''Can Ataklı bir komedide nasıl olur?'' diye merak ediyorsanız sakın kaçırmayın.
Meclis’te CHP Grubu’nun “kürsüye çıktığında en çok izlenen” isimlerinden Muharrem İnce yine kendisinden çok söz ettirecek bir konuşma yaptı.
AKP’nin “Kılıçdaroğlu Türkiye’yi uluslararası alanda şikâyet ediyor” eleştirilerine karşı konuşan İnce “Cevap vermek istiyorum” diye çıktığı kürsüde iktidar partisine çok ince göndermeler yaptı.
AKP’nin pek çok konuda ikili tavır içinde olduğunu ileri süren İnce, bakın hangi noktalara dokundurdu;
- Biz ülkemizi şikâyet etmedik ama siz ülkenizi şikâyet eden birisi arıyorsanız, Sayın Cumhurbaşkanı’nın eşiyle bir sohbet edin, o size ülkesi nasıl şikâyet edilir anlatsın, önce bu bir.
- Ben sizi anlamak da gerçekten güçlük çekiyorum. Şeker fabrikalarını satış kararı, kapatma kararı alıyorsunuz, sonra bu karardan vazgeçiyorsunuz, kararı alan Başbakan, karardan vazgeçen Başbakan, çarşaf çarşaf teşekkür edilen kişi yine Başbakan.
- Sonra bakanın birisi çıkıyor “Özürlüden öğretmen olmaz” diyor, özürlüleri incitiyor, sonra “olur” diyen bir hükûmet başkanı çıkıyor, sonra ona teşekkür ediliyor.
- 3 SBS’yi getiren siz, size teşekkür ettiler.
- SBS’den vazgeçip 1 SBS’yi getiren yine siz, yine teşekkür edilen siz.
- Suriye’ye “Kardeşim Esad” diyen siz, teşekkür ediliyor; “Kanlım Esed” diyen siz, yine teşekkür ediliyor.
- Elinde iple dolaşan siz, idamı tartışan siz, sonra İmralı’ya televizyon gönderen yine siz.
- “Başkanlık sistemi, Amerikan emperyalizminin bir dayatması ya da bir özentinin sonucudur” deyip alkışlanan siz, bugün başkanlık tartışmasından medet uman yine siz.
- “Görüşen şerefsizdir” diyen siz, “Siyasi hayatıma mal olsa da görüşürüm” diyen yine siz.
- “Ergenekon’un savcısıyım” diyen siz, Ergenekon’un ziyaretçisi olan yine siz.
- Uzun tutukluluk süreleri için kanun çıkaran siz, bundan şikâyet eden yine siz.
*****
GÜNÜN SÖZÜHasta yakınlarının doktorlara uyguladığı şiddet devam ediyor. Bu kadar olaya rağmen önlem alınmaması insana Hipokrat Yemini’ni bozdurur! (Gani Yıldız)
*****
İlk kez bir komedi skecinde oynadımGeçenlerde TV8’de Gökmen Karadağ’ın konuğu idim. Yayından önce kapıda sanatçı Önder Açıkbaş’la karşılaştık. Hararetli ve bol esprili bir sohbet sırasında Önder Açıkel’e TV8’de yaptığı ÖTV programındaki tiplemeleri ve esprileri çok beğendiğimi söyledim.
Sonra da “Biliyor musun seni kıskanıyorum, keşke ben de oynayabilsem” dedim. Açıkel hemen atladı “Abi senin harika ekran yüzün var, haydi gel bir skeçte oyna” karşılığını verdi.
Güldüm. “Tamam” dedim.
İki gün sonra aramaz mı? “Abi gel, bir skeç çekelim.”
Ciddiye almış iyi mi?
Ama fena da olmaz dedim. Kalktım gittim.
Önder Açıkel’in “Mazlum” adlı bir karakteri var. Nasıl ahlaksız, nasıl namussuz, nasıl düzenbaz, izleyenler biliyor.
İşte bu Mazlum “Mazpar” diye parti kurmuş. Skeçte yeni parti başkanı ile tanınmış bir gazeteci tartışıyor.
Ben sanıyorum ki bir tekst verecek elime. “Yok abi” dedi “Doğaçlama yaparız, sal kendini gitsin.”
Olur.
Başladık çekime. O konuşuyor ben konuşuyorum, arada moderatör eziliyor, van minutlar, attan düşmeler, bardak fırlatmalar falan gırla.
Neyse çekim bitti. “Çok güzel oldu” dedi. İnanmadım.
Dün aradım “yayınlayacak mısın?” diye sordum. “Harika oldu abi, inan bana kesemedim bile. Tam 18 dakikalık skeç
oldu, kuralları, tabuları yıktık vallahi” dedi.
Program bu akşam saat 19.15’te yayınlanıyor. Tekrarı ise gece 01.00’deymiş.
“Can Ataklı bir komedide nasıl olur?” diye merak ediyorsanız sakın kaçırmayın. Ben çok merak ediyorum.
İster misiniz devam edeyim sonra?
*****
Tarafsız gazeteci safsatasıİktidarla birlikte yeni bir gazeteci tipi doğdu. Yandaşı biliyorsunuz da, bu yeni tip “tarafsız” olma iddiasında.
Tarafsızlığın tanımı da şu; “Bir gün iktidara çakacaksın, muhalefeti yücelteceksin, ertesi gün iktidarı övecek muhalefete bindireceksin.”
Böyle olunca iktidardan da muhalefetten de tepki görmeyeceksin. Al sana tarafsız gazeteci.
Yaratılan korku ortamında gevşek karakterli olanların bu yola başvurmasına artık bir şey diyemiyorum da, başkalarına akıl vermiyorlar mı, illet oluyorum. Neymiş efendim, Ayşenur Aslan Medya Mahallesi’ndeyken çok taraflıymış. Olmazmış.
“İlkeli gazeteci” diyemiyor ya, “çok taraflı” deyip gevşekliğini gösterecek. Neyse ki yanına bir yandaş oturtulmuş, çok da iyi olmuş, ama ah Ayşenur Aslan, Cumhuriyet’e röportaj vermiş, yandaş bozulmuş, kırılmış kanal da “tarafsızlık” kuralına uyarak programı kaldırmış.
Sonuç. Ayşenur Aslan işsiz. Yandaş’ın endişesi yok. O nasıl olsa bir yerlerde yine belirir.
Bir nokta da şu: Bu tarafsız (!) arkadaşlar tarafsızlığı sadece ilkeli, gerçek gazetecilerde arıyor. Nitekim “taraflı” denilerek işlerinden olanların hepsi daha muhalif gazeteci ve yazarlar.
Yandaşların aşırı taraflılığı tam gaz giderken, “sen tarafsız değilsin” diyerek işinden atılan yok. Onlar ne zaman atılıyor? Kendilerini gerçekten bağımsız zannederek iktidara küçük bir eleştiride bulunduklarında.