İbretlik bir fotoğraf ve silinen bir tweet
Can Ataklı; AKP’li esnaf dostum: “Artık Erzurum AKP’nin kalesi değil!”
BAŞIMDAN GEÇENLER
AKP’li esnaf dostum: “Artık Erzurum AKP’nin kalesi değil!”
Adı bende saklı Erzurumlu bir tanıdığım var.
Yıl içinde ürettiği balları doldurur kavanozlara, yanına doğadan topladığı kekikleri ve karısının yaptığı pul biberi de ekler, biraz da köyündekilerden aldığı yağları ekler, İstanbul’a gelir, işporta mafyasının karışmadığı bir yer bulup bunlara satmaya çalışır.
Ben de öyle tanıdım zaten.
Önce bir kavanoz bal aldım, biraz pul biber ve kekik.
Bir hafta 10 gün boyunca açtığı küçük tezgah yolumun üzerinde olunca ister istemez göz aşinalığı oluyor, sonra benim ne iş yaptığımı öğrenince ayaküstü sohbetler etmeye başladık.
Koyu bir AKP’liydi.
Her görüşmemizde “Yahu bu AKP’de ne buluyorsun, bak ekmeğini kazanmak için ne zorluklara katlanıyorsun, oğluna bir iş bulamadın, hala niye peşlerindesin?” diye takılırım.
Son birkaç yıl içinde birkaç kere İstanbul’a gidip geldi, her geldiğinde aradı, o arada ihtiyacım olan bir şey varsa ben de aldım ondan.
Birkaç gün önce telefonla aradı, sandım ki yine İstanbul’a gelmiş.
Meğer Erzurum’dan arıyormuş.
“Can Beeey” diye seslenerek açtı telefonu sonra da bir nefeste ekledi: “Erzurum artık Ak Parti’nin kalesi değil, bu seçimde çok fena yenilecekler.”
Ben de merakla ve gülümseyerek “Hayrola ne oldu böyle ne değişti?” diye sordum.
“Millet burnundan soluyor artık, aş yok iş yok, bak İstanbul’a bile gelemiyorum artık” dedi.
Sordum “İyi de AKP oyları kime gidiyor, o önemli?”
Önce “CHP burada bir milletvekili çıkarır” dedikten sonra anlattı;
“Burada İYİ Parti görünmeye başladı. Onlar milletvekili çıkarır. Ayrıca HDP de güçleniyor, onlar da bir milletvekili çıkarırlar. Ak Parti belki birini korur milletvekillerinin ama gerisini kaybeder.”
Erzurumlu esnaf dostum sonra “Bak burada herkes seni izliyor, yanımdaki bir arkadaşım seni çok seviyor, telefonu ona veriyorum” dedikten sonra “Merhaba” diye bir başka ses geldi kulağıma.
O da belediyede çalışıyormuş.
“Bugüne kadar hem oyumu hep Ak Parti’ye verdim hem de belediyemiz için canla başla çalıştım” dedikten sokra biraz duraladı ve devam etti:
“Ama olmuyor Can Bey, verilen sözlerinin hiçbirini tutmadılar, hayat pahalılığı bizi ezip geçiyor, artık akşam eve ne götüreceğimizi bile bilmiyoruz, bunlar bizi mahvetti.”
Bu tür yakınmaları çok duyuyorum elbette.
Ama ses Erzurum’dan gelince ister istemez bir kere daha sormak ihtiyacını hissediyorum, öyle ya birkaç kişi öfke ile AKP’yi bırakır sonra da bunu bana anlatır.
Acaba anlatılan ne kadar gerçek?
Sordum tabii; “Yahu” dedim “Tamam sen AKP’liydin bıraktın, yanındaki arkadaşın da öyle, ama emin misiniz Erzurum’un artık AKP’yi bıraktığından?”
Erzurumlu hafif öfkelendi, “Can Bey seni niye arayalım, bak burada kahvede oturuyoruz, burada herkes AK Parti’li idi, akşamları Flash’ı açıp seni izliyoruz, vallahi billahi buradaki herkes bıraktı bunları” dedikten sonra “Öyle değil mi arkadaşlar?” diye seslendi, bir alkış koptu arkadan.
Durum bu….
BUNU YAZMAK GEREK
İbretlik bir fotoğraf ve silinen bir tweet
Ergenekon kumpasının kahramanlaştırdığı Teğmen Mehmet Ali Çelebi’nin AKP’ye transfer olması özellikle CHP saflarında çok eleştiriliyor.
Yapacak bir şey yok aslında. Bu teğmen garip bir şekilde savruldu gitti.
Geriye kalan bir fotoğraf var ki çok ibretlik bana göre.
Tarih 30 Ekim 2013’ü gösteriyor.
Bu teğmen Hasdal’da tutuklu.
Nikahı da mecburen burada kıyılıyor.
İki nikah şahidi var.
Biri CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu diğeri dönemin Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu.
Tuhaflığa bakar mısınız?
Bu fotoğrafın yanına bir de ibretlik tweet koyuyorum.
Bu tweeti atan Süleyman Soylu bu sabah o tweeti hemen sildi.
Karaktere bakar mısınız?
MERAK ETTİĞİM ŞEYLER
Devlet desteği alınca eleştiri hakkınız da olmuyor mu?
Antalya Film Festivali’nde “en iyi yönetmen” ödülünü alan Emin Alper törende bir konuşma yaptı.
Konuşma saray medyası ve AKP trolleri tarafından anında topa tutuldu.
Çünkü Emin Alper mezun olduğu Boğaziçi Üniversitesi’ndeki uygulamaları eleştirmiş ve Gezi direnişine de selam göndermişti.
Güya eleştirilerin içinde en tuhaf olanı şu; “Emin Alper bol ödül kazanan filmi için Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan maddi destek almış, devletten para alan biri nasıl olur da böyle konuşurmuş.”
Devletten destek almak eleştiri hakkını ortadan kaldırmaz ki.
Öyle bakarsak devletten maaş alanların ağzını açmaması gerek.
Yine hazine yardımı alan siyasi partiler iktidarı eleştiremezler.
Hastanede bedava tedavi oluyorsak, devletin yollarını kullanıyorsak, havaalanlarından geçiyorsak iktidarı eleştirmemiz mümkün olamaz.
Saray medyası artık ne yapacağını şaşırdı.
Galiba avantaya o kadar alışmışlar ve bunun gereğini yerine getirmeyi içselleştirmişler ki, başka türlüsüne tahammül edemiyorlar.
Bu arada kızdıkları konuşma da şöyle;
“Benim yönetmem olmamda Boğaziçi Üniversitesi’nin büyük bir katkısı vardır. Ülkesinin en güzide eğitim kurumunu ele geçirilecek bir kale olarak gören zorba bir zihniyetin saldırısı altında. Utanıyorum. Bu ülkenin bu nadide kurumuna yapılan saldırıdan gerçekten utanıyorum. Ama Boğaziçi Üniversitesi direniyor. Kazanacak. Sadece Boğaziçi Üniversitesi değil, zorbalığa karşı direnen herkes kazanacak. Gezi direnişçileri kazanacak. Hemen yanı başımızda diktatöre karşı direnen Ukrayna halkı kazanacak. Zalim mollalara direnen kadınlar kazanacak. Bütün bu direnişçiler tiranlara zorbalara şunları söylüyor: Kazanamayacaksınız. Tarih sizin yanınızda değil. Yıllar sonra hatıranızın önünde eğilecek kimseyi bulamayacaksınız.”
CANIMI SIKAN ŞEYLER
40 gün ertelenen doktor randevusu yine iptal edildi
Eylül ayı başında Beylerbeyi sakini bir dostumun başına geleni yazmıştım.
Bu dostum bin bir uğraş sonunda Beykoz Devlet Hastanesi’nden üroloji servisi için randevu almıştı.
Randevu neredeyse bir ay sonraya 2 Eylül gününe verilmişti.
Ancak muayene günü geldiğinde üroloji uzmanının AKP’nin düzenlediği sünnet şöleni için görevlendirdiği bu nedenle randevunun ileri bir tarihe ertelendiği telefon mesajı ile bildirilmişti dostuma.
Yeni randevu tam 40 gün sonraya verilmişti.
40 gün geçti ve dostum hastaneye gitmeye hazırlanırken yeni bir telefon mesajı gelmiş.
Mesajda “Randevunuz olan uzman hekimimiz raporlu olduğu için muayeneniz iptal edilmiştir” yazıyor.
Dostum gitmiş yine de hastaneye tabii.
Biraz bağırmış çağırmış, ama ne çare.
Bakalım yeni randevu kaç gün sonraya verilecek ve bu kez gerçekten doktor yerinde olacak mı?
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları