İmamoğlu hiç seçim kaybetmediyse CHP nasıl her seçimi kaybetmiş oluyor?
Can Ataklı; Ancak söylemeyi unuttuğu bir şey var. Kazandığı her seçimi CHP bayrağı altında kazandı. Peki bu durumda CHP neden “hep seçim kaybeden parti” oluyor?
KAFAMI BOZAN ŞEYLER
Boykot bahane, 300 gemi şahane
Gazze’deki korkunç olayların 49’uncu gününe giriyoruz.
Saray iktidarı sanki çok iş yapıyormuş gibi oradan oraya koşuyor, akıllar vermeye kalkıyor.
Kimse ciddiye almıyor.
Çünkü ne Arap dünyası ne Müslüman ülkeler ne de Batı dünyası; Türkiye’deki iktidara güvenmiyor, güvenemiyor.
Dünya alemin terörist olduğunu söylediği Hamas’a, “Onlar terör örgütü değil, kurtuluş mücadelesi veren mücahitler” derseniz, kim nasıl güvensin ki size?
Durum bu olunca iktidar tüm gücünü yine iç politikada algı yaratmak için kullanıyor.
Her gün çok iri laflar söyleniyor.
Sanki dünyada başka hiç kimse Gazze’deki dramı kınamıyormuş gibi vicdan sömürüsü yapılıyor.
Bir de boykot kampanyaları açıyorlar.
Bir Kuveytliye ait olan Starbucks kafelerine saldırı yapılıyor.
Coca Cola’lar yollara dökülüyor.
Deterjanlar etrafa saçılıyor.
ABD malı köfte zincirleri taşlanıyor.
Diyanet İşleri Başkanı, halkı “İsrail mallarına karşı boykota” çağırıyor.
Ama daha bir gün önce Alman Mercedes otomobil firmasının İsrail’e yaptığı 1 milyon Euro’luk maddi yardımı görmezden geliyor.
Lüks ve ihtişam meraklısı başkan boykota öncülük yapıp 4 tane Mercedes makam aracından inmeyi düşünmüyor bile.
Ama asıl facia nerede biliyor musunuz?
Tüm bu vicdan sömürülerinin yanında İsrail’le olan ticaret tam gaz sürüyor.
Türkiye’den mal yükleyip İsrail limanlarına giden yük gemisi sayısı son 48 günde 3900’ü buldu biliyor musunuz?
Bu gemilerde ne var?
Akaryakıt var, uçak yakıtı var.
Petrol var.
Su taşıması aralıksız devam ediyor.
Bu gemilerde İsrail’in temel ihtiyaçlarını karşılayacak mallar var.
Demir-çelik var.
Her türlü üretimde hatta silah yapımında kullanılan ara mallar var.
Bir yandan “İsrail’e karşı dünyanın tepkisizliğini, sessizliğini anlamıyoruz” diyeceksiniz öte yandan bu ülkeye her türlü mal ve hizmeti götürmek için elinizden geleni yapacaksınız.
Neymiş, uluslararası anlaşmalar varmış, önceden yapılan anlaşmalara karşı gelinirse yüksek tazminatlar ödemek zorunda kalırmışız.
Başlatmayın tazminatınızdan.
Böyle bir ortamda uluslararası anlaşma mı kalır?
Madem dünya sessiz bir tek Türkiye tepki gösteriyor, artık laf salatasını bırakın da en azından İsrail’e yönelik bir ambargo başlatın. Kim bilir belki örnek olursunuz başka ülkeler de katılır bu ambargoya.
YENİ ÖĞRENDİM
Yemen, Türkiye’den giden İsrail gemisine el koydu
Gazze olayları başladığı günden beri İsrail’e karşı dünyada bir tek Yemen askeri güç kullanıyor.
Yemen’den hemen her gün İsrail’e doğru füzeler ateşleniyor.
Bu füzelerin tamamı İsrail’e ulaşmadan önce ya İsrail ya Akdeniz’deki ABD donanması tarafından imha ediliyor.
Ama İran destekli Yemen pes etmiyor, atışlarını sürdürüyor.
Yemen son olarak Kızıldeniz’deki İsrail gemilerinin de hedef alınacağını açıkladı.
Bu açıklamadan sonra hedef seçilen ilk gemi İsrailli bir armatöre ait olduğu belirtilen Galaxy Leader Ro-Ro gemisi oldu.
Yemen Silahlı Kuvvetleri, Kızıldeniz’de seyir halinde olan gemiye el koydu.
İşin ilginç yanı bir İsrailliye ait olan geminin İzmit limanından aldığı yükle Hindistan’a gidiyor olması.
İsrail Savunma Bakanlığı gemide İsrailli bulunmadığını açıkladı.
Gemide Türk personel olup olmadığı bilinmiyor.
CANIMI SIKAN ŞEYLER
Diyanet önce Taliban’ı konuşturdu sonra çark etti
Almanya’nın Köln kentinde geçen hafta çok tepki çeken bir toplantı yapıldı.
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DTİB) bağlı bir camide üst düzey Taliban temsilcisi konuşma yaptı.
Bunun üzerine Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser “Taliban temsilcilerinin Köln’de kürsüye çıkması kesinlikle kabul edilemez ve bu şiddetle kınanmalıdır. Radikal İslamcılara hiç kimse Almanya’da platform sunamaz” diye tepki gösterdi.
Alman Bakan’ın sert çıkışı ve onunun Alman makamları tarafından soruşturulmaya başlanması Diyanet’i telaşlandırdı.
Alel acele yapılan açıklamada bu konuşmanın kendi bilgileri dışında olduğunu savunan DİTİB yetkilileri “Taliban’ın insanlık, kadın ve özgürlük düşmanı zihniyeti, bizim inancımızda hiçbir şekilde meşrulaştırılamaz ve bu dini yoruma Müslümanlar olarak kararlı bir biçimde karşı duruyoruz” dediler.
Diyanet yetkilileri camideki konuşma programının Köln Meschenich Afgan Kültür Derneği tarafından düzenlendiğini ileri sürerek “Özür diliyoruz” açıklaması yaptı.
Hep böyleler işte.
Meydanı boş bulunca dilediklerini yapıyorlar sıkıyı görünce de anında çark ediyorlar.
Bİ SORALIM BAKALIM
İmamoğlu hiç seçim kaybetmediyse CHP nasıl her seçimi kaybetmiş oluyor?
Genel seçimler öncesi ve sonrasında en çok “14 seçim kaybeden CHP” sözünü duyduk.
Bu sözü elbette AKP Genel Başkanı çok sık kullanmıştı.
İktidar yanlıları da ısrarla CHP’nin seçim kazanamadığına vurgu yaparak Erdoğan’a övgü şansı buluyor bu sayede.
Bu söz bir anlamda gerçek elbette.
Ama seçim kazanamamanın ne olduğunu da bilmeliyiz.
CHP seçimlerde birinci parti olamadı.
Ama oy oranı da hiç düşmedi.
Buna karşı her seçimi kazanan AKP’nin kaybettiği oyları kimse konuşmuyor, çünkü Erdoğan ne şekilde olursa olsun hep iktidarda kalıyor.
Kafa karıştıran nokta bu.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, geçen hafta yaptığı bir konuşmada “Beylikdüzü İlçe Başkanlığı’nı kazandım, Beylikdüzü Belediye Başkanlığı’nı kazandım, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini üstelik iki kere kazandım” dedi sonra da muzip biçimde gülümseyerek “Ben hiç seçim kaybetmedim” dedi.
Doğru mu? Doğru tabii.
Ancak söylemeyi unuttuğu bir şey var.
Kazandığı her seçimi CHP bayrağı altında kazandı.
Peki bu durumda CHP neden “hep seçim kaybeden parti” oluyor?
CHP Eskişehir’de, İzmir’de, Muğla’da, Antalya’da, Adana’da, Mersin’de seçim kaybetmedi ki.
“Hep seçim kaybediyor” denilen bir dönemde Ankara ve İstanbul’u kazandı.
BUNU YAZMAK GEREK
Hiçbir sorun yok aslında ama bu fotoğraf Özgür Özel’i zora sokacak
CHP’nin yeni Genel Başkanı Özgür Özel önceki gece Kadıköy Süreyya Operası’nda Mardinli Kürt sanatçı Pervin Şakar’ı izledi.
Dünyaca ünlü opera sanatçısı Şakar Ravel, Delibes, Lehar, Bellini, Strauß, Massenet, Brahms, Dvorak’ın eserlerinden operet ve opera aryaları seslendirdi.
Konserden sonra sahneye çıkan Özgür Özel sanatçıyı kutlarken zarif biçimde elini de öptü.
Kıyamet koptu.
Bir yandan yandaş medya, diğer yandan CHP’deki Özel muhalifleri ayağa kalktı.
Neden?
Çünkü bu Kürt sanatçı Şeyh Sait’in heykeli önünde fotoğraf çektirmişti, Kürt halkının özgürlüğünden söz ediyordu, bölücüydü, PKK’lıydı.
Tepkiler üzerine Pervin Şakar’ın daha önce söylediklerine baktım.
Klasik bir Kürt milliyetçisi kimliği taşıdığını gördüm.
Söylediklerinde bir suç yok, sanatçı duyarlılığı ile yaklaşmış konulara.
Kürt özgürlüğünden, Kürt kimliğinden ve kültüründen söz eden cümlelerinde Türkiye aleyhtarı bir şey yok.
Ama işin içinde Kürt, HDP olduğunda toplumun bir bölümü önceden edindiği yanlış algı nedeniyle hemen tepki gösteriyor.
Özgür Özel’in bu konseri izlemesi, Pervin Şakar ile fotoğraf çektirmesi, elini öpmesi normal bir ülkede asla sorun edilmeyecek, alkışlanacak bir harekettir.
Ama söz konusu Türkiye olunca iş değişiyor.
Bu nedenle “O fotoğraf Özgür Özel’n başını çok ağrıtacaktır” diyorum.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları