Can Ataklı; Çünkü resim ve heykel eğitimsiz, cahil kesimlerde putlaştırılabilir ve din amacından sapabilir. Endişe budur...
Yıllardır anlatıyoruz.
Fikir özgürlüğü ile inanç özgürlüğü aynı şey değildir.
Fikir özgürlüğünün olmazsa olmazlarından biri inanç özgürlüğüdür.
Oysa inanç özgürlüğü içinde fikir özgürlüğünü barındırmaz.
Çünkü fikirler tartışılabilir, geliştirilebilir, değiştirilebilir tamamen unutulabilir.
Buna karşı inançlar tartışılamaz, geliştirilemez ve asla değiştirilemez.
Paris olayından sonra iktidarın dışta içine düştüğü açmazı içerde avantaja çevirme çabasına destek veren yandaşlar ortaya “fikir özgürlüğü” tartışması attılar.
“Peygamberin karikatürünün çizilmesi fikir özgürlüğü olamaz” diyorlar.
Fikir özgürlüğünü bilmedikleri için “inançlara saygı” ile “fikir özgürlüğünü” birbirine karıştırıyorlar.
Bir peygamberi eleştirel biçimde karikatürize etmek, dinle alay etmek toplumlarda iyi bir etki bırakmasa da fikir özgürlüğü kapsamındadır.
İşin içinde hakaret olması konunun fikir özgürlüğü açısından değil, hukuksal olarak tartışılmasını gerektirir.
Öncelikle Türkiye’de yaşayan ve kendini Müslüman olarak tanımlayanların bilmesi gereken bir noktayı hatırlatmak istiyorum.
İster Charlie Hedbo ister bir başka mizah dergisi olsun, sadece İslam dini ile ilgili değil, başta hristiyanlık olmak üzere başka dinlerle ilgili de hiciv yapıyorlar.
Bu dergilerde Papalıkla, Vatikan’la, Hazreti İsa ya da diğer peygamberlerle olduğu gibi diğer dinlerle de ilgili sayısız karikatür ya da mizah yazısı yayınlandı bugüne kadar.
Adı üstünde, hiciv, mizah, kutsal bile olsa bir konuyu, bir kişiyi, bir fikri ya da inancı eleştirel biçimde alaya almaktır.
Bunu yapan kişinin aklına asla hakaret kastı gelmez.
Buna karşı, inanç ya da fikir ne olursa olsun hicivin muhatapları veya yandaşları için bu bir hakarettir.
Batı medyasında “islama hakaret” olarak adlandırılan karikatür ya da mizah yazılarının hiçbirinde aslında direk İslam dinine, islamın kurallarına yönelik bir hakaret, saygısızlık bulamazsınız.
Bu mizahta alay edilen, kötü gösterilen her şey aslında o dine de zarar veren unsurlardır ki, sanatçıların kastı da zaten budur..
Açın bakın başta Charlie Hedbo olmak üzere, çeşitli mizah dergilerinde yayınlanan karikatür veya mizah yazılarına, özünde İslam dinine hakaret yoktur.
Bizlerin de şiddetli tepki gösterdiğimiz kimi terör olaylarına mizahi bakış açısıdır ortada olan.
El Kaide kafa kestiği zaman “katiller, vahşiler” diye biz tepki gösterdiğimizde kimse kızmıyor da, karikatürist eli kanlı katili çizdiğinde niye tepki gösteriyoruz.
Bu vahşi terörü uygulayanların Müslüman olması bizleri elbette çok rahatsız etmektedir, ama bilelim ki demokratik ülkelerdeki aydın insanlar bu vahşi terörü yapanlar, Müslüman değil hristiyan da olsa aynı tepkiyi vereceklerdir.
Nitekim bu tür yayınlarda bunun sayısız örneklerini bulabilirsiniz.
Ayrıca “islama hakaret ediliyor” denilen karikatürlerden çok daha ağırları hristiyanlık için yapılmıştır bu dergilerde.
Üstelik hristiyanlığa yönelik mizahta, dinin temel kuralları en ağır biçimde alaya alınırken, Müslümanlıkla ilgili mizahın neredeyse tamamı vahşi teröre yöneliktir.
Bir başka nokta da şudur;
Müslümanlar olarak Hazreti Muhammed’in konu ne olursa olsun resmedilmesine razı gelmeyiz.
Bunun temel nedeni, islam anlayışına göre resim ve heykelin bir tür put sayılmasıdır. İslam anlayışı peygamber dahil ölümlü hiç kimsenin put olamayacağına dayandığı için resim ve heykel dinen hoş görülmemiş hatta çok uzun süreler de yasaklanmıştır.
Çünkü resim ve heykel eğitimsiz, cahil kesimlerde putlaştırılabilir ve din amacından sapabilir. Endişe budur.
Bu nedenle Hazreti Muhammed’in resmedilmesi İslam inancına göre mümkün değildir.
Müslüman olmayanların zihninde ise böyle bir yasaklama olmadığı için, nasıl Hazreti İsa’yı, Hazreti Musa’yı, Hazreti Adem’i, Hazreti Nuh’u veya başka dinlerin önemli kişilerini kendi anlayışına göre resmediyorsa Hazreti Muhammed’i resmetmek de sakıncalı değildir.
Onlar için sakınca değildir ama bir müslümanın gözünde Hazreti Muhammed’in resmedilmesi mümkün olmadığı için, bunu bir hakaret olarak kabul eder.
Yani bırakın eleştirmeyi, kim olursa olsun, Hazreti Muhammed’in hayalinde canlandırdığı görüntüsünü iyi bir şekilde, övmek için bile çizemez, resmedemez.
Şu anda Türkiye’yi ayağa kaldıran Charlie Hebdo’nun katliamdan sonra yayınlanan sayısının kapağındaki karikatür, ne kadar halis duygularla yapılmış olursa olsun yine de Müslüman dünyada tepki görecektir.
Ki son sayının kapağına konan karikatür, Hazreti Muhammed’e hakaret etmediği gibi tam tersine ona övgüdür, ama fark etmez, çünkü kimse Hazreti Muhammed’i resmedemez.
Ancak Müslümanların böyle bir inanca sahip olmaları Müslüman olmayanların fikir özgürlüğüne engel olma hakkını da kimseye vermez.
İşte Türkiye’de ve Müslüman dünyada anlaşılmayan budur.
Fikir ve inanç özgürlüğü arasındaki farkı bilmeyenler, kutsala sarılarak güya kendi inançlarına saygı isterken öte yandan kendileri gibi olmayan herkesin beynine ipotek koymaya çalışmaktadır.
Konuya devam edeceğim. Özellikle demokratik insanların olmazsa olması “fikir özgürlüğü” kavramını öne atıp kendilerinden olmayan herkese saldıranlara mutlaka cevap verilmesi gerektiğine inanıyorum.
Can Ataklı