loading
close
SON DAKİKALAR

Hey Doha’daki Elçi, bu Cumhuriyet kolay kurulmadı öyle kafana göre tören iptal edemezsin!

Can Ataklı
Tarih: 25.10.2023
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: Can Ataklı - Korkusuz

Can Ataklı; Gazze mitingi, Cumhuriyet’in 100’üncü kuruluş yılını gölgelemek için yapılıyor.

CANIMI SIKAN ŞEYLER

Gazze mitingi, Cumhuriyet’in 100’üncü kuruluş yılını gölgelemek için yapılıyor

Gazze konusunda uluslararası arenada etkisiz kalan AKP iktidarı, her zaman olduğu gibi iç politikayı etkilemek için çaba harcıyor.

Erdoğan 28 Ekim günü, tüm Türkiye’yi kapattığı Atatürk Havalimanı’ndaki Gazze mitingine davet etti.

Haberi tam Flashhaber’de ana haberleri sunacağım sırasında duydum.

Gerçekten çok canım sıkıldı.

Dünyanın gözü önünde yapılan büyük kıyıma elbette sessiz kalmayacağız, bütün ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de gösteriler yapılacaktır.

Ama bunun için Cumhuriyet’in 100’üncü yılından bir gün önceyi seçmek akla mantığa sığan bir şey değildir.

Sıcağı sıcağına ilk değerlendirmeyi ekranda yaptım.

Bu mitingin asıl amacı asla Filistin davasına sahip çıktığımızı göstermek değildir.

Cumhuriyet’in 100’üncü yıldönümünden bir gün önce böyle bir gösteri yapmanın tek amacı vardır, o da Cumhuriyet’in bu büyük gününü gölgelemek.

Yandaş medyayı biliyorsunuz, milli günlerde zoraki yayınlar yapıyorlar.

Atatürk’ü, devrimlerini, bir ülkenin küllerinden yeniden doğmasını hep geri plana itmeye çalışıyorlar.

Bazı yandaş gazeteler böyle milli günlerde göstermelik olsa bile sayfalarında yer vermemeye ya da çok küçük haber olarak koymayı tercih ediyorlar.

İşte tam da bu büyük günden bir gün önce milyonların toplanacağı bir gösteri düzenlenirse, 29 Ekim günü gazeteler bu mitingi birinci sayfalarında büyütme fırsatı bulacaklar.

Cumhuriyet’in 100’üncü yılı gölgede kalacak.

AKP iktidarı büyük paralar harcayarak güya Cumhuriyet’in 100’üncü yılını kutlamaya hazırlanıyor.

Oysa yapılan tamamen bir AKP propagandası.

İstanbul Üsküdar’da teknolojik bir sergi açıyorlar, bu sergide son 20 yılda yapılanlar sergileniyor, milletin 100 yıl sonra Erdoğan’ın etrafında toplandığı algısı yaratılıyor.

Cumhuriyet’in kazanımlarından tek satır bile söz edilmezken sanki tüm Cumhuriyet tarihinde sadece son 20 yılda gelişme sağlandığı iddia ediliyor.

Filistin için büyük bir gösteri elbette yapılabilir.

Ama bunun 29 Ekim’den bir gün önceye getirilmesi kabul edilebilir bir şey değildir.

Cumhuriyet Bayramı hakkıyla kutlandıktan sonraki bir gün tercih edilebilirdi

Ama iktidar zihniyeti, tam da böyle bir güne koydukları bu mitinge milyonlarca insan getirilebilir.

Ama bilelim ki bu miting tarihe Türk halkının öfke çığlığı olarak değil kara bir leke olarak geçecektir.

KAFAMI BOZAN ŞEYLER

Hey Doha’daki Elçi, bu Cumhuriyet kolay kurulmadı öyle kafana göre tören iptal edemezsin!

Türkiye’nin Katar’daki Büyükelçisinin yediği naneyi duymuşsunuzdur.

Mustafa Mehmet Göksu isimli bir şahıs, Doha’da yapılması planlanan Türkiye Milli Günü kutlamalarını ertelemiş.

Bakın basın açıklamasında ne demiş bu zat:

“Cumhuriyetimizin 100. yıl etkinlikleri kapsamında 27 ve 29 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilmesi öngörülen Cumhuriyet Bayramı resepsiyonlarımızı erteliyoruz. Filistin’de yaşanan vahim gelişmeler nedeniyle “Milli Gün Diplomatik Resepsiyonu”nun 23 Kasım 2023 tarihinde ve “Vatandaşlarımızla Cumhuriyet Bayramı Resepsiyonu”nun 24 Kasım 2023 tarihinde düzenlenmesi planlanmaktadır.”

Sen kimsin kardeşim?

Cumhuriyet’in 100’üncü yılını kutluyoruz farkında mısın? Bu Cumhuriyet sandığın gibi kolay kurulmadı. Büyük bir mücadele var, kan var altında. Dünyada ne olursa olsun, böyle bir günü ertelemeye ne hakkın ne de haddin var.

Bu adamın kim olduğuna da baktım. Meğer AKP’li Belediye Başkanı Tevfik Göksu’nun kardeşiymiş.

Böyle bir adamın yaptığına şaşırmam elbette ama böyle birini elçi diye gönderenleri de affedemem en azından kendi vicdanımda.

YENİ ÖĞRENDİM

İsrail ordusunda psikolojik gerginlik

Haberi İsrail’in en etkili gazetelerinden Haaretz’den aldım.

İsrail son yılların en büyük katliamını yapıyor ama neredeyse dünyada oluşan tepkiler kadar İsrail’de de tepki oluyor.

Hemen her gün binlerce İsrailli; Netenyahu yönetimi aleyhine gösteriler yapıyor, Gazze’ye yapılan saldırıların durmasını istiyor.

Şöyle düşünelim: Türkiye terörle mücadele amacıyla Suriye ve Irak topraklarında operasyonlar yapıyor. Türkiye’de bu operasyonlara karşı bırakın binlerce kişinin katılımını, üç yüz beş yüz kişi gösteri yapmaya kalksa ve Erdoğan’ı istifaya çağırsa ne olur? Düşünmesi bile mümkün değil. Gelelim İsrail gazetesinin haberine.

Gazete diyor ki: İsrail askerleri arasında büyük huzursuzluk var. Yedek askerlerin çoğu cepheye gitmek istemiyor. Binlerce asker psikolojik bunalım içinde. Psikiyatristler kendilerine başvuran askerlerle baş edemiyor, ordu ise bu iddiaları reddederken çeşitli bölgelerde yüzlerce psikiyatri uzmanının çalıştığını itiraf ediyor.

Gözlediğim kadarıyla dünyanın tepkisi İsrail’i durdurmaya yetmese bile İsrail halkının direnci hem Netenyahu’yu götürecek hem de bu orantısız saldırıları durduracak.

BUNU YAZMAK GEREK

Bahçeli tıpkı Erbakan gibi konuştu

Yıllar önce 1994 yılında, o yıl yapılan seçimlerden sonra başbakan olan Necmettin Erbakan aynen şöyle demişti;

“Atatürk yaşasaydı, Refah Parti’li olurdu

Aradan 29 yıl geçtikten sonra aşağı yukarı aynı cümleyi bu kez MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli söyledi.

Ama o “Atatürk yaşasaydı, MHP’li olurdu” demedi.

Onun yerine Tayyip Erdoğan’ı işaret ederek “Eğer Atatürk bugün yaşamış olsaydı, devletimizin geçirdiği badireleri dikkate alarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yılmaz ve yıkılmaz bir müdafaacısı olurdu” dedi.

Gerçekten şaka gibi değil mi?

Atatürk’ün bugün yaşamasına gerek yok, kendi döneminde böyle bir rejime geçmeyi asla düşünmemişti.

O büyük önder Cumhuriyeti kurarken demokrasinin, hukuk devletinin yolunu açan devrimler yaptı, ilkeler koydu.

Aklına hiç “Padişah gibi olayım, her şeye tek başıma karar vereyim” demek gelir miydi?

Ki kendisine defalarca “Saltanatın başına geç” teklifleri yapıldığını ve Atatürk’ün bunu her seferinde çok sert biçimde reddettiğini ve Türkiye’nin cumhuriyet ile yönetileceğini söylediğini de herkes biliyor.

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Bahçeli, Biden’in telaşını kendi konuşmasına bağladı

Artık MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin konuşmalarına, açıklamalarına hiç şaşırmıyorum.

Hafta sonunda Netenyahu’ya 24 saat süre vermişti.

Saldırıları durdurmazsa Türkiye’nin gerekeni yapacağını iddia etmişti.

24 saat geçti, ama saldırılar daha da şiddetlendi.

Bahçeli dün Meclis’teki “salı konuşmasını” yaptı.

Aslında dün YouTube konuşmamda söylediğim gibi Bahçeli yine çark etti, kıvırdı.

Dedi ki:

“Biz çok şükür namussuz değiliz. Tarafız. Haklının, masumun, insan onurunun, tarih ve inanç bağlantımız olan kardeşlerimizin tarafıyız. 24 saat dolmuştur. Türkiye Cumhuriyeti, insanlık nam ve hesabına barış ve çözüm iklimini yeşertmek, garantörlük mekanizmasını kurmak adına her türlü müdahale ve mücadeleye hazır ve kararlı olmalıdır. Bizde geri adım yoktur.”

Asıl cümleyi ise bundan sonra kurdu; “24 saati Amerika’nın saatiyle özdeşleştirip, ‘Nerede 24 saat’ diye soran Amerikan uşakları, Biden saat kaçta dinlenme ofisine gitti?”

Sanıyorum Bahçeli Biden’in basın toplantısını kesip “acil durum odasına gitmesini” kastetti ama yanlışlıkla “dinlenme ofisi” dedi.

Doğru, Biden basın toplantısını yarıda kesti.

Ama bu Bahçeli’nin verdiği sürenin dolması ve telaşa kapılması nedeniyle değil, Suriye’deki iki ABD üssünün eş zamanlı olarak füze saldırısına uğraması üzerine oldu.

Bakın burada ilginç bir nokta var; ABD bu füzelerin İran’ın desteklediği terör grupları tarafından atıldığına inanıyor.

Bahçeli’nin Biden’ın davranışını kendine bağlaması ABD tarafından “Yoksa füzeler Türkiye tarafından mı atıldı” şeklinde değerlendirilirse ne olacak, MHP Genel Başkanı bunu düşündü  hiç?

YENİ ÖĞRENDİM

İsrail ordusunda psikolojik gerginlik

Haberi İsrail’in en etkili gazetelerinden Haaretz’den aldım.

İsrail son yılların en büyük katliamını yapıyor ama neredeyse dünyada oluşan tepkiler kadar İsrail’de de tepki oluyor.

Hemen her gün binlerce İsrailli; Netenyahu yönetimi aleyhine gösteriler yapıyor, Gazze’ye yapılan saldırıların durmasını istiyor.

Şöyle düşünelim: Türkiye terörle mücadele amacıyla Suriye ve Irak topraklarında operasyonlar yapıyor. Türkiye’de bu operasyonlara karşı bırakın binlerce kişinin katılımını, üç yüz beş yüz kişi gösteri yapmaya kalksa ve Erdoğan’ı istifaya çağırsa ne olur? Düşünmesi bile mümkün değil. Gelelim İsrail gazetesinin haberine.

Gazete diyor ki: İsrail askerleri arasında büyük huzursuzluk var. Yedek askerlerin çoğu cepheye gitmek istemiyor. Binlerce asker psikolojik bunalım içinde. Psikiyatristler kendilerine başvuran askerlerle baş edemiyor, ordu ise bu iddiaları reddederken çeşitli bölgelerde yüzlerce psikiyatri uzmanının çalıştığını itiraf ediyor.

Gözlediğim kadarıyla dünyanın tepkisi İsrail’i durdurmaya yetmese bile İsrail halkının direnci hem Netenyahu’yu götürecek hem de bu orantısız saldırıları durduracak.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları