Hesapta 'şeriat ülkesi' ama Suudi Arabistan’da bunlar yok
Can Ataklı; Camilerin altında ticarethane açmak İslam’ı ticarete alet etmek olarak görülür ve izin verilmez. Camilerde; derneklerin, kişilerin para toplaması yasaktır. Buna yeltenenlerin mahkeme kararına gerek olmadan elleri kesilir.
DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER
Yalan haberler tekrarlandıkça toplumun inanma ve kanıksama oranı o kadar artıyor
İlk Hitler döneminin propaganda bakanı Göbels söylemiş;
“Topluma her gün 10 yalan söyle, sonunda herkes inandığı gibi bunu sahiplenir.”
Bu konuda Retuers’de yayınlanan bir makale okudum.
Araştırmalara göre tekrarlanan yalan haberlere insanlar daha çok inanıyor. Ancak bununla kalmıyor. İnsanlar artık inandıkları konuda daha umursamaz hale geliyor; yanlış uygulamaları zamanla kanıksıyor.
Araştırma nasıl yapıldı?
Amerikan Vanderbilt Üniversitesi’nden Raunak M Pillai ile Lisa K Fazio ve Londra İşletme Okulu’ndan Daniel A Effron’un yaptıkları araştırma, Psychological Science (Psikoloji Bilimi) dergisinde yayımlandı. Üç akademisyen ABD’den 607 kişinin katıldığı bir araştırma yaptı.
Bu kişilere 15 gün boyunca kozmetik şirketlerinin hayvanlara zarar verdiğine dair 8 yalan haber başlığı gönderildi.
16’ncı gün ise katılımcılardan bu 8 haber başlığını ve o gün alakasız başka bir konuda gönderilen 8 yeni haber başlığıyla ilgili değerlendirmeleri soruldu.
Katılımcılar 8 yalan haberden ikisini 2 kez, ikisini 4 kez, ikisini 8 kez ve diğer ikisini ise 16 kez gördü.
Dolayısıyla yanlış haberlerden ikisi katılımcılara her gün gönderildi ve bu kişiler bu iki haberi 16 kez görmüş oldular.
16’ncı gün gönderilen 8 yeni haber başlığını ise herkes bir defa gördü. Gönderilen haberler toplam 26 haber arasından seçildi. Bunların 10 tanesi doğru; 16’sı ise yalan haberdi.
Yalan haberler nelerdi?
Araştırmada katılımcılara gönderilen yanlış haberlerden bazıları şunlardı:
- Bir elektronik şirketi, bir adamın kulağında patlayan kulaklıklar üretti.
- Bir uçuş görevlisi, uçuş sırasında ağladığı için 7 aylık bir bebeğin yüzüne tokat attı.
- Bir mesajlaşma uygulaması, FBI ve CIA için yüz tanıma veri tabanı oluşturmak üzere fotoğraf filtreleme teknolojisini kullandı.
Sonuç ne oldu?
Akademisyenler katılımcılardan aldıkları cevapları bilimsel istatistik yollarıyla analiz etti. Vardıkları ana sonuç şu oldu:
Tekrarlanan yalan haberler ahlaki yargıları etkileyebiliyor. Tekrar sayısının artması genellikle ahlaki yargıları daha yumuşak hale getiriyor.
Yanlış uygulamaya veya kabahatlere dair tekrarlanan yalan haberleri doğruymuş gibi gösteriyor. İnsanlar yanlış/yalan haberi ne kadar çok okurlarsa inanma dereceleri de artıyor.
Tekrar edilen haberler yeni duyulan haberlere göre ahlaki anlamda daha az sorunlu görünüyor.
Bir kabahati ne kadar çok duyarsak, ona o kadar çok inanabiliriz. Ancak bir o kadar da az umursayabiliriz. Çünkü o haberi insanlar kanıksamaya başlıyor.
Şimdi gelin Türkiye’yi düşünün.
İktidar ve çevresi sürekli doğru olmayan haberleri yayıyor.
Muhalefet terörle işbirliği yapıyor.
Muhalefet her gün Erdoğan ve ailesini ağza alınmadık hakaretlerle saldırıyor.
Faiz haramdır, faizler biz varken asla artmayacak.
Dünya bizi kıskanıyor.
Ekonomideki kötü gidişin sorumlusu dış güçler.
Türkiye ekonomisi çok sağlam, Avrupa ve Amerika ekonomik krizle sarsılıyor.
Avrupa’da marketler boş, halk açlıkla boğuşuyor.
TOGG dünyanın en iyi elektrikli aracı, milli gururumuz.
Türkiye’den petrol ve doğalgaz fışkırıyor yakında dünyanın enerji lideri olacağız, fiyatları biz belirleyeceğiz.
Daha ekleyin ekleyebildiğiniz kadar.
Halkın en azından büyük bölümü bunlara inanıyor mu?
İnanıyor.
Nokta.
ŞAŞIRDIM
Böyle bir sorun da var haberiniz olsun
Bir okurumdan gelen mesajı okumaya başladığımda önce şaka zannettim.
Ama ilerledikçe bunun bir şaka olmadığını okurumun ciddi ciddi bu sorununu aktardığını anladım.
Sorun şu; Erkekler kızlarla artık sağlıklı ilişki kuramıyorlar.
Okurum nedenini ayrıntılı anlatmış ama ben biraz özetleyeceğim;
Önce sorunu yazmış;
“Halkı ilgilendiren konular hakkında da bana yazın demiştiniz. Toplumu ilgilendiren çok önemli bir konu var. Kızlarla tanışamıyoruz, tanışabildiğimize de kendimizi beğendiremiyoruz. Toplumda 30 yaş üstü bekar erkeklerin sayısı epey fazla; kendimizi karşı cinse beğendirebilmemiz için bir taktik verir misiniz ya da verecek birini programa konuk eder misiniz?”
Ardından sorununa kendi açısından bilimsel bir katkı sağlamış;
“Biyolojik olarak bir kusuru olmamasına rağmen erkeklerin pek çoğu sosyolojideki değişimden dolayı üreme yeteneğini kaybetti. Kızlar sosyal medyanın kullanımının artması ve kırsal yaşamın terk edilip şehir hayatının artması nedeniyle dört dörtlük erkek arıyorlar. Dört dörtlük erkek aradıklarını açıkça dile getiriyorlar 30 yaşına gelene kadar ‘dört dörtlük birini arıyorum bulamazsam nasıl olsa 30 yaşına geldiğimde herhangi biri ile evlenebilirim’ diyorlar.”
Sonra da başına geleni anlatmış;
“Bir kıza iş çıkışı görüşmeyi teklif ettiğim için sapık muamelesi gördüm, istifa etmek zorunda kaldım iş yerinde. Kızın işten kovulacağı konuşuluyordu amacım bazı şeylere dikkat edip depo şefinin gözüne girmesi konusunda öğüt vermekti. Neredeyse gözgöze gelmek bile artık bu toplumda taciz sayılabiliyor böyle de bir durum var bu da büyük bir sorun, biri ile tanışmak için adım atmaya, tanıştığımız aynı ortamda bulunduğumuz kişilerle de sohbet başlatmaya çekinir olduk.”
BUNU YAZMAK GEREK
Hesapta “şeriat ülkesi” ama Suudi Arabistan’da bunlar yok
Suudi Arabistan’da 4 yıl görev yapan Basın-Yayın ve Enformasyon eski Genel Müdürü Cemil Ünlütürk yazmış. Gelin, Cemil Ünlütürk’ün gözlemlerini birlikte okuyalım:
1- Türbe, yatır yoktur, yasaktır. Bunlar olmayınca doğal olarak ziyaretleri de yoktur. Böyle davranışlar gericilik, cahiliye devrinden kalma putperestlik sayılır. (Peygamber’in mezarı hariç. Onu da zamanında Atatürk’ün müdahalesi ile kaldırmaya cesaret edememişlerdi)
2- Peygamberimize ait olduğu söylenen “Sakal-ı Şerif, Hırka-i Şerif” gibi ziyaretler de yoktur. Böyle davranışlar gericilik ve şirk sayılır.
3- İmam, müezzin gibi din görevlileri, ülkemizdeki gibi devlet memuru değillerdir, devlet bütçesinden bu kişilere maaş ödenmez. Allah için yapılan görevin karşılığında para almak ayıp sayılır ve yasaktır, para alan imamların arkasında namaz kılınmaz.
4- Biri çıkıp da ‘medyum’ olduğunu iddia ederse kellesi hemen gider.
5- Nakşilik, Nurculuk, Fethullahçılık tarikatlar yoktur, onların şeyhleri de, müritleri de, cemaatleri de yoktur. Tarikat şeyhleri, müritleri televizyonlara kanaat önderi olarak çıkmaya kalkarsa hemen kelleleri alınır.
6- Kız İmam Hatip Lisesi yoktur. Bu komik bulunur, çünkü İslamiyet’te kadından imam olmaz.
7- Camilerin altında ticarethane açmak İslam’ı ticarete alet etmek olarak görülür ve izin verilmez.
8- Camilerde; derneklerin, kişilerin para toplaması yasaktır. Buna yeltenenlerin mahkeme kararına gerek olmadan elleri kesilir.
9- Ayrıca Suudi Arabistan’da nüfus yoğunluğuna göre cemaat sayısının yeterli olmadığı bölgelere cami yapılmasına izin verilmiyor.
ÇOK GÜLDÜM
Bu hafta üç fıkramız var
Pazarın olmazsa olmazı fıkralarımızı tabii ki Yıldırım Tuna gönderdi.
Birlikte okuyalım;
Dedektif ve koca
Adam iş seyahatine giderken sürekli şüphelendiği ama bir türlü kondurmak istemediği karısı için özel bir dedektif tutmuş. Döndüğünde de neler olduğunu sormuş.
“Siz gider gitmez karşı apartmandaki adam evinize geldi ” diye başlamış dedektif anlatmaya, “Önce bir şeyler içtiler, daha sonra yatak odanıza geçtiler, fotoğraflara bakın, işte ikisi de şu şekilde çırılçıplak yatağa girdi”
Adam öfkeyle sormuş tekrar “Ee?.. Daha sonra ne oldu?”
Dedektif “E Işığı kapattılar ondan sonra bir şey göremedim tabii.”
Adam “Hay Allah kahretsin..! ” demiş sinirle kendi bacağına bir tokat şaplatıp, “Yine belirsizlik, yine o bitmeyecek şüpheler!..”
Alzheimer
Alzheimer günümüzün hastalığı.. Biliyor musunuz? Çok da yaygın..
Bu sabah bastım giderken trafik polisleri beni durdurdu, elleri bellerinde, “Seni neden durdurduğumuzu biliyor musun?..” diye bana soruyorlar.. Gerçekten..
Hele karım?.. O da Alzheimer.. Her sabah bana “Sende ne buldum da evlendim?..” diye o da bana sormaz mı?..
Önce bi dinle aslanım..
İki delikanlı teneffüste sohbetteler, “Kız arkadaşım mesafeye ve en önemlisi zamana ihtiyacım var dedi” demiş birincisi,
“Haklı..” demiş diğeri, “Haklı.. Biraz mesafe bırak. Aslında o şıllık sana göre değil. Sınıfta çıkmadığı erkek yok. Hatta benimle de ilişkisi oldu. Böyle dediğine sevindim. O mu açtı konuyu?..”
Birinci delikanlı biraz suskun kaldıktan sonra “Yahu onunla matematik çalışıyorduk, A noktasından B noktasına giden tren probleminin çözümü için bilgi istedi.. Konuyu ne hale getirdin be oğlum?”
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları