bahçeli pimi çekilmiş el bombasını ortaya bıraktı
Bazen “Bahçeli yine bir şey yapar” sözünü siz de duyuyorsunuzdur.
Özellikle son zamanlarda Bahçeli’nin aslında bu iktidardan rahatsız olduğunu ve her an bir şey yaparak ortalığı karıştıracağına inananların sayısı hayli fazla.
İşte Bahçeli bu böyle düşünenleri haklı çıkarırcasına yine çok tuhaf bir söyleme imza attı.
Bahçeli hafta sonunda Kızılcahamam’da partisinin toplantılarına başkanlık etti.
Burada partililerle konuşan Bahçeli’nin cumhurbaşkanı adaylarının Erdoğan olduğunu yinelediği öğrenildi.
Bahçeli’nin ayrıca “Erdoğan anayasa tekrar aday olamaz” iddialarına da şiddetle karşı çıktığı ve şunları söylediği belirtiliyor.
“Sayın Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk Cumhurbaşkanı’dır. Ve tekrar aday olmasının önünde de herhangi bir engel bulunmamaktadır. Şayet bu tartışma genişletilip, Sabih Kanadoğlu ve buna benzer kuşkulu isimler ortamı germeye kalkışırlarsa üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmekten kaçınmayız, çekinmeyiz, geri durmayız. Nitekim Cumhurbaşkanı’nın en az üç dönem seçilebilmesi amacıyla gerekli yasal düzenlemenin yapılmasına var gücümüzle çalışır, bunu da başarırız. Hiç kimse bulanık suda balık avlamasın, kutuplaşmadan rant devşirmenin hevesine kapılmasın, Sayın Erdoğan’ın önünü keseceğini zannetmesin, ham hayal peşinde de koşmasın.”
Kısacası bahçeli diyor ki “Erdoğan yine aday olabilir, velev ki olamayacağı anlaşılırsa hemen anayasa değişikliğine gider onun aday olmasını sağlarız.”
Bahçeli özellikle bu konudaki bir anayasa değişikliği için yeterli sayıyı nereden bulacak tabii ki merak konusu ama benim gözlediğim şu;
MHP Genel Başkanı, muhalefetin bir türlü dile getirmediği, hatta Kılıçdaroğlu’nun “aday olabilir” dediği bir ortamda Erdoğan’ın bir daha aday olup olamayacağı konusunu tartışmaya açıyor. Bir anlamda pimini çektiği “cumhurbaşkanlığı el bombasını” ortalık yerde bırakıyor. Bahçeli yine Bahçeli olduğunu kanıtlıyor adeta.
Bakalım muhalefet bu konuyu tartışmaktan hâlâ kaçacak mı?
KAFAMI BOZAN ŞEYLER
Kendilerine olunca nasıl da şahinleşiyorlar
Biliyorsunuz Erdoğan ve eşi koronaya yakalandıklarını açıkladılar.
Twitter üzerinden yapılan bu açıklamanın altına kimileri hoş karşılanması mümkün olmayan mesajlar yazdılar.
Bunlar suç muydu?
Değildi elbette. Ahlaken kabul edilemeyecek nitelikteydi.
Tabii haddini iyice aşanlar da olmuş olabilir.
Bu mesajlar üzerine savcılıkları harekete geçirdiler.
Birçok yerde savcılar mesaj yazanları evlerinden aldırdı, hemen soruşturmalar başlatıldı.
Nedense söz konusu AKP genel başkanı olunca her şey yapılabiliyor.
Oysa aynı savcılar kürsüye bir çocuk çıkarılması ve bu çocuğa “Bay Kemal haindir, hain” dedirtilmesi karşısında kıllarını bile kıpırdatmadılar.
Erdoğan’ı rahatsız edecek türde tweet atanlardan biri de milli yüzücümüz Derya Büyükuncu imiş.
Savcılık hemen onun hakkında da soruşturma açmış.
Ama daha da cevval davranan Spor Bakanı, milli yüzücümüze “ömür boyu hak mahrumiyeti cezası” vermiş.
Bunu yapabilmek için de yönetmelikte bir madde bulmuşlar.
Neymiş; Türkiye Yüzme Federasyonu Disiplin Talimatının 34. maddesinin 2. Fıkrası buna izin veriyormuş.
Kendilerine yönelik bir şey olunca nasıl da şahinleşiyorlar.
Ama bu şahinlere şunu söyleyeyim: Türkiye’ye sayısız altın madalya kazandırmış bir yüzücünün yazdıklarını belki ayıplayabilirsiniz ama böyle bir milli sporcuya bu muameleyi yapmaya da hiçbir bakanın hakkı yok.
Bizzat Erdoğan tarafından seçilip o makama oturtturulan bu bakan yarın hayatımızda hiç olmayacak, unutup gideceğiz, ama çok başarılı bir sporcu olan Derya Büyükuncu nesiller boyu adını yaşatacak.
Sizin gibiler onu “ömür boyu hak mahrumiyetine” mahkum etse bile Büyükuncu’nun kazandığı madalyaları da silecek haliniz yok ya.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları